birinci öğretime kayıtlı olduğum halde ikinci öğretimlerle ders gördüğüm için hocalar sağolsun!
1 yıl sabah erken kalktım, 1 yıl akşam derslere girdim.
ikisininde artı ve eksi yönleri var. bide benim gibi şanslılar *
ikinci öğretim öğrencisinin sabah 08:00'i 16:00'dır. 16:00 da kalkar üstünü değişir derse gider. hayatı buna göre planlıdır. bazıları (bkz: zaibatsu)akşam 19:00'da ki sınavı kaçırır uyumaktan, ikinci gün şans verilir 20:00'de aynı dersin diğer bölüme sınavı vardır zaibatsu kişisi onu da kaçırır. ama her zaman ve her şartta ikinci öğretim candır.
ikisi de cumartesi ve pazar günü hayvan gibi uyur. okula otobüsle gidiliyorsa birinci öğretim için eziyettir. bazı günler olur ki kucak kucağa yolculuk eder insan. ikinci öğretim okuyanların bindiği otobüs ise her daim boştur.
ikinci öğretim daha avantajlıdır. birinci öğretimde okuyanlar genel olarak soğuk bir kişiliğe bürünürler. ama ikinci öğretim öğrencilerinin dostlukları daha bir sıcaktır. ikinci öğretim öğrencileri daha sıcaktır. nedendir bilinmez bu böyledir.
birinci öğretim lisede dirsek çürütmüştür, üniversitede uykusundan bölmüştür, saah 8.30'daki derse de akşam 15.30'daki derse de gitmiş, arada kantinde boş boş oturmayı göze almıştır, ikinci öğretim akşam 17'de okula gitme lütfunda bulunmuş, 21'de çıkmaya da çok geç demiştir. Kısacası (#16712550)'da da üstadın dediği gibi: birinci öğretim alın teriyle okur; ikinci öğretim parayla...
200 300 civarı puanlarla birinci öğretim okuyanların 500 e yakın puanlarla ikinci öğretim okuyanlardan kendisini üstün gördüğü sürece favori ikinci öğretimlerdir.
bunu düşünen nö ler ise sadece atmıktır.
devlet üniversitesinde okuyan, aralarında az bir puan farkı bulunan, aynı yollardan geçen, esnaf, işçi, köylü çocuğu olan iki kesimdir birinci ve ikinci öğretimler.
ama gel gör ki bazı birinci öğretimler karşılaştırmayı devlet üniversitesi vs özel üniversite öğrencisi mantığında yürütüyor.
sonrada ben zekiyim diyor.
bu nö ler o kadar adalet hastası insanlar ki özel okulların kaldırılması için coplar yemiş, biber gazı yemiş, bedelli kaldırılsın dediği için polisten dayak yemiş, sürekli hakkını arayan bir insan.
birinci öğretimler sabah kahvaltısını,sabah soğuklarını,sabah köpeklerini,sabah üşengeçliğini çekerken ikinci öğretimler daşşaklarını serer tek fark budur.
birinci öğretimin her türlü koyacağı karşılaştırmadır. ikinci öğretimler kazıklanır. üstüne öğretim kalitesi düşer. puanları da düşüktür. harçların birinci öğretimlere kaldırılmasından sonra iyice madara olmuş sistemdir. okunmaması gerekir. hükumet tarafından enayi yerine konmaktadırlar.
ek olarak, başlığın ilk entrylerini okudum da, o entry sahipleri bence fena göt olmuş durumda su an. birinci öğretime paso giydirmişler az puan yapmalarının koymuşluğunu içlerinde hissederek ama, son durumla birlikte enayi yerine konmalarını kabul edecek olursak, o entryleri editlemelerinde fayda var . *
birinci öğretim alır. ben hiç zannetmiyorum ki bir insan "oohhh, bütün gün uyyayım, akşam da derse gideyim. sonra sabaha kadar ters bir vakitte eğleneyim" desin. dersini bitirince kendisine kalmış bütün günü güzelce değerlendirmek varken, kim ister ki ikinci öğretim olmayı? yanlış anlaşılmasın, ikinci öğretimleri küçümsemiyorum ama öğrenilmiş çaresizlikin doğurduğu bir sonçla ikinci öğretimi savunuyorsunuz ve de size güzel geliyor.
hem ikinci öğretimler terstir genellikle, hiçbir şeye uyum gösteremezler. sen kalkarsın onlar yatar, sen yatarsın onlar kalkar. mesela yurtta ikinci öğretim olan arkadaşlar öyleydi. siz yatınca batak oynamak mı dersiniz, öğlen 1-2'ye kadar yatıp size sessiz olmasını söylemek mi dersiniz, siz uyurken şarkı açmak mı dersiniz, hepsini yapıyorlardı. onları sevip sevmemenizi ayrı ama bu sosyal durum rahatsızlık vericiydi mesela.