tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra savaş alanında başı dimdik bir şekilde duran komutan penise brifing veriyordu ordu. bu kuşatma başarısızlıkla sonuçlanamazdı. fatihin istanbulu fethettiği yaşa daha vardı ama bu kale öyle ya da böyle düşmeliydi. bunca yılın emeği vardı, ordu sabırsızdı ve zafer günü bugündü. göbeğe doğru vuruşlarla osmanlılarda ki düşmana korku salan mehter takımı gibi davul ezgileri yükseliyordu. ordu tecrübesizdi ama komutan penis kendisine ve kendisine en yakın olan iki muhafızına güveniyordu.
düşman kalesi kuşatılmış bir vaziyetteydi. hemen topyekün allah allah nidalarıyla saldırmak olmazdı. bu hatalı bir strateji olurdu. sağlı sollu scorpion atışlarıyla kuşatılan kale önce taciz bombardımanına tutuldu. ama karşı kalenin savunması sağlam çıktı ve onlarda yemin etmişti kendi aralarında bu kaleye düşman geçişine izin vermicez diye. düşman taciz ateşini en çok güvendiği silahları olan elleriyle geri püskürttü. komutan emir vermişti keçi boynuzunu gönderin diye. keçi boynuzu küçük öpücüklerdi ve düşman kaleleri bundan çok korkardı çünkü keçi boynuzu olan öpücükler kalenin duvarlarını yumuşatan en büyük silahtı. düşmanın kalesi sağlam duvarlardan örülmüştü çünkü düşman pantalon giymişti. daha zayıf duvar yapısına sahip olan etek bu kalede yoktu.
saatler günleri günler haftaları kovaladıkça kuşatma sürüyor ve savaş alanında çok çetin ve kanlı savaş oluyordu. düşman nuh deyip peygamber demiyordu ve kendi elleriyle barış antlaşmasına yanaşıp kalenin kapılarını açmıyordu. hücumdaki taraf artık yorumlaya ve bezmeye başlamıştı. aslında bu ilk kuşatması olduğu için hoş karşılanabilirdi. bundan sonra daha nice meydan muharebeleri olucak daha nice kalelere kuşatmalar yapılacaktı. son bir ümit ile penis hücumdaki tarafın en büyük silahı olan mancınıkları yani alkolü savaş alanına soktu yanına müttefik olarak. bu mancınıklar var ya bu mancınıklar nice ''ben yıkılmam'' diyen kaleleri bile 2-3 pare top atışıyla yıkıyordu. nice kelleler gitti nice canları yakmıştı bu mancınık. son bi umutla mancınık atışını karşı kaleye yedirmeye başlayan ordu aynı zamanda topyekün hücuma kalkmıştı... artık ya istiklal ya da ölümdü. ya o kale fethedilecekti ya da viyana kapılarından dönmenin tekerrürü olucaktı. savaşın son anlarında artık baya azimli çıkan kale düşmedi ve baş komutan olan penis boynu bükük bir şekilde savaş alanını tam terkediyordu ki atlı habercilerden bir müjde işitti. başka bir savaş alanında düşmanın önceden yıktığı bir kale vardı ve önceden zaten düşmüş olan kaleyi fethetmek ne kadar zor olabilirdi ki.