birinci düzce ayaklanması

entry2 galeri0
    1.
  1. Birinci Düzce ayaklanması: (13 Nisan - 31 Mayıs 1920)


    Düzce ayaklanmasının gerçekten utanç verici milli tarihimizi gölgeleyecek yanları vardır. Milli Mücadeleyi baltalamak boğmak amacıyla durmadan olumsuz propagandalar yaptırıyorlar, halkı Milli Mücadele aleyhinde tahrik ediyorlar fetvalar verdiriyor, yobazları hainleri kullanarak ayaklanmalar çıkarmayı ve Anadolu'nun derlenip toparlanmasına engel olucu davranışları planlı olarak yürütmeğe çalışıyorlardı. Batı Anadolu'nun en nazik bölgesinde bu maksatla çıkartılmış olan Birinci ve ikinci Anzavur ayaklanmasının bastırılmasının arkasından Birinci Düzce ayaklanması baş göstermiştir.

    Bu sırada Ankara, Büyük Millet Meclisi'nin açılış hazırlıklarıyla meşguldü. Yunan kuvvetleri ise izmir bölgesinden Anadolu'nun içerilerine doğru ağır ağır ilerlemeye çalışıyorlardı. Ayaklanma bölgesi, Kocaeli yarımadasının devamı idi. Batıdan ilerleyecek düşman kuvvetlerine karşı tutulacak savunma hatlarını kuzeyden tehdit ediciydi. istanbul Hükümeti kuvvetleriyle bağlantı kurmayı kolaylaştıracaktı. Doğuya doğru yayıldıkça Ankara'yı etkisi altına alabilecekti. Nitekim bu ayaklanma Gerede ve Kızılcahamam bölgesine yayıldı ve Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı gün Safranbolu halkının " Biz Padişah isteriz " diye baş kaldırmaları ve aynı gün 200 isyancının Gerede'yi işgal etmesi büyük bir telaş uyandırmıştı.

    Düzce ayaklanmasını desteklemek ve moral etkisi yapmak için bu sırada ingiliz donanmasına bağlı bazı savaş gemileri de bölgeye yakın Karadeniz kıyılarında gösteri yapıyorlardı. Düzce'nin yakınında bulunan Ömer efendi köyünde toplanan isyancılar Düzce'de bulunan Süvari Yüzbaşısı Avni'yi yanlarına çağırdılar. Yüzbaşı durumu sezmişti. Gitmedi. Bunun üzerine isyancılar asayiş müfrezesinin karargahını bastılar. Binbaşı Mahmut Nedim hemen teslim oldu. Piyade erlerini de teslim etti. Fakat iki süvari subayı birkaç erle birlikte karanlık basıncaya kadar Düzce'yi savundular. Yüzbaşı Avni ağır yaralandı. Teğmen Ruhsar şehit oldu. Gittikçe sayısı çoğalan isyancılar Düzce’ye girdiler. Hükümeti ve Jandarma binasını işgal ettiler. Mahkeme Başkanı ile Jandarma Komutanını yaraladılar ve hapsettiler. isyancıların elebaşları Berzak Sefer, Çerkez beylerinden Vahap ve emekli jandarma yüzbaşısı Koçbey idiler.

    ingilizler Anadolu ihtilalini iç ayaklanmalarla yok etmek istiyordu

    Düzce ayaklanmasının bir anda Bolu ve çevresine kadar yayılması genişlemesi Ankara'da büyük endişe ile izleniyordu.
    Düzce ayaklanmasının ertesi gün Beypazarı, Gerede halkı " Padişah nerede ise biz oradayız " diye bağırarak askeri depoları bastılar ve silahları ele geçirdiler. Bir merkezden emir almış gibi hareket olunuyordu. Bolu boğazını tutmuş olan jandarmalara saldırarak onları dağıttılar ve isyancılar Bolu'ya girdiler.

    Artık vatanı kurtarmak isteyenlerle hainlerin ve satılmışların savaşı ciddi olarak başlamıştı. Bu savaşlar kanlı olaylar halinde Kuvayı inzibatiye harekatıyla birlikte 90 gün sürecektir. Genel olarak halkın büyük kısmı günahsızdı. Onun cahillik ve taassubundan yararlanmak isteyenler kolay başarı sağlıyorlardı. Yüzyıllar boyunca o Padişahı yer yüzünde Allah'ın gölgesi olarak bellemişlerdi. Onlar Padişahın bir hain olduğunu kabul edemiyorlardı. Çıkarcı asiler bunları gerici ve tutucu duygulara doğru kolayca çekiyorlardı. Yurtlarını sevmediklerinden değil, durumu kavrayamadıklarından milli kuvvetlere, yeni kurulan Anadolu Hükümetine karşı çıkıyorlardı.
    Durumu tehlikeli gören Mustafa Kemal Paşa 18 Nisan 1920'de Geyve'de bulunan 24'üncü Tümen Komutanı Yarbay Mahmut'a " Düzce ayaklanmasını bastırmak üzere emrindeki kuvvetlerle vakit kaybetmeden Düzce'ye hareket etmesini " emrediyordu.

    Anadolu ölüm kalım mücadelesine başlamışken bir kısım çıkarcı ve hain kişiler halkı birbiriyle boğuşturucu tahriklere devam ediyorlardı. Bu yüzden memleketin bir bölgesinde kabuslu acı olaylar kanlı çarpışmalar oluyor ve gittikçe endişe verici bir halde gelişiyordu. Bu sırada Anzavur ayaklanmasından moralleri bozulan halka görünmek için Bursa bölgesine gitmiş olan Ali Fuat Paşa hemen Geyve’ye döndü ve acele tedbirler almak ihtiyacını duydu. Önce topladığı ve biriktirebildiği kuvvetlerle Geyve Boğazı'nı kapatmaya çalıştı. Haber alındığına göre bu sırada Kuvayi inzibatiye birlikleri de izmit bölgesine geleceklerdi. Ayaklanma bölgesi Ankara yakınlarına doğru genişliyordu. Taraklı - Mudurnu çarpışmaları iyi sonuçlar vermişti. Çünkü irticanın elebaşları ve ayaklanmayı idare edenler zora gelince önce anlaşmaya giriyorlar bir süre sonra fırsat bulunca tekrar hıyanetlerine başlıyorlardı. Fakat bu iş böyle devam edemezdi. Yurdu kurtarmak ve dış düşmanlara karşı koymak zorunda olan Anadolu Hükümeti ve Milli Mücadelenin sorumlu kişileri iç huzuru sağlayıcı tedbirleri bir an önce almak zorunda idiler. Şimdiye kadar alınan tedbirlerin gönderilen kuvvetlerin yetersizliği görülüyordu. Sarayın ve ingilizlerin çok önceden planladıkları ve Anadolu ihtilalini iç ayaklanmalarla yok etme düşünceleri, her yerde bu hareketlerle baş vermeye ve başarıya doğru gidiyordu.

    Düzce isyancıları uzun süreden beri çok insafsız ve hain hareketlere girişmişler milli mücadeleyi gerçekten boğmak için her şeye baş vurmuşlar, komutanları şehit etmişler ve yakaladıkları subaylara ağır işkenceler, türlü hakaretler yapmışlardı. Bunları tertip edenler halkı kandıranlar ve vatanın kurtarılmasını kösteklemek isteyenler cezalarını görmeliydiler.

    Ayaklanma bölgesinin esas merkezi olan Düzce'de durum normale döndü

    Ethem kuvvetleri Albay Refet kuvvetleri gelmeden Düzce'ye yürüdüler. Her tarafı korku sarmıştı. ilçe bu kez direnmeksizin teslim oldu. isyancıların elebaşlarından Berzak Sefer, Koçi Bey ve Abdülvahap, Ethem tarafından şehrin ortasında idam edildiler. isyancıların hareketlerini idare için istanbul’dan gönderilen 9 subayla birlikte Düzce'ye gelmiş olan Yarbay Hayri, Akçakoca üzerinden kaçmak istemiş ise de Düzce'ye getirilmiş orada derhal idam olunmuştu. Böylece ayaklanma bölgesinin esas merkezi olan Düzce'de durum normale döndü.

    http://www.yenicaggazetes...er-ve-isyanlar-94854h.htm
    http://www.yenicaggazetes...er-ve-isyanlar-94870h.htm
    http://www.yenicaggazetes...er-ve-isyanlar-94916h.htm
    1 ...
  2. 2.
© 2025 uludağ sözlük