Ucak denizaltı tank kimyasal silah vs ilk defa kullanılmış. Çanakkale'de ingilizler Türk mevzilerine kimyasal gaz atmış ama bilemiyorum orada değildim. AKP li tarih öğretmeni söyledi.
Oamanlı imparatorluğu'nun Alman hayranlığına kapılıp girdiği ve Almanların güvendiği "Ümmetçilik" anlayışının fos çıkmasıyla başta Osmanlı olmak üzere tüm imparatorlukları yıkan savaştır.
(bkz: enver paşa)
insanlar cidden kör ve ya bir tarafı yücelttiğinde aşağılık kompleksini yenmiş zannediyorlar. Osmanlı Devleti Cihan Devletidir Amenna Büyük bir Devlettir. Devletler Doğar Büyür ve Ölür. Osmanlı da can çekişirken ölümüne neden olan savaştır. Yok Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık filan. Adamlar Toroslara dayandı Kazandığın Tek Cephe Çanakkale Cephesi. Ve biz Almanlar Yüzünden yenik sayıldık öyle mi ? Bunları söyledikten sonra sabahleyin ilk iş olarak ip atlamayı unutmayın.
Kafkasya Cephesi
Sina(Kanal) ve Filistin Cephesi
Irak Cephesi
Hicaz-Yemen Cephesi
Çanakkale Cephesi
iran Cephesi
Galiçya Cephesi
Balkan Cephesi
Almanların kaybettiğini biz kaybetmediğimiz halde bizi ketenpereye getirip siz de kaybettiniz diye tutturulan Çanakkaleyi hiçe sayan devlet adamlarının zaafiyet geçirdiği kurtuluş savaşı ile bizi karanlıklara sokan savaş .. Etkisi hala sürmekte..
Son zamanlarda ülke olarak yaşadığımız karanlık ve bir o kadar gururlu gunlerin akabininde mustafa kemal atatürk'un bu topraklara getirmiş olduğu Cumhuriyet rejiminin ne denli önemli ve değerli olduğunu çoğu kişi tarafından anlaşılıyor olması kişisel olarak beni mutlu etmekte. Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşlarının, akıllarına gelen ilk rejim çeşiti Cumhuriyet olduğu için bu rejimi ve ideolojiyi tercih etmedikleri hepimizin malumudur.Atatürk'un çizmiş olduğu yol haritasının bu topraklar için ne denli önemli ve değerli olduğunu daha anlaşılır olması açısından cumhuriyetimizin kurulusundan hemen once ki donemde, yani 1.dünya savaşı esnasında yedeksubay olarak görev yapmış Şevket Süreyya'nın kendi bölügü hakkında merkez karargaha 1916 senesinde yazmış olduğu boluk egitim raporunu sözlük ahalisi için paylaşmak istiyor ve bir gecede Atatürk anadolu insanini cahil bıraktı dusencesinde olanların yazının her satırını dikkatle okumasını rica ediyorum.
Not: yazı oldukça uzundur sabırla okumunazi şiddetle tavsiye ederim.
"ilk işim, talim saatlerinden başka bir de ders saatleri ayırmak oldu. O sıralar savaş biraz tavsamıştı. Derse başlarken istanbullu başçavuşa dersi sadece dinlemesini, sual-cevaplara katılmaması söyledim. Sonra hepsi Anadolunun her köşesinden gelen Türk çocuğu askerlerime sordum:
"Bizim dinimiz nedir? Biz hangi dindeniz?"
Hep birden "Elhamdulillah Müslümaniz" diye cevap vereceklerini sanıyordum. Fakat öyle olmadı. Cevaplar karıştı. Kimi "imam-ı Azam dinindeniz" dedi. Kimisi "Hz.Ali dinindeniz" dedi. Kimisi de hiç bir din tayin edemedi. Arada "islamız" diyenler de çıktı ama "Peygamberimiz kimdir?" Deyince, onlar da pusulayi sasirdilar. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi "Peygamberimiz enver pasa'dir" dedi.
içlerinden peygamberin adını duymuş olan birkacina da "Peygamberimiz sağ mi? Ölü mü?" Deyince is gene catallasti. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafini tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konustugunu, yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu.
Peygamberimiz sağdır diyenlere "o halde peygamberimiz hangi şehirde oturur?" Diye sordum. Cevaplar tekrar karıştı. Onu istanbul da, Şam da yahut Mekke de yasatanlar oldu. Hiç bir yer tayin edemeyenler daha çoktu.
"Peygamber ölmüştür" diyenlere de "peygamberimiz ne kadar zaman evvel öldü?" Denildiği zaman bu sefer onlar sasirdilar. Yüz sene önce, beş yüz sene önce, Bin sene önce diye gelişigüzel cevaplar verenler oluyordu. Fakat çoğu vakit tayin edemiyordu.
Dinimizin adı ve Peygamberimiz bilinmeyince de din ilkelerini ve ibadetlerini doğru dürüst bilen hiç kimse çıkmadı. Aralarinda daha once Ezan dahi dinlememiş köylü çocuklar vardı. Haliyle aralarında ezan okumayı bilen de yoktu. Namaz kılan bir iki kişi çıktı. Fakat onların da hiç biri, namaz surelerini yanlissiz okuyamazdi. Daha garibi, niçin namaz kildiklarini bir türlü anlamadilar.
ilk ders beni sasirtmisti. Bu bölük, milletimizin anadolumuzun bir parçasıdır. Hepsi anadolu koyluleridir. Biz anadolu koylusunu dindar, mutaassip bilirdik. Halbuki bu gördüklerim sadece imparatorluğumuzun yasadigindan haberi dahi olmadığı cahil insanlarımızdır.
Fakat asıl şaşkınlığım ikinci derste oldu. Daha ilk sual-cevaplarda anlaşıldı ki, bu vatan evlatları yanlız hangi dinden olduklarini değil, hangi milletten olduklarını da bilmiyorlardi.
"Biz hangi milletteniz? Deyince her kafadan bir ses çıktı. Çoğunluk arabız deyince "biz türk değil miyiz?" Deyince de hemen olur mu öyle şey anlamında "Estağfurullah" diye karşılık verdiler.
Hele is vatan bahsine dönünce, büsbütün karıştı. Kısacası, vatanımızın neresi olduğunu bilen yoktu.
Bu denli eğitimsiz bir ordu ile bu harbi ruhen ve madden galip bitirmek imkansızdır."
Kaynak: murat Bardakçı'nin enver isimli kitabından 136 ve 137. Sayfalarından yararlanilmistir.
Tarih pusulası Maraş dondurmacisi ve mustafa armağan olanların bu yazıyı okumaları ve anlamalari dileğiyle. Cumhuriyetimize ve demokrasimize şiddetle sahip çıkmaya devam edelim. Unutmayalım ki Cumhuriyet saraylarin metropollerin değil, kimsesizlerin kimsesıdir. Anadolu'ya armağan edilen en büyük hediyedir.
Kudüs yakınlarında bulunan türk ordusuna ait bir helyograf ekibi yıl 1917 büyük kudüs muharebesinden önce türkler ingilizlerin ve arapların şehre saldırmasını beklemekte.
"43-50 yaş arasındakilerin yoklamasının yapılması kenti derinden sarstı, herkes alabildiğine kinci, alabildiğine kurnaz, herkes ötekini önce göndermek istiyor, yaşlılar gençleri, gençler de yaşlıları!"
*Birinci Dünya Savaşı sırasında bal askerlerin yaralarını iyileştirmek için kullanılıyordu. Çünkü bal nemi emiyor ve böylece de değerli bir iyileştirme aracı hâline geliyor.
*Birinci Dünya Savaşı’nda 2.5 milyon at kullanılmıştır.
*Birinci Dünya Savaşında Fransa ülkedeki tüm taksileri devraldı ve askerler cepheye bu taksilerle taşındı.