i phone 5 alsam mı almasam mı, köpek eve iyi gelir mi gelmez mi, bir ilişkinin süresi ne kadar olmalı gibi sikindirik şeyler üzerinde tez yapılan mahallenin, ay pardon ülkenin problemleridir.
uyanalı yarım saat oldu olmadı, aklımda 2 soru var.
1-
bi kızla çıkıyorum, beraber yaşıyoruz 3-5 aydır, bana taşındı daha önce oturduğu evi kapattı, o da çalışıyor, ben de. gittikçe ortak harcamalara katılma oranı düşüyo hatunun. ben kira vermiyorum, oturduğum ev benim, o yüzden baktığında ortak yapılan yeme içme aktiviteleri, bi de mutfak masrafı dışında bi harcama da yok ortada bölüşülecek. ama o da nerden baksan bi 15-20 bin tutuyordur. başlarda 13-7 gibi şeklinde olan dağılım (13 benim malum) zamanla 15-5, 16-4, 17-3 şeklinde bi ilerleme göstermeye başladı, hızla 19,5-0,5 olmaya doğru ilerliyor. beni zorlayan rakamlar değil, en fazla birikim yapmamı engeller ama bi yandan da yavru parasını biriktiriyor muhtemelen. tatile falan gitti geçen, bu ara iş güç, ders yoğun benim zaten gitme şansım yok, takılmıyorum o yüzden ama vaktim olsa da şu ortamda tatil yapmaktan kaçınma ihtimalim var mı! var.
bi uyuzlandım konuya, konu parayla ilgili değil aslında. ben sugar daddy miyim lan oluyosun eli yüzü düzgün bi hatunla da çıkıyosan. şimdi çıksa dolansa benden daha iyi hayat şartı sunacak adamlar bulabilir, ama benim olayım hayat şartı sunmak mı, bu matematik bozulmanın arkasındaki mantalite bu mu diye bi de tadın kaçıyor. karşılıklı oldukça iyi anlaşıyoruz, hani benle vakit geçirmekten, benle olmaktan mutlu olduğuna da eminim yoksa dediğim şeyi yapma, başkasıyla olma ihtimali, yolu zaten açık. konu bi iki tartışmada ayrılma noktasına geldiğinde geri adım atan o olduğundan biliyorum. yani konu sen vs diğer insanlar değil senin onla olma isteğinin sırf duygusal gerçeklere dayanan kısmı vs onun senle olma isteğinin sırf duysusal gerçeklere dayanan kısmı şeklinde bi hal alıyor o zaman. e tatlım, bizi mi burda bi adım geride konumlandırıyorsun kafanda yoksa bi takım sosyo-kültürel alışkanlıkların iz düşümü deyip geçmeli miyiz! hayır yani biliyosun birincisini sikseler kabul etmem de...
2- uluslarası bi sertifika sınavına hazırlanıyorum, whatsapp grubu var, sabah birisi yapay zekayla ilgili bişey attı gruba, ben de komik bi cevap yazdım, cevabı yazdıktan sonra yapay zeka'ya refere etmek için he/she/it'den hangisinin yazılması gerektiğinden emin olamadım. he, she does mı yoksa it does mı denir! sonuçta kural olarak bize öğretilen cansın varlıklara it dendiği ama bakıyorum filmlerde dizilerde konuşurken hayvan değilse, yapay zeka gibi bi konseptse hakkında konuşulan şey, she diyorlar, -he de değil bak, özellikle she diyorlar, sadece kanlı canlı hayvanlar için it diyorlar. ince bi detay yani dili bilip bilmediğini gösteren. ama nasıl oluşmuş bu böyle, neden -it değil yani?
sabah sabah önce bu dertlere dertlenirken sonra bi keyfim yerine geldi. derdimi sikeyim lan dedim, ne güzel dertlerin var olm senin, "ay sugar daddy miyim yoksa, ay hiç dayanamam", "-she mi? insanlar niye en ufak bi konuda bile basit bişeyi karmaşıklaştırmak zorunda. canlıysa he she cansızsa it dedin bitti gitti daha zorluyosun, insanlık çok pislik bişiy yaa"... bravo valla, 3-5 bin senede iş aslan kaplan kovalamaktan nerelere geldi.
yapay zekada cinsiyetinin anlaşılabileceği ses gibi özellikler yoksa it de geç.
Para konusunda da, bence bunu bizimle değil kızla konuş.
ilk problemin son birkaç satırını hiç anlamadım bu arada.
