birhan keskin

entry266 galeri24 video1
    41.
  1. taş parçaları taş parçaları taş parça parça par............

    VI
    ben seni hep sevgilim ben seni hep
    yüzünden geçen dalgalardan okudum.
    ellerine sevgi okudum gözlerine şefkat okudum
    annen seni inkar etmişti
    aldım etime dokudum.

    VII
    dünya ne ki sevgilim,
    benim sana yaptığım kubbe yanında?
    düşsün, olsun, bırak,
    içinde yıldızlar patlıyor.
    kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
    ister sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
    her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
    yoluna baş koymak diyoruz
    biz barbarlar buna.

    X
    ey duymayan insanı,
    ey hayat dedikleri büyük kusur.
    ...

    ey kimselere değişmediğim
    ayrılığın neden bunca ağır?

    hani adalet?
    bir kasım' dan öteki kasım' a
    bir yanım kör bir yanım sağır.

    XII
    şimdi bir masaldan bir peri
    sessizce dinlesin beni,
    alsın yorgun başımı

    alsın cümlemi
    usulca kalbine koysun.

    benim cümle taşıyacak halim yok

    XVII
    omurgamı aldın benim.
    omurgamı aldın.
    omurgamı aldın.
    omurgamı.

    niye?

    XIX
    Varla yok arasındayım
    Varla yok arasındayım
    Hep, varla yok arasındaydım.
    Zaten.
    Ben bilmedim ki
    niye teyelliyim, niye?

    Varla yok arasında
    Varla yok arasında
    Elimde bir kırık testi

    Elimde bir kırık testi
    Nereye bırakayım!

    XX
    Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
    ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

    bilemem, belki bu yüzden
    ben sana yanlış bir yerden edilmiş
    bir büyük yemin gibiydim.
    beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
    yine de döneyim döneyim istedim.

    XXIV
    bir masal
    bir taş ağırlığında olabilir mi?
    olurmuş meğer.

    birlikte bir masala inanmak istedim
    ben seninle, sadece bu.
    sen beni tek
    tek
    tek
    bıraktın.

    benim artık taş taşıyacak,
    taş kaldıracak, taş atacak
    halim mi var!

    XXII
    günler öylece kendi kendine geçsin diye
    bir camın arkasında durdum
    bana dokunmasın hiçbir şey
    hiçbir şey yarama merhem olmasın
    iyileşecekse, hiçbir şeysiz iyileşsin diye
    bir camın arkasında durup
    akan hayata ve zaman baktım.

    bilirdim, biliyordum, biliyorum,
    bittiğinde, geçtiğinde,
    azaldığında sızı, iyileştiğimde,
    o saman tadıyla karıştığında;
    her şey daha acı olacak.

    XXXII
    ömrü gurbette geçenler gibiydim senin yanında
    duymadın mı, çok söyledim?
    o uzun gurbette,
    ben senin "adalet" diye dyie nasıl unufak olduğunu
    gördüm.
    göre göre, duya duya,
    yine de bigane olarak her şeye.

    bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
    kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede
    yaşadım.

    tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

    adaletin içinde bir zalim oturur.

    XXXX
    sözde kalır sevgilim
    sözde kalır bütün sözler
    aşk çünkü, aşk çünkü kendine
    bir yol, bir ideoloji ister.

    bilirim, çöl rüzgârında çalıdır bazı yaşlar.
    sen sevgilim ilerde, biraz daha ilerde
    bir tarihe başlayacaksın, orası işte
    benim tarihimle başlar.

    ve say, geriye doğru, tek tek
    sende kalsın şimdi al bu taşlar.

    birhan keskin
    2 ...
  2. 40.
  3. aşk

    Sevgilim sabahın erkenini seviyor,

    ben geceyi ve esmerliğini onun,

    o dorukları seviyor, korkuyor bundan

    ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı,

    ona bir yeşil gülümsüyor,

    ben, hayatı delice sevdiysem nasıl,

    diyorum, seni de öyle.

    O kendi boşluğunda oyalanan günlerde

    canı sıkılan bir çocuk gibi uyuyor,

    ben göğe bakıyorum geceden,

    kendi çukurunu bulmuş deniz gibiyim

    diyorum, yanında,

    o sabahları eğilip öpüyor denizi.

    Çıplağın çıplağımda, rüzgarın dağımda olsun,

    esmerliğin gecemde, öyle kal.

    "Bulutlara bak, gidiyorlar, hızla" diyorsun,

    yağmur bir yalıyor yüzümü,

    bir duruyor. Sabahları eğilip yüzüme

    öpüşün geçiyor bir, bir duruyor aklım.

    Su ve rüzgar, dağ ve doruk, sonsuz hepsi,

    oysa camdaki sardunya gibi üşür

    bana biçtiğin ömür, ölüm geliyor aklıma bir

    bir, çıplağın çıplağımda.

    Rüzgarın dağımda olsun esmerliğin gecemde

    öyle kal, sana sonsuz sarıldığımda.
    *
    2 ...
  4. 39.
  5. "gitmek" mi yitmektir, "kalmak" mı artık bilmiyorum...
    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep;
    ve inançlı, "gitmenin bir şeyi değiştirmediği"ne...

    bilemem, belki bu yüzden
    beni hep aynı yerimden yaralayan o eve,
    yine de döneyim döneyim istedim.
    ...
    döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
    döndüğüm bu sema sensin, döndüğüm.
    sen benim kara ömrüme vuran
    suyumu harelendiren sevincimdin...
    onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin,
    titreme daha fazla kalbim.
    bağışla kendini artık, onu da
    bırak gitsin
    bırak gitsin...
    o senin en ezel gününden kaderin,
    sen onu nasılsa bin kere daha
    seveceksin...
    3 ...
  6. 38.
  7. ''kışı neden bu kadar sevdiğini
    ve neden her şeyin bir sonla noktalandığını
    sorma,
    ben de bilmiyorum.

    anı olacak bir şeyim yok
    her şeyin dünündeyim.''
    3 ...
  8. 37.
  9. ''Eski avluda

    Bir çiçek açtığında
    Bir eski avluda
    Diyor ki;
    Çalıda sarı bir çiğdemim ben
    Ve senin çok eski cümlen.

    Sen otursan, gitmemiş ki! olsan
    Ben sana bir eski Endülüs avlusu
    istersen serin bir Portofino getirsem
    Ya da Yedigöllerin yedisini birden.

    Bir çiçek açtığında
    Bir eski avluda
    Diyor ki;

    Her şey çok eksik ve neredeyse yok gibiyken
    Buldum buluşturdum kendime geldim
    Tek eksik sensin! incecik, çilli bir dille
    sen de gelsen.

    Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı
    Begonviller ve bir mavi kapı
    Ve illa amansız bir avlu getirsem.

    Dünya soğur, akşam serinlerken,
    Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
    Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
    Ve işte en geniş cümlem:

    içimi açtım sana.
    içini açmak için.''
    3 ...
  10. 36.
  11. yüreği büyük insan.

    "aklıma suyun intiharı geliyordu hep şelale deyince" diyendir.
    sen napıyorsun be? bunu yazmak nasıl bir bünye, hangi kafanın eseri...

    "Ayrılık

    kaç gecenin çölüdür bu ayrılık
    kaç şiirin dölüdür üstüme
    örttüğün bu ince sessizlik
    kalbim alış artık, kır kendini
    kendi duvarında, sesini
    kendi duvarına haykır.

    tesadüfen birbirine rastlamış
    başka başka aşklarsızın siz artık
    geceyle gündüz gibi birbirine
    ayrılmış. O ki rüzgar, bir zaman
    senin çölünde kumlar uçurmuş,
    o ki gece ve esmer, görmüyor
    sahrayı, sesi içinde karışmış.

    her ayrılıkta kendine saplanan bir hançer
    kendi sabrını deneyen taş,
    kendi uykusuzluğunda yatak oldun.
    kül koy şimdi yanına korunun
    seni kavuran onu da yakmasın.
    aşkla besle kendini, gül yetiştir,
    sardunya çoğalt.
    ki, sen aşktan ve ayrılıktan
    başka ne anlıyorsun."
    3 ...
  12. 35.
  13. omurgamı aldın benim.
    omurgamı aldın.
    omurgamı aldın.
    omurgamı.

    acıyı tatmayı bu kadar vurucu betimlemiş bir şiirinde..
    3 ...
  14. 34.
  15. ergen sonrası evrelerde gece yatmadan önce okunacak masallardır yazdıkları. Öyle birdenbire hiç sebep yokken tutuveren ve geçmek bilmeyen "hayat ağrıları"na çok iyi gelir şiiri. okumayana, bilmeyene şiddetle tavsiye edilir!
    3 ...
  16. 33.
  17. ben yumuşak tuşlarına basacağım hayatın,
    sen çatıyı kur
    sırlarını soracağım ben,
    sen hayatın anlamını ara
    yazın yönünü değiştireceğim ben,
    sen yolculuğa çık
    ben arka bahçeyi özleyeceğim,
    sen inat et.

    satır araları 'sevi' kokan şiirlerin sahibi, şair.
    4 ...
  18. 32.
  19. ''seni bir yabancı gibi karşıma alıp
    bunun dayanıklı bir şey olmadığını
    sürekli kılınamadığını, çünkü aşkın
    yapılan bir şey olmadığını,
    başlangıçta bir melek konduğunu
    sonunda bir kelebek öldüğünü,
    yani kısacık sürdüğünü, oysa hayatın
    bir korkular ve alışkanlıklar bütünü
    olduğunu,
    bütün bunları sana
    nasıl anlatacağım ?''

    çok kırılgandır şiirleri, sanki biraz üzerine gitseniz ağlar şiirleri.
    5 ...
  20. 31.
  21. su şiirini şöyle bitirir:

    "kalbini kırdımsa senin
    bil ki yanına düştüm."
    3 ...
  22. 30.
  23. "Titreme daha fazla kalbim.
    Bağışla kendini artık
    onu da
    bırak gitsin.
    O senin en ezel gününden kaderin.
    Sen onu nasılsa
    bin kere daha seveceksin."
    4 ...
  24. 29.
  25. sen güzel insansın
    herkes biliyor bunu
    yaramı alıp uzak şehirlere gidiyorsun
    -saçlarımı düz bir denize ısmarlıyorum

    utanma! ayıp değil ki bu
    bak ben utanıyor muyum?
    kanayana kadar dizlerim, misket oynarken
    hem, unutma herkes birilerinin yarasını taşır uzaklara.

    demiş aşmış şairlerdendir. ezel dizisinde şiirini duyunca nedense herkesten kıskandığım şairdir.
    '' bakarsın üzgün dönerim '' kitabı tavsiye edilir.
    2 ...
  26. 28.
  27. Gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
    ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
    Bilemem, belki bu yüzden
    ben sana yanlış bir yerden edilmiş
    bir büyük yemin gibiydim.
    Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
    yine de döneyim döneyim istedim.
    Ah benim sesimle
    söylesem de, inanmazlar
    benzemiyor çünkü bir dile.
    Döndüğüm, döndüğüm ama döndüğüm
    döndüğüm bu sema sensin döndüğüm.
    Sen benim kara ömrüme vuran
    suyumu harelendiren sevincimdin.
    Onu sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
    Titreme daha fazla kalbim.
    Bağışla kendini artık
    onu da bırak gitsin.
    O senin en ezel gününden kaderin.
    Sen onu nasılsa
    bin kere daha seveceksin...
    9 ...
  28. 27.
  29. "dürtme içimdeki narı
    üstümde beyaz gömlek var" dizelerinin sahibi.

    bu ne muhteşemliktir.
    4 ...
  30. 26.
  31. penguen
    bana sırtını dönme
    biliyorum, sana benziyorum
    ve içinde saklı tuttuğun yele.

    penguen
    benim de içimde saklı tuttuğum
    buzlu kıyılar, çığlık hatıraları
    ben de senin kadar kaçkınım ve yaralı.

    kim bağışlayacak beni, penguen
    çizdim senin beyaz ve narin yerini.

    bir yanım bembeyaz ışık
    kör ediyor, bir yanım zehir gece
    parktaki salıncağa binmeyi
    beceremedim bugün ben de.

    penguen bana sırtını dönme.
    unutmadım aramızdaki beceriksiz dili.
    dünya yordu bizi. Benim de söyleyemediklerim
    var. Hiç söyleyemeyeceğim onları belki de.
    uzun bir yolu geliyoruz seninle, yolu,
    geldikçe anlıyorum ki, biz,
    bu dünya üzerinde yürüyemiyoruz bile.

    penguen,
    kim bağışlayacak beni
    çizdim senin beyaz ve narin yerini
    elimde unuttuğun ince metalle.
    6 ...
  32. 25.
  33. şiirlerinde kırklareli'ne özgü tazelikler barındıran şair.
    3 ...
  34. 24.
  35. Bir masal
    Birtaş ağırlığında olabilir mi?
    Olurmuş meğer.

    Birlikte bir masala inanmak istedim
    Ben seninle, sadece bu.
    Sen beni tek
    Tek
    Tek bıraktın.

    Benim artık taş taşıyacak,
    Taş kaldıracak, taş atacak
    Halim mi var!
    7 ...
  36. 23.
  37. En iyi şiirleri erkekler yazar tabusunu yıkmış, duygusal boyutu almış başını gitmiş şair.

    Durduk yere bir dergi sayfasını açtığımda röportajıyla karşılaşıp sonrasında kendisini takibe alıp, o noktada da takılı kaldığım güzel insan. Alıp götürmüştür beni bana, yeniden...
    4 ...
  38. 22.
  39. Cinayet Kışı

    I

    Bir kereye mahsus yaşanan her an
    kendi hatasını bir daha düzeltilemeyecek biçimde
    içinde barındırır.

    Bana kanatlarımı bıraktırdılar.
    Bana ihaneti öğrettiler.

    Başka haber yok.

    II

    ikiye bölünmüş bir bütün gibi yaşadım
    Bir yanım öbür yanıma düşman
    Sağımda kızgın kumlar gezdirdim
    Solum üşüyor eski bir anıdan.

    III

    Mum alıngan.Kendi ateşiyle
    kendini yok eden yumuşakça.
    Erimek üzere varsın, kaderine inanırsın.
    Ölürken fark edilmez, ışığın solduğu zamansın.

    Hiçbir aşk titremez sonsuza değin
    Bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
    ve insan acıdan ölür bir gün.

    IV

    Yüzümde taşıdığım kuyu
    soğuk iklim
    ağır yaprak tenimde
    durup dönüp dokunduğum
    yük.

    Yağmurun aramıza çektiği perdeyi yırtıyorum
    geçiyorum göğsümdeki uykunun sarmaşığından
    birazdan dünya beni unutacak, ben onu anlamıyorum.

    Soğuk iklim,
    durup dokunduğum
    dönüp seni
    ben de unutacağım.

    V

    insan ölüyorsa acıdan ölür bir gün
    kendine bir daha uğrayamadığından,
    koyduğu yerde durmayışındandır hayatın
    hatanın dönüşsüz oluşundandır.

    Hiçbir aşk titremez sonsuza değin,
    bütünlüğünü yitirişinden ölür bir mum
    ve insan kanatlarından
    ayrılır bir gün.

    Birhan Keskin / Kim Bağışlayacak Beni ( Cinayet Kışı) s. 102
    3 ...
  40. 21.
  41. (bkz: çanakkale 18 mart üniversitesi) bünyesinde düzenlenen (bkz: troya şiir günleri)ne dört beş ünlü şairle birlikte katılmış, sohbeti olsun, kendi şiirlerini okuyuşu olsun sıcacık olan şair.

    "Kulağına, uzak zamanların sesi çalınanlar,
    Bir şekilde bu sesi taklit etmeye çalışırlar.
    Benim yaptığım da bu.
    insanın, kendi varlığından hoşnut olarak yaşadığı,
    kendi varlığını haklı kıldığı ve kuşku yok ki, yeryüzü
    ile barışık yaşadığı ve mutlu olduğu bir zaman vardı.
    Yoksa bizler bugün bu mutluluğun imgesi için bile
    bunca telef olmazdık."
    4 ...
  42. 20.
  43. şairliğin "başka türlü biri" olma gerekliliğinin kanıtıdır.
    5 ...
  44. 19.
  45. "öğrendiğim; bir kuğu yeminliyse aşka ömrü gibi, göldür bütün dünya, bitmez boynun eğriliği.."
    8 ...
  46. 18.
  47. "dürtme içimdeki narı
    üzerimde beyaz gömlek var.."
    9 ...
  48. 17.
© 2025 uludağ sözlük