birhan keskin

entry266 galeri24 video1
    266.
  1. bu sair bana dokunuyor. pek cok dizesinde sanki yuregime yumru oturtuyor:

    -babamin yarattigi cigin altinda kaldim.
    birhan keskin
    0 ...
  2. 265.
  3. "kim bağışlayacak beni?" kitabındaki 'Ruth' isimli şiirine bayıldığım şair.

    "Dur Ruth ,
    aşkın karanlık yüzünde dur, öylece .
    Hep.
    Böyle dursun aşk her zaman hayatında.
    Karanlık yüzünde dur aşkın,
    sus. Tamamı buydu, de.
    Bütün yavanlığıyla süren insanların
    kuytularında kal.Orda kal .
    Unut Ruth ,
    unut sen
    ben sürdürürüm kalan kısmını, hattın bu ucunu
    kervanlar ve sahrayla
    kendime de sana da ağlarım.
    Sen sus Ruth, sen konuşma,
    sen yavan hayata katıl
    orda sürdür mutsuzluğunu.
    Sahra nasılsa geçeceğin yer değil.
    Ah, Ruth,hâlâ sevgili Ruth,
    ortalıkta dönen yalanlarını hissettim, hep .
    isteseydim kolayca ortaya çıkardı . istemedim.
    Senin kendinden kaçırdığın şeyleri
    ben nasıl ortaya koyardım!
    Sen kendini kandırıyordun,
    seyircin oldum
    yalanlarını oynayışını seyrettim.
    Son âna dek .
    Kendini ikna ettiysen beni de ikna et istedim.

    Ruth, mutsuz meleğim.
    Sen inandırmakla, inandırmamak arasındaki
    o siyah noktada durdun.
    Bunun adı işte: zulümdü.
    Bu zulümde sen beni bütün uçlarımdan çarmıha gerdin.
    Ben bütün uçlarımı kanatarak kopardım kendimi ordan.
    Tekrar tekrar,
    tekrar tekrar kanattım Ruth,
    senin istediğinden fazla kanattım kendimi.
    Kendimi kendi zulmümde tuttum, orda kaldım.
    Onu çektim.
    Yapmasa mıydım Ruth?
    Bunun cevabı artık anlamsız.
    Ben zaten Ruth, bana gelecek olan o zulmü gördüm.
    Sendekini, sendekileri.
    Bendeki tamamlanmadı henüz.
    Son sözü benim söylemem neyi değiştirdi?
    Hiçbir şeyi.
    Bir çocuğun,senin çocuğunun Ruth, kendini kandırmasından başka neyi ifade eder bu?
    Hiçbir şeyi.
    Benim son sözü söylemem,
    bendekileri,
    hâlâ bende kalanları
    sana eksik gelenleri ,
    hâlâ söylenecek olanları bitiriyor mu?
    Hayır.
    Senin eksik kalanlarını, bana söyleyeceklerini tamamlıyor mu ?

    Hayır , Ruth ,
    eksik kalanlar çoğalıyor aramızda .
    Şimdi,bende kalan boşluğu doldurmak üzere borçlu değil misin- kendi mutsuzluğunu da
    benim mutsuzluğumu da borçlu değil misin bana?
    Ama bırak öyle kalsın .
    insanın yüreğinden geçmeyen borçlar ödenmezler.
    Sen Ruth , sevgilim Ruth ,
    hattın öbür ucundaki derin sessizlik !
    Sus.istediğin kadar sus artık.Öyle kal.
    Kervanları ben yalnız geçiririm sahradan
    sen yalan hayatını sula.
    Aşksız hayatın kenarında dur.
    Sana verilecekleri bekle.
    Tamamı buydu, böyle de .

    Ama Ruth , ben ,
    benim söylediklerime ,
    benim çığlıklarıma inanmayanların söylediklerine,
    onların çığlıklarına artık inanmayacağım.
    Söz Ruth .
    Sen benim çığlıklarımı duydun , bana en yakın uzaklık sendin .
    Bir tek sen duydun çığlıklarımı ,
    artık Ruth ,
    senin söylediğin hiçbir şeye inanmayacağım .
    "
    0 ...
  4. 264.
  5. " ...
    Ben seni hep sevgilim ben seni hep
    yüzünden geçen dalgalardan okudum.
    Gözlerine sevgi okudum ellerine şefkat okudum
    Annen seni inkâr etmişti
    Aldım etime dokudum.

    V

    Yanmamı bekleme benden
    Ben ne çok yandım, biliyorsun.
    Yanamam ben yanamam
    yanamam küllerim uçuyor.
    Rüyamda sapladığın jiletler etimde
    Kanamıyor acımıyor.
    Acımıyor
    Bu dünya buz, bu buz
    zzzzzzzzzzzda
    Hiçbir şey acımıyor.

    Bunlar yalan,
    Yalan söylediklerim
    Yalan söylediklerin
    Bunlar sadece dünyaya yakışıyor.

    Küldüm ben zaten
    Küldüm zaten küldüm zaaaateeeen
    Kalmışsa eğer
    Külün içinde şimdi insanım
    uyanıyor.
    ... "
    1 ...
  6. 263.
  7. Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
    Yine de döneyim döneyim istedim.
    0 ...
  8. 262.
  9. 260.
  10. Ben zaten o ilk acıyla ölmediğimde çok gücenmiştim hayata.
    0 ...
  11. 259.
  12. spoiler
    “dünya soğur, akşam serinlerken,
    benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
    kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
    ve işte en geniş cümlem:

    içimi açtım sana.
    içini açmak için.”
    spoiler
    3 ...
  13. 258.
  14. https://galeri.uludagsozluk.com/r/2055381/+
    Anne bak, ben kime yazılmış çok eski bir mektubum
    Böyle, derine derine saklanmış kalmış.
    Dünya yerinde bir uykuya yatırılmış, hiç uyumamış.
    Kışlarda zor hatırası, yazlarda tahammül yorgunu
    Anne benim gönlümün kimyası ne bu böyle?
    ...
    7 ...
  15. 257.
  16. "Seni şimdi bir yabancı gibi karşıma alıp
    sanki senden bahsetmiyormuşum gibi yapıp
    sanki benden bahsetmiyormuşum gibi
    hatta bir aşktan bahsetmiyormuşum gibi
    fırtınayı ve huzuru anlatacağım sana

    Yılları ve yolları, limanları ve fırtınayı
    ve aşkın belki hiç adı geçmeyen kuzeyini
    aşkın bu kuzeyden nasıl düşürüldüğünü,
    artık sonsuza dek yitirdiğimizi
    büyünün bitişini,

    hiç gerekmeyen yıllarda huzur,
    çok gereken yıllarda da fırtına
    nasıl yaşanır onu anlatacağım."

    Nedense yazdığı dizeleri ilk kez okusam da ilk değilmiş gibi hissettiren şair. Tuhaf.
    8 ...
  17. 256.
  18. ‘O benim gözlerime niye öyle, neden öyle, hangi öyle, nasıl öyle bakmıştı ki, ben sağ elimle kalbimi yoklamıştım.’

    Demiş. Nasıl güzel demiş ya. Keşke ilk ben diyesiydim.

    Sevgiler, saygılar.
    3 ...
  19. 255.
  20. I
    Kendine kucak arayan gövde
    kendini yok eden gövde
    yitirdin kendini işte
    artık ne yurt sana
    ne varolabiliyorsun başka evde.
    Bu mum medeniyetinde
    bu metal öznede
    bu cam sözde
    ne yurt sana dil
    ne şölen yeterince.
    II
    Ben büyüdüm
    akasyalar öldü
    üzgünüm.
    dışınız çok kalabalıktı
    beni içinizdeki zindana attınızdı
    olur ya bir gün
    suyu hatırlar şelale
    şeytan utanmayı öğrenir ve
    yüzleşir yüzünüz mevsimlerle
    sırf bu yüzden büyüdümdü,
    akasyalar öldü.
    III
    Karanlık suyun dibini göze aldım
    sonsuzluğu göze aldım o yatakta
    sen gittin
    ben bu balkonlara kaldım
    metalin damara dayandığı nokta
    şimdi söylüyorum dilimdeki küfrü
    büyülü sözü kalbimdeki:
    tekrar karşılaşsak
    ölür müsün?
    IV
    Kışı neden bu kadar çok sevdiğini
    ve neden her şeyin bir sonla noktalandığını
    sorma,
    ben de bilmiyorum.
    Anı olacak bir şeyim yok
    Her şeyin dünündeyim.
    V
    içime işleyen acıyı size değil
    Bir suya bırakmayı öğrendim
    Dal olmaktan vazgeçeli çok oldu
    Bu yüzden ne bir ağacım var
    Bana beden
    Ne de çiçek açacak benden.

    *bana birhan’ı sevdirene sonsuz teşekkürler.
    6 ...
  21. 254.
  22. Nasılsın?
    Bugünlerde ben iyi gibiyim
    Yorgun gri kaideler arasında.
    Hüzünlü bir yeşilim…

    Birhan Keskin.
    13 ...
  23. 253.
  24. Ağaç anlatabilir kendini yağmura,
    hiç değilse fısıldayabilir, bunu biliyorum.
    Kuş nasıl tarif edecek?
    Konsa, yeryüzünde av...
    Uçsa, bir ömür boynunda vebal...
    1 ...
  25. 252.
  26. ‘O benim gözlerime niye öyle, neden öyle, hangi öyle, nasıl öyle bakmıştı ki, ben sağ elimle kalbimi yoklamıştım.‘

    Bunu nasıl yazdı ya? Yani nasıl? Herkes tatmış olabilir bu duyguyu ama birhan keskin bunu nasıl böyle ifade etti? Nasıl?

    Milimlik romantik hissediyor.

    Saygılar.
    2 ...
  27. 251.
  28. "kulağına, uzak zamanların sesi çalınanlar,
    bir şekilde bu sesi taklit etmeye çalışırlar.
    benim yaptığım da bu.
    insanın, kendi varlığından hoşnut olarak yaşadığı,
    kendi varlığını haklı kıldığı ve kuşku yok ki, yeryüzü
    ile barışık yaşadığı ve mutlu olduğu bir zaman vardı.
    yoksa bizler bugün bu mutluluğun imgesi için bile
    bunca telef olmazdık."
    5 ...
  29. 250.
  30. 249.
  31. 'o büyük ve muazzam zamanda unuttum
    kanatlarım çok oldu üşüyor benim
    bu beyaz ıssızlıkta göğsüme düşüyor
    bu yüzden eğik boynum

    bir kuşun anısı kalmış bende, saklı
    bundan gözlerimdeki kayalık,
    içimdeki serseri buzullar

    dürtme içimdeki narı
    üstümde beyaz gömlek var.'

    dizelerinin sahibi Türk şair, yazar.

    içimizdeki nar çürüdü sevgili birhan. üstümüzdeki beyaz gömleği kirletemiyor. zafer, narı çürütebilenlerin.
    5 ...
  32. 248.
  33. XXXI

    "Katlanan,insanın birbirine yapışan yaralarından
    bir yuva inşa etmektir aşk da,varla yok arasından
    ve ahşabı kemiren de ahşaba dahildir,
    değil dışarıdan.
    Beyhude insanın yuva arayışı ama
    yine de yuva arar insan."
    7 ...
  34. 247.
  35. Ve işte en gümüş cümlem;
    içimi açtım sana
    içini açmak icin
    3 ...
  36. 246.
  37. 245.
  38. vıı

    "Dünya ne ki sevgilim,
    benim sana yaptığım kubbe yanında?
    Düşsün, olsun, bırak,
    içinde yıldızlar patlıyor.
    Kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
    ister sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
    Her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
    Yoluna baş koymak diyoruz
    Biz barbarlar buna."

    vııı

    "Kırdım, evet, o yalan mekânı kırdım
    Çıksın diye ortaya
    Çırrrrrrrrıııllçıpplaaaaaaak:

    Sen benim yuvamsın,
    Yuvanım ben senin."
    6 ...
  39. 244.
  40. ses verdiğim bazı şiirlerinden mürekkep çalışmama aşağıdaki link üzerinden ulaşılabilir.

    https://www.youtube.com/w...DXn9aHo1Hm5e6Z4TNqfcApmH5
    1 ...
  41. 239.
  42. "içinden geçen çocukluğunu, gençliğini gördüm senin
    yüzünde yol açan can kuşunu, aşka dair cümleni.
    ben gördüğümde bütün zamanlardaydın sen.

    anladım bir kadına düşerse ışık nehirlere fısıldayandan,
    gecenin koynundan gül toplar, başka şey gelmez elinden.

    sadece bunlar değil, sadece bunlar değil..
    yokluğunda çınlayan boşluklardan mezunum.

    çok şey hissediyorum senin için
    ama bunlar değil senin istediğin."

    gerçekten de elimden 'gecenin koynundan gül toplamak' dışında hiçbir şey gelmeyen bir dönemde birhan keskin'le tanıştım. her duygusal afetimde de hep duygularımın ifadesi olmuştur şiirleri.

    bir kadının ne kadar güzel şiirler yazabileceğinin en büyük örneklerinden birisidir.
    2 ...
  43. 238.
  44. "Göğsümde sedeften bir çiçek taşırım:
    bir büyü bu, hayata karşı yaptırdım
    konuşmam artık, kalbini kırdımsa senin
    bil ki yanına düştüm."

    -Birhan Keskin
    4 ...
  45. 237.
  46. xxxv

    "onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
    titreme daha fazla kalbim.

    bağışla kendini artık onu da
    bırak gitsin.
    bırak gitsin.

    o senin ezel gününden kaderin
    sen onu nasılsa bin kere daha
    seveceksin."

    hayatım boyunca bana en çok dokunan şiirin şairi, öyle ki her okuduğumda ya da zihnimde canlandığında inanılmaz hüzne boğuluyorum, canımı yakıyor. ağlamak istiyorum üstelik. karamsarlığa sokmuyor değil ama şu aralar ruh halimi yansıtan yegane şey, ruh halim tam olarak bu şiir. kalemine sağlık birhan keskin! şunları da bırakayım:

    taş parçaları/moğollar/eser gökay
    fatih çölgeçen - taş parçaları

    şiirden hayli kısım paylaşacağım tabi ki

    ııı

    madem arkandan ağlamamı bile çok gördün bana
    al bu taşlar senin olsun… o halde ve bundan böyle
    bütün davullar vursun, telleri kopsun sazların
    boşluğa bağırsınlar, birlikte;
    kan kusacağız.
    kan kusacağız.
    madem dünya bunca zalim
    madem yakışmıyor kalbimize.

    bütün davullar gümlesin
    boşluktan gelen, boşluğu dolduranı
    boşluğa böğüreni
    vursunnnn.

    bak! nasıl kan kusuyor külde uyuyan
    dünya görsün.

    vıı

    dünya ne ki sevgilim,
    benim sana yaptığım kubbe yanında?
    düşsün, olsun, bırak,
    içinde yıldızlar patlıyor.
    kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
    ister sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
    her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
    yoluna baş koymak diyoruz
    biz barbarlar buna.

    x

    ey kimselere değişmediğim
    ayrılığın neden bunca ağır?

    xııı

    darmadağınım.
    darmadağğğnıııımmmm ve
    hepsi burada; aprın çor tigin
    haşim, kadı burhaneddin
    hepsi burada, kör, topal, haşin
    bağğğğrrrrıyorlar:
    bırak soğusun,
    bırrrak soğusssuuun
    bırak soğusun parçaların
    tekrar bitiştiğinde
    başka bir şey olacaksın.

    xvııı

    en acısını sevgilim en acısını
    tadayım istedin:

    en acısı buydu.

    xx

    gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
    ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

    bilemem, belki bu yüzden
    ben sana yanlış bir yerden edilmiş
    bir büyük yemin gibiydim.
    beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
    yine de döneyim döneyim istedim.

    xxııı

    biz iyileşemeyiz diyor ilhan
    biz iyileşemeyiz bunu bil, diyor,
    biliyordum: ağırdı
    biliyordum: çok ağrıdı
    biliyordum: adım adım


    ben seninle sevgilim
    mutsuz ama bahtiyardım.

    xxıv

    bir masal
    bir taş ağırlığında olabilir mi?
    olurmuş meğer

    birlikte bir masala inanmak istedim
    ben seninle, sadece bu.
    sen beni tek
    tek
    tek
    bıraktın.

    benim artık taş taşıyacak,
    taş kaldıracak, taş atacak
    halim mi var!

    xxx

    kar şiddetle rüzgârla büyük bir kırgınlıkla
    vardı gece yarısı dağlarına. gelemem artık yanına.
    ben kaybettiğime ağlayayım sen kaybettiğine ağla.

    xxvııı

    ömrümü adadımdı.
    elimden aldığın ve parçaladığın şey bu!
    adaletin adını neden anmıyorsun burada da?
    o yüzden büyük yaram
    o yüzden büyük öfkem
    o yüzden dinmiyor
    içimde hepsi, hıncahınç.

    xxxıı

    ömrü gurbette geçenler gibiydim senin yanında
    duymadın mı, çok söyledim?
    o uzun gurbette,
    ben senin “adalet” diye diye nasıl unufak olduğunu
    gördüm.
    göre göre, duya duya
    yine de bigâne olarak her şeye.

    bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
    kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede yaşadım.

    tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

    adaletin içinde bir zalim oturur.

    xxxxııı

    fazla insansın sen sevgilim fazla insan
    bir barbarım ben oysa, bir hayvan
    dilim bağışlamaktan söz eder benim
    seninki adalet ve intikam.

    söylemeye gerek var mı sevgilim
    söylemeye gerek var mı şimdi
    yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu beni
    klimanjaro’nun karları sevgilim
    klimanjaro’nun karları
    innnnniiiiiiyor aşağı.

    xxxxı

    bir nefeslik can kalsaydı sana üflerdim canımdan
    diyecekler; çok yüksekti ondaki zindan
    görmeli, eline almalı, sıvazlamalıydın, öğretemeden
    yazgına kanat ol kol ol diyemeden ayrı düştüysem senden.
    buna yanarım çok, en çok buna yanarım inan.
    onaramazdım kırdığım yerleri
    onaramazdın kırdığın yerleri.

    son bir nefesle sana sarıldımdı.
    en acısı buydu.
    en acısı buydu.

    xxxıx

    aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir
    ben bir divan şairi değilim ki sevgilim
    sana bercesteler düzeyim
    yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına
    tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim.
    ben bu çıldırmış vaktin, ben bu yılan zamanının
    paramparça edilmiş şairiyim. ne diyeyim!
    yine de içimde, çok eskiden kalma bir
    ya leyl… ya leyyyllllllllllllle.
    bir çöl gecesine ismini bırakayım
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük