sosyalizm'i savunduklarını söylüyorlar. aslında kemalist bir gazete. devlet ideolojisinin, statükonun korunmasından yana bir gazete. artık, sosyalistler giderek kemalistleşiyor ve sol, sığlaşmakla birlikte birleşiyor gibi görünüyor. bu gazetede bunun en önemli örneği. bunu sağlayansa ak parti ya da tayyip erdoğan karşıtlığı. tabi ki karşı olmakta özgür herkes, sosyalistlerde karşı olabilir doğal olarak. ancak, 'korkuyorum şeriat gelecek', 'yargıyı ele geçiriyorlar' paranoyasını bırakıp, en azından bu referandumda, statükoyu sarsma olanağını kaçırmak sosyalistler(!?) için yazık oldu, sırf tayyip erdoğan karşıtlığı yüzünden. tabi aslında sosyalizm, türkiye'de bitmek üzere. sol birleşiyor, kemalizme doğru kayıyor.sosyalizm insanı sever ama kemalizm, halka bidon kafalı diyen zihniyeti temsil ediyor.(atatürk'ün kişiliğini ayırıyorum ve saygı duyuyorum.)neticede belirli bir yaşam biçimini, zihniyeti zorla dayatmak demek olan kemalizm, yüksek yargı, chp ve tsk'nın ideolojik yapısı içinde bulunuyor. yazık ki atatürk bu kadar yanlış anlatılmış, bu kadar sığ, şekilci, sözde batılı, beyaz türkler tarafından.muhakkak ki bu atatürk'ü kendilerine yapılmış her eleştiriye kalkan yapmaya yarıyor.
günümüzde sadece ve sadece doğruları, hiçbir baskı altında kalmadan yazabilen nadir gazetelerimizdendir:
bir gün.
yolun düşerse eğer oralara.
eski günlerin hatırına değil.
sadece biraz çay, biraz söyleşi,
biraz da rakı içeceğim....
liberalizm ile liberteryanizmi ayıramayacak kadar saplasamankarıştırıcısı arkadaşlar tarafından kemalist diye nitelense de düpedüz özgürlükçü sosyalist birgazetedir.. evrensel kadar boğucu değildir.. hayatı anlatır.. kah sokak sanatçılarını,kah sheakseare'i kürtçeye çeviren emeği gözardı edilen yazarları,kah katalon bir sanatçıyı onlar da var diyen, onur caymaz, ümit alan, adnan bostancıoğlu gibi daha bir yığın kaliteli yazara sahip, zıt görüşlerden insanların seviyeli bir şekilde tartışabildiği, sosyal demokrat, sosyalist,troçkist, anarşist, anarko-komünist,liberal, feminist görüşlerin harmanlanıp güne güneşle uyanmamızı sağlayan bir ayna gazetedir.. kimi hatalı manşetleri ve noktalama yanlışları da olsa, çöde bir vahadır birgün.. tarafın hırçınca saldırdığı demokrat,devrimci,vicdanlı, çevreci gazete.. içinde ece temelkuran, nuray mert,umur talu,yıldırım türker, gibi yazarların da olmasın en büyükdileğimizdir.. radikal gazetesine geçen yazarları vardır(koray çalışkan,sırrı süreyya önder,özgür mumcu) ve birgünden tarafa geçen melih altınok gibi sanrifüjle dönmemiş, karakterli yazarlara sahip olduğunu ve altınokun 'çöldekivahanın bir biti' olduğu birgünün değerine değer katmaktadır..
yazarlarının köşelerini bugün karartarak çıkmıştır halkın karşısına. gazetecilere reva görülen baskıları protesto eden gazetedir.
(bkz: nedim şener)
(bkz: ahmet şık)
kürtlere kürtçülüğü bölücülüğü öğreten sol hareketlerin 40-50 yıllık süreçte bölücü terör örgütünün altına yatmaktan başka bir şey yapmadığı günümüzde modaya uyan sözde solcu gazetemsi.
şu yazıları okuyorum da bebek katilinin kendisi gelse yazsa bu kadar iştiyaklı savunamaz bunları.
bu gazetenin yöneticileri hakkında dolandırıcılık iddiaları var. birgün türkiye nin en az tiraj yapan gazetelerinden birisi. üstelik sadece okur desteğine sahip bir gazete. okur desteği bulunmasa ayakta kalması zaten olanaksız. yani birgün yöneticileri nin dolandırıcılık yapmaları mümkün değil. hadi onu geçtim, sadece haberin kaynağına bakarak diyebilirim ki bu haber kesinlikle yalandır.
üniversite kampüslerinde ucuza satılan gazete, dışarıda ise 1 tl ancak 3 tl'de olsa alınabilecek gazete. günlük tirajı ise ortalama 6000 - 7000 arasında gidip geliyor.
bugünkü sayısınında yer alan sosyalizm nedir isimli yazı.
sosyalizm nedir?
iyilik güzelliktir nikbinlik olmasıdır baş felsefenin. hani şimdi bizim soframıza haftada bir et gelmemesidir, çocuklarımızın eve sapsarı iskelet gelmemesidir. maviliklere sürülen motorların da benzinin bitmemesidir.
sosyalizm nedir?
bebelerin kürtçe gülmesidir. türkçe emeklemesi, arapça anne deyip çince mama yemesidir. ortada övünülecek bir şey olmaması, herkesin zaten herkese güvenip öyle çalışmasıdır. dağlara yazılmasıdır ne mutlu türkü söyleyene diyene varlığımızın börtü böceğin varlığına armağan olmasıdır. o da sadece ecel geldiğinde
sosyalizm nedir?
depremlerin takdir-i ilahi değil ilahi sen, pek ömürsün olmasıdır. kimsenin ölmemesi, sallanan evlerdeki çocukların bunu bir lunapark oyunu zannedip gülmesidir. kardeş kokusunun bir gün değil her gün gelmesidir burnuna. sızlamamasıdır yüreklerin enkaz altındaki son bakışlarla
sosyalizm nedir?
sevgiliye karanfil almasını bilenlerin, aç kalıp da karanfil parasını yememesidir. zaten her yanının karanfil kokmasıdır vatanın. ülkesini terk etmemesidir bunu söyleyen çirkin kralların, topuklayarak kaçtığının görülmesidir güzel kralların. intiharlar kuşanmamasıdır gerçek delikanlıların, hastir çekilince uzaya karışmasıdır onlara çatal fırlatanların
sosyalizm nedir?
suçun yok olmasıdır, cezanın da çalacak bir şey olmamasıdır. suların şişeden değil musluğa ağız dayayarak içilmesidir. boşalan hapishaneleri annelerin kiler zannetmesidir. eskiden taş atan çocukların artık suda taş sektirmesidir.
ama sosyalizm nedir?
samanın zamanı gelir diye saklanmasına gerek kalmamasıdır. samanlıkların hep seyran olmasıdır. her koyunun beğendiği koyuna asılmasıdır. kısa çöpün uzun çöple dans etmesidir. alacak bir hakkının da kalmamasıdır.
peki sosyalizm nedir?
hiçbir mahalle maçında, hiç kimsenin, topunu alıp gidememesidir. maçta herkesin mutlaka bir kez kaleye geçmesidir. atari salonundaki çocuğun jetonsuz kalıp da, abi sana bu turu atlatayım mı dememesidir.
orası tamam da sosyalizm nedir?
sıra dayağı yerine sıra geceleri olmasıdır sınıfta kulakların çekilmemesidir sırayla. kulak çekenin de eşek kulaklı midasa dönüşmesidir anında. aşık olunmasıdır ön sıradaki kıza ve o her güldüğünde, iyi ki geldin devrim yazısının kazınmasıdır sıraya.
iyi, güzel de sosyalizm nedir?
tüm ağaçların yemiş vermesi ama tek bir dalın bile eğilmemesidir.
bir gün ile yazımı çok karıştırılan bir kelimedir. hadi tamam şey kelimesinin ayrı yazılması ya da yazılmaması çok önemli değildiri kabul ettik diyelim, bunu asla kabul edemem. birgün herhangi bir zaman dilimini ifade ederken birleşik yazılır. örneğin; 'her şey değişse de birgün sensiz olmaz galatasaray' ama maalesef videoda görüleceği üzere birleşik yazılması gereken birgün kelimesi bu marşın videosunda ayrı yazılmış.
ayrı yazılan bir gün ise bir sıfat tamlaması olup dolayısıyla bir, bir sıfattır. örneğin; 'bir gün kalıp döneceğim' cümlesindeki bir ve gün ayrı yazılır.
idam sehpasında dini tören istemediklerini söylediler. bunu duyan infazcılar etrafta koşuşturmaya başladı. işte biz demiştik, bunlar dinsizdirler diye koşarken arka bacakları bir taraflarına vurdu. ellerindeki ipler yağlı, dişleri altındandı.
bizimkilere ise yaftalar hazırdı: dinsizler yaşamlarını aldılar, adlarını dinsiz koydular. katilleri ise dinliydi başlarında da dinli başbakanları, amirleri, komutanları vardı. hem kel, hem şişman, hem de dinli
dinliler okyanusları aştı. takkeleri taktı beyaz saraylarda, abdestlerini alıp oturdular içki sofralarına. bizim ülkemizde dinli vatandaşlar vardır, sözünüzden çıkmaz mösyö gelin vatanımızda istediğiniz gibi at oynatın dediler. oynatın da yeter ki eşimize dostumuza birer fabrika bağışlayın.
dinlinin bademdendi bıyıkları alıp ellerine fırçaları, şehrin genelevlerini boyadı yeşil dolarlardan seccade aldı, washingtonu kıble yaptı dinsizlerin üzerine bomba attı. abdnin cennetinde şehitlik mertebesine ulaşmak için vatanseverlere cihad açtı
dinsiz, yoksul mahallere gitti. camiye gitmek için dalgalı sulardan geçen yaşlı ninenin elini öptü, suyun üzerine bir köprü ördü. yaşlı nine onlara en güzel döşekleri serdi, el emeği yemeklerini verdi. bunu duyan dinli, kilometreler aştı, geldi o köprüyü yıktı, yaşlı nineyi ise karakola attı. yaşlı nine fesuphanallah dedi ve tükürdü dinlinin suratına dinli başını havaya kaldırdı, yarabbi şükür dedi
dinsiz kerpiç bir evdeydi. biz buraya dönmeye değil, halkımız için ölmeye geldik dedi. son nefesini halkını düşünürken verdi. dinli ise biz bu dünyaya sefa sürmeye geldik dedi. eşimize dostumuza da yedirmeye size de din iman verdik, daha ne dinli, son nefesini tıkınırken verdi!
dinsiz, karadenizde bir sahil yöresine gitti tefecilerin elinde inim inim inleyen halkını dinledi. tefecinin elinden aldı senetleri, topladı meydanda herkesi, vurdu kan emicinin suratına yırtık senetleri yöreyi hakça yönetti, çamurları temizledi, yurdun dört yanından çiçekler getirdi.
dinli bir koşu oraya da yetişti. çiçekleri ezdi, tefecilere karısını hediye etti, yurdun dört bir yanından çamur getirdi. anaların ak sütü gibi helaldi dinsizin yöreye ettikleri dinlinin ise yüzünde maske vardı, kafası karaydı. anaların bedduaları da peşini hiç bırakmadı
dinli hep muktedirdi. senin dilin benden değil dedi. kart kurt diye bir ses çıkartansın, sen bizden değilsin dedi. zindanlarda inletti, dışkı yedirdi. vicdan dedi, iman dedi, can verip can almayanları yaktı diri diri
dinsiz ise hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. allah katında üstünlük, ancak takva iledir dedi. işkenceden geçti, hücrelerde ömür tüketti. senin de çarkın kırılır bir gün dedi. baktı dinlinin gebeş suratına, yürümeye devam etti. başı her zamanki gibi dikti
dinli geçinen adam bıyıkları badem, dişleri altından 13 yaşında kızı aldı koynuna, kendi yaşı 90 dinli hakimin cüppesi kara, yüreği asfalttan dinli suçsuz bulundu sokağa çıktı, kız çocuğunun gözleri hep yere baktı.
dinli 100 yıl yaşadı, dinsiz 26 dinsiz cehennemi bu dünyada yaşadı dinlinin cezası ise mahşere kaldı.