Bazen insanlar bir kalabalık içinde kendilerini kaybederler ve yalnızken olabileceğinden daha farklı davranırlar.
Böylesi kalabalık davranışlarını nasıl açıklayabiliriz? 19.yüzyıl Fransız sosyoloğu Gustave Le Bon, kalabalıklar içinde bir kişinin heyecan ve coşkularının gruba yayıldığına işaret etti. Bir kişi bir şey yaptığında herkes aynısını yapmak eğilimindedir. Yapılan şey diğerlerinin büyük çoğunluğu için kabul edilemez bile olsa bu böyledir.
Le Bon (1896) buna toplumsal bulaşma adını verdi. Kalabalık davranışı 1. sınıftaki çocuklara bulaşan grip salgını gibi bulaşıcıdır. Le Bon toplumsal bulaşmayı normal kontrol mekanizmalarının bozulmasıyla açıklıyordu.
Davranışlarımız genellikle büyürken öğrendiğimiz değerler, ahlaksal ve toplumsal kurallar tarafından kontrol edilir. Ancak kalabalık durumlarında bazen davranışlarımız için sorumluluk duygusunu kaybederiz, kendi kontrol sistemimiz zayıflar. Sosyal psikologlar bireysellik yitimi adı verdikleri bu olguyu araştırmışlardır.
Bireysellik yitimi etkisinin doğalcı bir gösterimi evlerden şeker toplayan çocuklar üzerinde olmuştur. Çocukların yaşadıkları semtlerdeki evlerde konumlandırılan araştırmacılar çocuklar kapıya geldiklerinde evdeki yetişkinler tarafından bazılarının adları soruldu bazılarınınki sorulmadı. Sonra bütün çocuklara evde yetişkin yokken fazladan şeker çalma fırsatı verildi. Bütün durumlarda yakalanma olasılığının sıfır olmasına karşın adı sorulan çocuklarda çalma eğilimi daha düşüktü.
Bir başka deney bireysellik yitimini laboratuvarda göstermiştir. (Zimbardo 1974) Genç kadınlardan oluşan gruplar yabancılara empatik tepkiler veren bir sözde çalışmaya katılacaklardır. Bir koşulda katılımcılar isimleri söylenerek karşılandılar. isim kartları taşıdılar ve hepsi kolayca kimliklenebiliyorlardı. Diğer bir koşulda denekler kendilerine büyük gelen beyaz laboratuvar önlükleri ve şapkaları giyiyorlardı. Hiçbir zaman adlarıyla çağırmadılar ve kimliklenebilmeleri zordu. Bütün gruplarda ki bireylere gruptaki birisine elektrik şoku verme fırsatı tanındı. (Gerçekte şoklar sadece görünüşte şoktu ve kurban bir yalancı değnekti) Kimliklenebilmeleri zor olan denekler diğerlerinin yaklaşık iki katı daha fazla şok veriyorlardı.