Parayla tassak geçendir zira Lil ile sürekli birbirlerine rolls royce ve Bentley hediye ederler. Internetten ymcmb diye aranirsa bakilabilir. Son makinasi kirmizi Bugatti'dir.
bu sene paul thomas anderson'ın inherent vice filminden sonra en çok merak ettiğim film.hem yönetmeni hem kadrosu hem de fragmanı baya bir beklenti oluşturdu bile.
imdb'den 9.2 puan almış olan fragmanından dram, komedi dallarını barındırdığını anladığım, kanaatimce oscar adayı olacak, sinemada izlemeye değecek film.
en önemli adaylıkları ise; en iyi yönetmen, en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu ve en iyi yardımcı kadın oyuncu dallarında olmuş.
en iyi film - birdman (Alejandro González Iñárritu, John Lesher, James W. Skotchdopole)
en iyi yönetmen - Alejandro Gonzalez inarritu
en iyi erkek oyuncu - Michael Keaton
en iyi yardımcı erkek oyuncu - edward norton
en iyi yardımcı kadın oyuncu - emma stone
en iyi özgün senaryo - Emmanuel Lubezki
en iyi görünyü yönetmeni - Alejandro González Iñárritu, Nicolás Giacobone, Alexander Dinelaris, Armando Bo
iyi ses kurgusu - Jon Taylor, Frank A. Montaño, Thomas Varga
en iyi ses miksajı - Jon Taylor, Frank A. Montaño, Thomas Varga
gerçekten zaman kaybı olan film. yönetmeni hariç ne senaryoyu ne de oyunculukları beğendim. bence tipik bir hollywood abartması. aynı the wrestler gibi şanını kaybetmiş bir aktörü hayata döndürme politası. he ben bunları dedim diye seyretmemezlik yapmayın herkesin bakışı farklı. ama bir whiplash değil.
gerçekten değişik bir film olmuş. çekim tekniği insanı filme biraz geç ısındırsa da filmin atmosferine alıştıktan sonra filmin temposuna olumlu yönde etki ediyor. tek plan çekim tekniği insanda first personel shoter oyun oynuyormuş hissi uyandırıyor. filmin konusu hiç görülmemiş, sinemada ilk defa irdelenen bir konu değil fakat oyunculuklar gerçekten çok iyi. edward norton her zamanki bildiğimiz mükemmel oyunculuğunu konuşturmuş. michael keaton ise yeniden doğmuş diyebiliriz ayrıca filmde eski batman rolüne atıflar yapılmış ve bir nevi adam kendi filmiyle dalga geçmiş. bazı kişiler için izlemesi biraz sıkıcı gelebilir fakat çoğu sinema seyircisinin beğeneceğini ümit ediyorum.
film kendisini adeta Riggan Thomson'ın (Michael Keaton) sözleriyle anlatmıştır;
--az bi spoiler--
''en son los angelas'dan gelirken george clooney iki sıra önümde oturuyordu. kol düğmeleri çok hoştu. afili çenesiyle arz-ı endam ediyordu. uçak, çok korkunç bir fırtınaya yakalandı, zangır zangır sallanıyordu. ve uçaktakiler ağlıyordu. yani ağlayarak dua ediyorlardı, tamam mı? ben öylece oturuyordum. onlar ağlarken ben yerimde öyle duruyordum. şöyle düşünüyordum: ''of ya. yarın sabah sam(kızım) gazeteyi açtığında ön sayfada clooney'in fotoğrafı olacak, benimki değil.'' dank etti öyle. farrah fawcett'ın micheal jackson'la aynı gün öldüğünü biliyor muydun? saçma değil mi?''
--az bi spoiler--
9 dalda oscar'a aday olması bence biraz abartı olmuştur. aynı şeyi The Grand Budapest Hotel içinde söyleyebilirim. birdman gerçekten çok iyi kadroya sahip, üstün oyunculuk ve farklı-kült bir film olmuştur. tahminlerime göre en iyi yardımcı erkek oyuncu oscar'ı için zorlar. tabi WhiplashJ.K. Simmons' la kapışır.
Ne anlatmak istediğini tam olarak anlamasam da izlerken keyif aldığım, sıkılmadığım, açıkçası biraz da beğendiğim bi film oldu. Çekim tekniği inanılmazdı hayranlıkla seyrettim, keza oyunculuklar da öyle, diyaloglar replikler falan da çok çok iyiydi. Ama eksik bi şeyler vardı oturmadı. Oscar adaylığıyla ilgili söyleyecek bi şey yok baya bi şişirmişler filmi, o kadar adaylık alacak bi şey yok ortada. Ama zaten interstellar gibi filmi en iyi film, en iyi kurgu, en iyi erkek oyuncu gibi dallarda aday göstermeyen akademiden ne beklenir bu saatten sonra. Hak ettiği tek oscar en iyi yönetmen olur bence, diğerleri boş. izlenesi bir film*, sana puanım 8 kanka.
kast ve oyunculuk kesinlikle harika. michael keaton'a özellikle değinmek isterim o son sahnede kapıyı çalmadan önce gözlerindeki ifade kelimelerle anlatılamaz.