birkaç yıl önce boş derste oynarken arkadaşın şahsıma karşı yaptığı ibneliktir. (göt herif)
mogosog: atlıyorum laan..
arkadaş: atlasana.
m: olm belini kaldırıyosun indir aşağı.
a: daha ne kadar indiriyim lan. (bir yandan da dalga geçmek için çömelir)
m: olm düzgün dur geliyom.
a: tamam.
m: birdir bir yerin dibin...
küüüt...
bir grup öğrenci: aaa.. bir şeyin var mı mogosog?
bir diğer grup: ahahah... düşüşünü gördünüz mü lan?
evet, ben tam atlarken arkadaş belini yukarı kaldırmış ve ben de yere yapışmıştım. ama ne yapışmak? adamın üstünden zıpladım, tam öbür tarafa düşecekken arkadaş belini kaldırınca ayaklarım ibne herifin sırtına takıldı. ben bir süre havada kaldıktan sonra * vücudum yerle bütünleşti. hani yere düşerken elinizi veya ayağınızı öne koyup vücudunuzu korursunuz ya, işte ben o sırada bunu yapamadım. yüzüstü çuval gibi yere düştüm. benim kollar, dirsekler, bacak iptal tabi.
a: iyi misin mogosog?
m: aaahh...
a: mogosog iyi misin lan?
m: aaah...
yerde kıvranmaya başlanır ama korkudan hoca da çağrılamaz. arkadaşların yardımıyla ayağa kaldırılırım ve öğretmen sandalyesine oturtulurum. ayağımı da öndeki sıraya uzatıp bir süre öyle kalırım.
öğrenci1: bok çuvalı gibi düştün mogosog. ehu ehu..
öğrenci2: olm yer sarsıldı lan.
m: siz birazdan izleyin sarsıntıyı..
ben yorgunluğu ve acıyı üstümden atınca ayağa kalkarım. şansa bakın ki o sırada zil çalar ve arkadaş da açık duran kapıdan fırlar.
ben bu piçi kovalarken öğretmene yardım etmek için yan sınıfta olan çağla görülür.
çağla: hayrola mogosog, niye koşuyorsun böyle?
m: ben... sınıfta birdir bir oynuyorduk. yalçın (sınıfın en uzun boylusu olur)'ın üzerinden atladım. ama nasıl zıpladıysam artık, yarım metre üzerinden atladım çocuğun. biraz da hızımı alamayınca öğretmenler dolabına girdim. ama bi şeyim yok. herkes şaşırdı zaten nasıl atladın öyle diye.
ç: haa.. peki niye koşuyorsun böyle?
m: kantine yetişcem de ondan. hadi görüşürüz...
olm gerçeği anlatsana kıza. sınıfta öğrenince daha mı iyi oldu sanki?
