-mehmet bey 1,5 acılı adana lütfen
+ahmet bey 1,5 acılı söylendi hazır olsun lütfen.
20 dakika sonra
-mehmet bey acılı adana n'oldu?
+hemen bakıyorum. ahmet bey n'oldu acılı adana 53 numaranın?
-+bi durun amuğagoyim ya bi durun yaa.. bey demeyin kafam karışıyor.
- sıddık bey beyefendinin bir adanası hanımefendinin de bir urfası var.
+ ...
- sıddık bey?
+ ...
- şişş sıddık bey!
+ ...
- lan davar ne böğürtüyon yarım saattir şunlara bi adana bi urfa çek.
+ tamam lan yarraam ne bağırıyon televizyona bakıyoruz!
izmir'de kemeraltı'nın saat kulesi tarafından girişinde bulunan "can iskender" adlı restaurantta daha da aşılmış olan durumdur, sadece döner ve iskender satılan bu ufak yerde garsonlar birbirlerine bey diye hitap etmenin yanında zaten bir kaç çeşitten oluşmuş menüden isteklerinizi not edebilmek için masanıza elinde pda ile gelir. iskenderi şahanedir ama o da konumuzla alakalı değildir.
olması gerekendir. "3.masadakı serseri tipli, her şeyi kategorize eden lavuklara bak bakalım ne yiyeceklermiş" diye hitap edildiğinde de gömmeye gelmeyen insanlar için üretilmiş bir çözümdür. bu seferde "ay ne biçim yer burası" der kıl müşteriler. kebaptır nihayetinde yersin gidersin.
aynı versiyonun kuaför salonlarında yaşananı da vardır. 10-13 yaşlarında, yerde ki saç kıllarını süpüren çocuklara "hasan beyyyy şu fön makinasını tutar mısınız?" diye seslenirler. bence idealdir, olması gerekendir, tadire şayandır.
sandalyeye elbise giydirerek takımı tamamlayan tiplerdir. kebapları lezzetli olsa dahi, rol yapan insanların arasında istenilen lezzet bulunamaz. canınız kebap yemek istediyse ve başka mekan yoksa, paket yaptırılır, karşı kaldırımda garsonların gözünün içine baka baka yenir.
böyle mekanlarda yalnız bayramlarda giyilen gibi duran takım elbiseli garsonlar,kravatı bir tarafa kendisi başka tarafa hitap eden loknata şef(!) olmazsa olmazlardandır.