dünyanın en büyük yalanını kendilerine söyleyen ve bu yalanın getirdiği bir yaşamda boğulan insanlardır...
hem kendilerini, hem içlerindeki sevgilerini, hem de sevdikleri insanı aldatmış olurlar aslında bunun olmaması gerekirken... ve bunu her tekrarlayışlarında pişmanlıkları bir kat daha artıyor... artan her pişmanlık da geriye dönmek için, bırakmak için bütün bu olanları unutmak için oldukça geç demek oluyor...
yanılmıyorsam piçte de dediği gibi; "sevdikleriyle savaşanlar nefret ettikleriyle sevişirler..."
icinden cikilmaz bir durumun icinde olan ve dusundukleri kisiyle tekrar beraber olmalari imkansiz olan insanlardir. ayni zamanda teoman dinleyicileridirler. *
"daha kac vucut gerekli, benim seni unutmama"
--
"seni unutmak icin sevistim." boyle bahane mi olur a.q.
- ama ya pişman olursak
+ bunu göze almak lazım
- ben başkasını istemiyorum, sen kal.
+ konuşmuştuk, belki sonra.
- sonra çok geç olmaz mı?
şartlar, zamanın yanlışlığı, belki mesafe, tekrar acı çekmekten korkan, temkinli davranan ama bir o kadarda aşık iki insanın bile bile göze almaları bunu, ne acı...
zaman geçer ikisinin de hayatına yeni birileri gelir, gider ama 'O' her hatrılandığında acı tekrar kalp üstündedir işte.
hep buruk bir gülümseme...
benim anlamadığım, hayır madem onu düşünüyorsun ve daha güzeli o da seni düşünüyor. e kalk bi zahmet onunla seviş ne kafanı meşgul ediyorsun sevişirken...
başka insanın kollarında, bir başkası için ağlıyan insanlardır. ha bir de bu kadar dramatize etmeden fantezi babında olaya yaklaşanlar da vardır. o ayrı.