sen ki kadınsın;
detaycılığının lanetine rağmen şu yüzeysel dünyaya adapte olmuş iç güdülerin sağ olsun hayatta kalmışsın. yine kendi türüne duyduğun merak ve kıskançlığa inat uslanmaz bir anaçlıkla sarmalanmışsın.
aşık olunca gözün kör, kulakların sağır. dünyadaki tek bir ses senin için şarkı. o şarkı içinde çaldığı, sesine yakıştığı an dünyanın en mutlu kadınısın, aşık olduğun insanın kadınısın. o aşkla ya da hiç istemediğin ihtimaller ve insanlarla başka bir insanın yaşamına gebe kaldığını fark ettiğin an o elin karnına gidiyor, yine o an senin kanın canın kesiliyor birkaç bin hücre... hormonların sen onu sev diye kendini çoğaltıyor. doğunca kokusu kokun, acısı kıyamın.
vücudunun kıvrımları sütünü var etmeye bitiyor. her bitişin seni daha da var ediyor.
o yaban kıskançlığının içinde evcil bir varlık barındıran tek yaratıksın.
bilmem kaç yüz milyon ışık yılının yol aldığı bir evrende iğne ucu kadar kalan bir gezegendeki lanet bir et parçasısın..