teoman'ın candan ablayla söylediği şarkısında geçen bir dize, bir cümle. insanın beynini donduran, 'ananıskiiim!' diye duraksatan can alıcı, aldığı canı vermeyici böyle de türkçe'nin mına koyduran bir şey işte...
yıllar geçmiş, bildiğin çoğul yıllar... 5 yıl lan boru mu? bu arada aldığım boru tekliflerinde acayip fiyat farkı var biri 1,8 TL/mt diğeri 11,7 euro/mt ikisi de aynı malzeme... her neyse dağıtmayalım, yani dağıtmayalım derken zaten dağılmışım bir de anlatacağımdan sapmayayım!
5 yıl... evlensek en kötü ihtimalle 1 yaşında kızımız olurdu. kızımız olacaktı bizim hem de hiç izel hayranı olmamama rağmen. cidden kızım olsun benim ve adını annesi koysun... belki; hayatımda en çok sevilenler top list'in ilk üçündeki yeğenim esra'nın da ''amca kızın olursa adı duru olsun n'ooluurrr' isyanını da dikkate alabilirim. ama son söz anneye ait. erkek olursa zaten ismi hazır... sağlıklı olsun önce, deniyor ya hep... anlamıyorum arkadaş! çocuk için neden ''hem kız hem sağlıklı olsun'' diyemiyorum? sadece bir dilek dileme hakkım mı var? bilmiyorum....
sancılı olmuştu ayrılık... hem de çok fena! roma'yı yakıyordum o zamanlar! tabi ergenlik de devam ediyordu sanırsam ya da ne bileyim üzerime yapışan 'çok sinirlisin sen, bakışların bile çok sert' etiketi öyle dürtüklüyordu arkadan arkadan... onu da bilmiyorum... ayrılır ayrılmaz yeni sevgililer edinmeler. yeni sevgilisi tarafından taciz edilmeler, yeni sevgilisinin kolunu bacağını eline vermeler... yok hacı gtün yemiyorsa gider yapmayacaksın bana... tabi benim yeni hatun da taciz ediyordu onu nereden bulduysa msn'ini.. yani herkes birbirini taciz ediyor!
unuttum diyince unutulmuyor. çivi çiviyi söker diye bir şey var ya, onu da o zamanlar yerleştirmiştim lugatıma yalnız şöyle gerçekçi de baktığın zaman; çivinin çiviyi sökmesi durumu teknik olarak da pek mümkün durmuyor... saldırıyorum sağa sola. tuttuğuma geçiriyorum tutamadığımı da sonra geçirilecekler listesine ekliyorum... öyle böyle değil yani... o zamanlar cool takılıyoruz. radyocuyuz falan, kim sker mühendisliği! sabah 8 akşam 5 bana göre değil, daha atraksiyonlu bir hayat istiyorum ben' idealistliğini sikeyim! ahanda sabah 8 akşam 5.3 çalışıyorum!
gurur... piç oluyor arkadaş! bak şimdi arasın 'geldim ben' desin 'siktir git' derim... aynen ama 5 yıldır ancak diyebiliyorum... ki bir ay kadar önce dedi zaten! ben de siktir git diyemedim tabi, sadece 'ben seni istemiyorum artık' diyebildim... onu da kafam nası güzelll... diyor ya cem yılmaz.. aynen öyle... şimdi gurur çok kötü bişe hafız, deli gibi istiyorsun ama bir yandan da olm istanbul'a 3. köprü olmuştur bacaklarının arası, geçmeyen bi' sen kalmışsındır araban yok diye! sonra abanıyorsun başka dişilere! çivi çiviyi sökecek hala diye! çivi götüne girmiş haberin yok... kiminle yatarsan yat aklında hep o... dokunmaya çalışıyorsun o'na dokunduğun gibi, olmuyor. gülüşü, bakışı, dokunuşu farklı işte herkesten ve her şeyden... her şeyden diyince damacanayı skmiyoruz biz de... cümleye ahenk katmak için şeyettim...
itiraf... zor olur bunları itiraf etmek, başkasına söylersin de.. kendine yediremezsin. unutulmayı kaldırıyor insan da, unutamamayı yediremiyor. yani bana insan dersek, ben kaldıramıyorum...
söylersiniz ama ona da; yattığım her kadın seni birgün unutacağıma inanıyor diye...