sözlerini yusuf hayaloglu'nun yazdigi ahmet kayasarkisi.
birazdan kudurur deniz
birazdan dalgaların sırtından
üst üste fışkıran rüzgarlar
bir intikam gibi saldırınca üstüne.
yüzüne şarkılar çarpar, yüzüne şiirler çarpar, ağlarsın
sen artık, sen artık buralarda duramazsın.
"artık sazın bağrı mı olur
kimsenin bilmediği bir ağrı mı
gider kendine gömülürsün
yoksa bu şehir bu sokaklar
seni alır kullanır seni alır kullanır
santim santim çürürsün."
bazen bir uçurum kalır
bazen de martıların ardından
velvele koparan bir leş kalır
bir intihar gibi puşt olunca sevdalar.
sırtını duvara yaslar, sırtını ağaca yaslar susarsın
sen artık hiçbir sözü, hiçbir sözü kaldıramazsın.
"şimdi bir yeni sevda mı olur,
kimsenin kapını çalmadığı bir inziva mı
tutar, sıfırdan başlarsın..
yoksa bu ilişkiler, bu zaaflar
seni yiyip bitirir, seni yiyip bitirir
dirhem dirhem azalırsın..."
Dandik bir arabanin icinde onunde kuduran denize bakarak dinliyorsan, hele bir de yaninda susarak bile anlasabildigin arkadasin varsa insanin icine oturan sarki...
dinle sevgili ülkem albümünde bu şarkıyı seslendirecek kişi olarak deniz erdoğan'ın seçilmesinin yegane sebebinin adı geçen kişinin isminin deniz olduğunu düşündüğüm şarkı.
rengi gridir.
gri, karanlık ve hırçın...
sakin ol diye omuzunu okşadığınız bir erkek çocuğunun isyankar başkaldırısı, umurumda değil omuz silkişi ve zaptetmeye çalışılan gizli ve birikmiş ofkenin açığa çıkma anıdır.
açığa çıkma, kendini bulma, biriktirdiklerini kusma ve rahatlama öncesidir.
aniden kudurduğu gibi aniden sakinleşmenin öncesi, hırçın öfkesi ile uyumlu sakinliği ve sevgisidir.
bittiğinde ise, az önceyi yalanlarcasına sakin huzurlu ve kımıltısız davetkar duruşudur.
"artık sazın bağrı mı olur
kimsenin bilmediği bir ağrı mı
gider kendine gömülürsün
yoksa bu şehir bu sokaklar
seni alır kullanır seni alır kullanır
santim santim çürürsün."
"artık sazın bağrı mı olur
kimsenin bilmediği bir ağrı mı
gider kendine gömülürsün
yoksa bu şehir bu sokaklar
seni alır kullanır seni alır kullanır
santim santim çürürsün."