bugün kırıldım. neye neden kırıldığımı sormayın, pekte önemli değil çünkü, sadece kırıldım. oysa hiçte suçum yoktu, zaten suçta gerekli miydi bilmem. anlayamadım insanları hiç bi zaman. birilerinin üstüne basarak yükselmeye çalışmalarına anlam veremedim.
hissizleşiyorum demiştim; doğru tüm bu olanlara hissiz ve tepkisizim mesela, konuşarak anlaşmakmış, yok öyle bişey! farkındayım. nefret etmekmiş, kızmakmış, sevmekmiş... vazgeçtiğim duygular bunlar artık. bi kez daha anladım hayat bi kez daha o acımasız yüzünü göstermesine rağmen sanırım vazgeçemediğim tek duygu üzülmek!
mütemadiyen üzülüyorum her şeye. insanlar artık sanıyorlar ki tüm bu hüzünlü bakışlarım kendimden. değil! bu hüzün sonradan içime yerleşen bir sızı halbuki.
gülüyor olsam da bir yanım hep kırgın hep üzgün. hem sıkıldım da hayattan bana göre de değilmiş hiç. güçlü bir insan görmek istermiş karşısında. ben güçlü de sayılmam oysa zira ondan bu hayata karşı yenilişlerim ve bitişlerim... ben güçlü değilim hayat!
aslında hayatı suçlamalı mıyım onu da bilmiyorum, insanlar değil mi hayatı oluşturan aslında? kıran, yıpratan insanlar değil mi? acımasızca davranıp hoyrat bir rüzgar gibi oradan oraya savuran?
kırgınım evet, tüm insanlığa. niye neden diye sormayın. biraz üzgün, biraz kırgın, biraz da küskün. çok da yorgunum. uyusam mesela hiç uyanmasam. öpücüğüyle uyanacağım bir prensim de yok zaten, bırakın uyuyayım o yüzden. doğru ya; bu da masallarda olurdu bi tek. nasıl da unutmuşum. gerçeği masallardan ayırmayı öğreneli de çok olmuştu üstelik. aah! neyse.
yine de hayat, üzme beni daha fazla ne olur. sandığın kadar güçlü değilim işte, eskisi kadar dik değil omuzlarım. ne olur kırma beni! ben biraz üzgün, biraz kırgın, biraz küskün çokça yorgunum.
Cok üzgün ve cok kirginim. Dostum dedigim beni malin tekind tercih etti. Atilan kaziga degil de, tercih ettigi kisinin mal ve onu gercekten önemsemiyor olup da onun tercih etmesi beni üzüyor. Ne yaparsin. Bu da gelip gececek ve ben bugünkünden cok daha güclü olmuş olacagim.