biraz yalnız kalayım mı

entry1 galeri0
    1.
  1. Madonna' ma

    Nereden başlanır, ne denir bilmiyorum. Ne düşünüyorsun, ne haldesin, iyi misin bilmiyorum. Bilmediğim çok şey var ama bildiklerim de var. Senin yüzüne bakmaya yüzüm olmadığını biliyorum mesela. Sana bir şeyleri izah etmek için yazdığım onca yazıyı ikinci kez bile okumaya cesaret edemediğimi biliyorum. Domates olsam utancımdan kızarırdım ama ne var ki kaderde hıyarlık varmış.

    Sana yazmıyor değilim sana okutamamak gibi bir hastalığa tutuldum bu kez. Artık okumak bile istemezsin gibi geliyor ama anlatmalı bazı şeyleri.

    Neden insan olmayalım ki dedim ben kendi kendime. Yapabilirmiyiz bilmem ama sevmeyi bir kenara bırakalım bu seferlik. Senden yegane isteğim gerçek olsun, iyi ol istedim. Sen hastalanma, üzülme, dert çekme, üşüme, aç kalma... Ben gerekirse senin sobanda yanarım. Nasılsa odunum, nasılsa kurudum, nasılsa yanıyorum. Elimden gelse canımdan verirdim sana, al yeter ki sen iyi ol. Yeter ki insan olabilelim. Sonunda oldum da insan. Ama bu hayal kırıklığı neden? Meğer insan olmak üzmekmiş, kırmakmış, yalan söylemek, saklamakmış acziyetini.

    Hani komik olmadı desem yalan söylemiş olurum. Seni çok aradım sende o akşam. Ne kadar değişmişsin öyle. Olur mu hiç, değişir mi Madonna dedim; ellerine baktım, parmakların beni haksız çıkarmak için, bile isteye kalınlaşmış gibi. Sen kasten yemişsin de (affedersin ama) yağ tulumu gibi olmuşsun. Gözlerin bile renk değiştirmiş. Hani "ne olacaksa gözlerin gözlerime değince olacak" cümlemi yalanlamak adına sanki. Duruşun farklı, kokun bile başka. Bir gülüşün aynı. En azından bana olan gülüşün, bana olan ki gibi. Ve bu yetiyormuş benim Madonna' mı görebilmem için. (Ne dersen de ben sana inanırım demiştin, hadi bakalım buna da inan.)

    Ben böyle olsun istemedim. Seni üzmek istemedim. Hiç kimseyi üzmek istemedim. Hala bazen sarılırken sıktığın kemiklerim sızlıyor. Sanırsın mengeneye almışlar vücudumu. Hala ayakta duramaz oluyormuşum, dizlerimin bağı çözülüyormuş, onu gördüm. Sağ yanağımla, boynum da su topladı senden sonra. Köz basmışlar gibi acıdı aylarca. Ben bunları yaşadıysam kim bilir sen nasıldın? Senin göğüs kafesinde neler oldu?

    Sana yaptığım son kötülüğüm özetiydi bunlar benim için ve senden tümü için özür dilerim. Benim yüzümden döktüğün her damla gözyaşı için özür dilerim. Hani bu bir veda mıdır bilmem. Bunu okur musun yahut nereye kadarını okursun, nereden sonrasına tahammül edemezsin bilemem ama ben özür dilerim hepsi için.

    Ha bu arada akıllılık etmişsin mektupları getirmemekle ama bir daha böyle bir şansımız olur mu onu da bilmiyorum. Hani demiştim ya "Ankara büyük ama olur da bir gün bir yerde karşılaşırsak düşmanlıkla değil pişmanlıkla bakalım birbirimize" diye; artık yüzüne bakacak yüzüm olmadığı için pişmanlıkla bakmanı gerektirecek bir şey kalmadı.

    Yanlış anlama beni. Bu bir veda değil, hem öyle hem değil. Ben sana yazarım yine, okumazsan alınmam, okursan sevinmem. Ama ben sana yazarım, buraya da koyarım üşenmezsem. Sen hala benim için yazılmaya değer, anlatılmaya layık ve... Hala körelmeyen, sönmeyen, dinmeyen azalmayan en güzel hatıramsın. Sırf bu saygımdan bırakamam sana yazmayı. Demin aynı yerde oturdum çay içtim, şimdi aynı kapıdan metroya bindim. Olur da karşılaşırız, yüzüme tükürecek fırsatın olur.

    Hikaye konusunda da artık söz veremeyeceğim. Yazarsam bile gönderir miyim bilmem. Gelecek karanlık görünüyor burada ama senin yarının hep aydınlık olsun.

    Sevgiyle kal
    Furkan
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük