belli bir yaştan sonra bir anlam ifade edemiyor bu istek. zaten "ya ne diyosun allahasen anacım" gibi laflarla bertaraf edilebiliyordur. lakin bu ülkede bir 7 yıl anadolu lisesi okuyan nesil var ki bu eziyetin en önemli kurbanları onlardır. evet ben de daha 12 yaşındayken annem tarafından ingilizce konuşmaya zorlandım. aile arasında olsa yine sallar geçerdim lakin turist karşında konuşmam istenince, o dönem okuduğumuz kitapta (bkz: go) ne konu varsa bildiğimi çemkirmiştim turist kadına. kadın da kibar kibar anladı herhalde annemlerin durumunu gülümseyip "ehe ehe çok şirin bir otantik ailesiniz" der gibi bakıyor.(belki öyle demiştir de o zaman bu cümleyi anlayamazdım) kadın bunları düşünürken ben de kendimi nasıl kaptırmışım gidiyorum ozon leyır, antartika, liverpul...
gıcık anne: aa oğlum hadi amcayla ingilizce konuşsana. koskoca hazırlık okudun değil mi yavrum?
evlat: anne ingilizcem çok iyi değil. pipimi göstersem olur mu?
do i speak english? i live in english. english is not only a language to me, it is an expression of my life. imagine all the people singing and dancing in haaaamani *
Gurbetçilerin de baş belası olan gerizekalı isteklerden bir tanesidir. Almanya'dan izne gelmişsinizdir, hemen etrafını sarıp almanca konuşmanızı isterler. Siz konuşacaksınızdır onlar dinleyeceklerdir. Size şebek muamelesi yaparlar, siz konuşurken onlar eğleneceklerdir. Sizi asla ve asla düşünmezler. Bencildirler, görgüsüzdürler, hödüktürler, odundurlar, daha sayayım mı?
(bkz: Gerizekalılık örnekleri)
Editsel Not : Artık hiçbir yerde mümkün mertebe yabancı dil bildiğimi söylemiyorum. Sadece iş yerindekiler biliyorlar ve çok yakın çevrem. Onun haricinde özellikle de yabancı dile son derece yabancı olanların yanında asla deşifre etmiyorum kendimi. Siz de öyle yapın. Bilmemezlikten gelin, rahat edin.
Edit kare : Eksi oylayan arkadaş sanırım geçmişte birilerine "ingilizce/almanca konuşsana lan" demiş ki bu entrye eksi oy vermiş. Yaptığın gerizekalılığın farkındasın değil mi?
özellikle ingilizce hazırlık sınıfı okumuş kişilerin başına çok gelen olaydır. ailesi bir yabancı gördüğünde ''hadi konuşsana'' yada ''ne diyo oğlum bu, hıı'' diyerekten sizleri iki arada bir derede bırakırlar. konuşsanız bir durumdur, konuşmasanız ayrı bir durumdur.
"hııı türkçe konuştum çok anladınız ya bide ingilizce konuş diyosunuz.hayır merak ediyorum benim ingilizce konusmam size ne katıcak?türkçe konusuyorum aval aval bakıyonuz suratıma ingilizce konuşursam iyice mala bağlıcaksınız.iyisimi ben sizinle türkçe konuşayım siz yine aval aval bakın benim suratıma ben razıyım.."diye cevap verilebilecek bir istektir.
ing. dili ve edebiyatı son sınıfındayken bu cümleyi halen duyuyor olan biri olarak yeteeeeeerr lan dedirtecek kadar iğrenç istektir. biraz tanışıklığın olmasın hemen dalarlar bu cümleyle olaya.
hatta spekülatif şekilde şöyle bir bakarlar boydan;
- sen şimdi biliyon mu ingilizceyi?
- tabi 8 sene oldu artık biraz biraz çözdük yani.
- hımm.. * yani konuşabilirsin bir yabancıyla?
- hayır sadece yazmayı öğrettiler. (a.q.)
küçük yaşlarda ingilizce öğrenen çocuğunu etrafa manşet etme arzusunda olan görgüsüz anne ve babanın sarfettiği cümledir. zira kendileri ingilizce bilmemektedir ve bunu bilmeyi fasülyeden nimet saymaktadırlar.