geçivermiş farkında olmadan zamanlar ve bir bakmışım demektir.
yani bitmemiş bir cümledir.
rolünü oynamak için çıkmadan sahneye, salona bakmaktır, tek izleyeni olsa bile.
bir başka yüz de bambaşka bir koku aramak, meçhul adreslere mektuplar yollamaktır ve bunu için bilinmeyen postanelerde zarflara, kolilere bakmaktır.
üstünden bir çok söz söylenecektir. nasıl bu hale geldiğini düşündürecektir bu üzerine bol gelen kıyafet.
ve bir anda ne terziye gidecek ne de yeni bir kıyafet almak için umudu olduğunu farkettirir.
yutulmayacak laflar edersin sonra görmediğin bir sene dair.
ceket almadan çıktığın yaz günü akşamları gelir aklına ve bir koca deniz.
bir pancar motor sesi ve bir çocukluk tekerlemesi.
makyaj yapmakla değiştirebilsek keşke yüzünün bi zamanlık halini ve ruhuna da iyi gelse.
ya da şarj edebilsek kalplerimizi bir süre.
imzalarımızı atıp dolduramadığımız boş sayfalara ne istediğimizi yazabilsek özgürce.
yarın yeniden doğup hayatımızı seyredebilsek, en sevdiğimiz filme inat.
geç demek için bile geç bir haldir farkında olmadan bitmek.
bir sabah uyandığında sen olamayarak uyanmak.
kırk yıllık yaşadığın yeri bir yabancı gibi sevmek garip olsa gerek. yalnızlık çöker üstüne.
yarım kalan sigara ve kahveler, bölük pörçük yaşanan günler ve güneşi unutmayı getirir bitmişlik.
avare olmak değil biraz egilmek gerekir. biraz eğil, hiçbir şey için geç değil.
Bu yaz Latince kursuna gitme,
beni incele.
Seneye uçarsın planörle.
Bu yaz boşluğu benim cinnetimde dene...
Sana çağdışı bir romantizm getirdim,
ilkel bir soyutlama...
işletme tezini sonra verirsin, bu yıkımı
kaçırma...
Hırslarını yatıştır bir süre için...
Biraz eğil, nefesimi dinle,
hiç olmazsa, üzülüyormuş gibi yap...
Yeniden dönersin eski hayatına,
biraz saygı duy, biraz zaman kaybet...
Bak beni nasıl zehirleyecek,
içinde taşıdığını bile farketmediğin o aşk...
Küçümseme, deneyimdir ; soranlara
anlatırsın
Senin için bu yenilgi, bu dağılıp
parçalanma...