Ramazan'ın yaz aylarına rastladığı bir gün, Nasreddin Hoca'yı iftara çağırmışlar. Sofra kurulup Hoca buyur edilmiş.
Ortaya da buz gibi bir tas hoşaf konmuş. Şakacı bir insan olan ev sahibi eline büyük bir kepçe alıp, Hoca'ya da küçük bir kaşık uzatmış. Başlamış kepçeyi hoşafa daldırıp daldırıp içmeye. Bir yandan içiyor, bir yandan da 'Ohhh, öldüm' diyormuş.
Elindeki küçücük kaşıkla, ne içtiği şerbetin tadını alabilen, ne de susuzluğunu giderebilen Hoca, dayanamayıp atılmış "Ver şu kepçeyi efendi" demiş. "Biraz da biz ölelim"!