susarak anlaşmak. uzun uzun bakıyorum kahverengi yekpare gövdesine, hiç kımıldamıyor. koyuyorum sol elimin içini boynuna, 4 duvar efkarlaşan renkleri toplamış yüzünde bana bakıyor konuş diye, beni bekliyor gir şu cümleye be adam diye ama ben ona asude bakmaya devam ediyorum. ikimizde susuyoruz, sigara tütüyor yanı başımızda. hatta o konuşuyor biz dinliyoruz. sessizce anlaşıyoruz, kahverengi bir cam oluveriyor zaman. içtikçe o işlevini yitiriyor, ben doluyorum. elim boynunda, sessizce cümleler var şuramda. yalnızlığı ıssız değil dalgınlığım kadar. bir şeyler diyorum ama ne dediğimi bilmeden. gidişine bakar gibi bakıyorum süzülerek gecenin ortasında. o bitecek uyku gelecek, sonra varsa üç beş unutmakta olduğun hayalin. bir günah sanki konuşmak, beklemek, iptidai duygular. anlatsan kırılır, kalbinden daha az parçada. kaybettiğini bu kadar küçük ebatlarda anlatabilirsen ne ala. susarak ve susarak bakıyorum yekpare gövdesine. hatıram olmuş birçok şey. sessizce dertleşiyoruz, o bittikçe ben çoğalıyorum. akıyorum deli sel misali uyurken kalbine. unuttuğumu sanıyor. sansın. sızı, hüsran, hep yalan dolan." şanslısın sen, bir geri dönüşümün var, benimkisi karşılıksız bir hüsran" diyorum susuyor. daha da susuyor. sol elimin avuç içini soğuk teselliyle kavrıyor...
bira şişesinin de konuştuğu anlamına gelmektedir.
zira dertleşmek karşılıklı yapılan bir şeydir.
eğer bira şişesiyle dertleşebiliyorsanız en yakın zamanda bir psikologa uğramanız gerekmektedir.
oradan da psikiyatriste.