bira ve kahve

    1.
  1. grizu nun cok iyi bir parçasıdır.

    seni düşünüyorum bu gece yine
    benden kurtulmasını bilirsin diye
    bunca güzellik varken çevrede
    dün geceki dostum yine bira ve hahve
    uzun bir yoldan sonra unuturdum
    bir gün belki seni tekrar görürdüm
    beyaz pantolonunu okşamak için
    tokatını bile yiyebilirdim
    hüzünlü bir şarkı söylüyorum yine
    beni üzmesini bilirsin diye
    birkaç fotoğraf yolladım gizlice
    dün geceki dostum yine bira ve kahve

    bazen benim olmasanda
    bazen bana bakmasanda
    sen hep
    yanımdasın
    16 ...
  2. 20.
  3. Bir gün tanışacağız, arkadaşlığımızın arkadaşlık düzeyinde kalmayacağını bilerek arkadaş olacağız, sonra sevgili. Bir ay, altı ay, üç yıl. Sonra ben, bir akşam ya da sabah ya da gece yarısı, henüz sen beni terk etmemişsen tabii, herhangi bir neden belirtmeden çekip gideceğim. Çünkü veda konuşmalarını beceremem. Becerebilseydim altı sene önce evlenmiş olurdum. Nasıl ayrılacağımı tahayyül edemediğim için evlenemedim. Ama bu ayrı bir konu. (Ve sana bir cümleye ile başlamanın ona ilahi bir ton kattığını Jonathan Safran Foer'den öğrenerek kullanmaya karar verdiğimi de belirtmek isterim erkek dünyasının tam kalbinden bir tavsiye, bu tarz dostane veda konuşmalarını becerebilen adamlardan uzak dur lütfen. Onlar bir gece uyanıp seni kıtır kıtır kesebilecek kadar kendine güveni yerinde adamlardır. Onlar en düşmanca hislerini bile dostane biçimde ifade edebilen gerçek erkeklerdir, onlar ergen değildir. Ece Temelkuran ne güzel kadın.) Her neyse. Ve sen kendini bok gibi hissedeceksin. Haklı olarak. Ve üzüleceksin. Ve sen üzüldüğün için ben de üzüleceğim. Ama bunu çaktırmayacağım. Ve sen benim taş kalpli ve vicdansız biri olduğumu düşüneceksin. Götün önde gideni olduğumu düşüneceksin. Bu düşüncelerini bir terbiye süzgecinden geçirip smslere dökeceksin. Ve ben onları okurken şöyle düşüneceğim, "Sanırım ben bu dünyaya insanların kalbini kırmak için geldim." Sonra bir gece saat ikide, alkollüyken telefon açıp bağıra çağıra dökeceksin içindeki bütün zehri. Ama benim kafam o an yazdığım şeyin zehriyle dolu olduğundan senin zehrinden etkilenmeyeceğim ve diyeceğim ki, "Yarın akşamüstü bir kahve içmeye ne dersin?" Ve sen de diyeceksin ki, "Yarın akşamüstü gelip seni bıçaklamama ne dersin bencil piç? Bip bip bip biiiip" Her neyse. Dışarıda kahve içmekten nefret ederim zaten, evde yeterince içiyorum. Kahve içelim dememin nedeni, bira içip duygusallaştıktan sonra aynı döngüye tekrar başlamaktan korkuyor olmam. Sonuçta bir gün, o kahveyi barış içinde içeceğiz, havadan sudan konuşacağız, herkesin herkessiz yapabileceğini bildiğimizden (Tezer Özlü ne güzel kadın); kendimizle, o ana kadar ki bütün aptallıklarımızla dalga geçebileceğiz ve en sonunda, "Ne güzel böyle, bunu her zaman yapalım," diyeceğiz. Masaya gelen, donmuş sümüğü üst dudağına yapışık çocuktan selpak ve bu işi sadece hayır için yaptığını iddia eden adamdan tükenmez kalem alacağız. Selpak mı kalem mi diye soracağım. Tabii ki de kalemi seçeceksin. Sonra aramızdaki sessiz anlaşmaya uyarak, bir daha bu kahve faslını hiç tekrarlamayacağımızı bilerek, ayrı yönlere gideceğiz.

    emrah serbes | afili filintalar-afili parçalar

    okurken grizu kulaklarda olmalı.. *
    6 ...
  4. 3.
  5. grizunun tuzlabuz albümünden enfes bir parça.vokaliyle güzelleşen şarkılardandır.sözleriyle hafiften ironik bir parçadır...
    `beyaz pantolonunu okşamak için
    tokatını bile yiyebilirdim`
    5 ...
  6. 11.
  7. bira ve kahve mini etek giyen bir kızın eteğini devamlı aşağı çekmesi gibidir. Yani ikisi birarada olmaz yediysen bir bok o kafayı yaşamak lazım o tripten çıkılmaz, madem çıkmak istiyosun niye içtin o birayı ya da niye giydin o eteği.
    5 ...
  8. 8.
  9. grizu'nun en iyi parçası. bütün bunlar düş gelir sıralamada bundan sonra . *

    yalnızlık budur arkadaş. bu şarkıda anlatılandır..
    4 ...
  10. 17.
  11. türkiye'de rock müzik tarihinin en samimi, en naif şarkılarındandır.

    son derece tuhaf hislere gark eder insanı. kimi zaman bir arkadaş, kimi zaman bir sevgili, kimi zaman bir düşman olur insana.

    gariptir. gerçekten çok gariptir.

    şöyle örneklendirelim, insan hani acı çekerken gülümser ya, ya da güldüğü zamanlar içten içe acı çekmek istediği zamanlardır. öyle bir şeydir bu da.

    unutmanın hakikaten uzun bir yol olduğu zamanlarda aklına gelir insanın. sonra birgün belki tekrar görülür. içinde çocuk masumiyeti olur en siyah olsan da, gülümsenir o an muhtemelen acı çekiyor olunsa da.

    sonra hüzünlü bir şarkı söylenir hep bile bile. onu bile bile, kendini bile bile, şarkıyı sindire sindire. elde yine tek şey kalır içten gülümseme yanına, acıdır o da, belki gülümseyişten daha da içten.

    karşıdakine yakıştırılandır belki. ya da karşıdakinin olması istenen. güzeldir ve biraz serseridir işte, çoğu şeyi iyi hayal edebilir. sonra senin olmasa da, sana bakmasa da o hep yanındadır. belki de onu yanında tutan şey senin olmaması, sana bakmamasıdır. bir umuda tutunur gibi tutunulur o acıya. geçer. zaman alır, ama mutlaka geçer.

    gerçekten de çevrede "bunca" güzellik varken... neyse işte, biradır, kahvedir. hayat geçer bir şekilde. o hüzünlü şarkıyı söylenip dursa da geçer. ne kadar üzeceğini bilse bile geçer.

    öyle işte.
    4 ...
  12. 26.
  13. bazı şarkılar vardır ya küçük bi grubun efsanesidir. işte öyle bi şarkıdır bira ve kahve.
    3 ...
  14. 2.
  15. grizunun en fazla bilinen şarkısıdır. grizuyu tanımamış olanların bile dikkatini çeken bi şarkıdır.
    4 ...
  16. 22.
  17. --spoiler--
    hüzünlü bir şarkı söylüyorum yine
    beni üzmesini bilirsin diye
    --spoiler--

    uzun uzuuuun aralardan sonra hatrınıza gelir ve dinlerseniz hüzün sizi daha da etkisi altına alır.

    dinlemeyenler için büyük bir kayıp olan şarkı.
    4 ...
  18. 24.
  19. beyaz pantolunu okşamak için tokat yemeyi göze alanların bira ve kahve ile imtihanını anlatan şahane parça. ayrıca hayaller aleminde pek çok anının arka fonuna yakışır.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük