ev partilerinde içeri sonradan girerseniz ohh diye içinize çekiceğiniz kokudur. eğer bira şişesi kırıldı ondan kokuyor derse üzülürsünüz. hatta bir türk filminde vardı böyle bir sahne.
Güzeldir yanındaki insan da kokuyorsa huzur verir. Öpün bira kokan sevdiceğinizi dudağından, hafif uyuşmuş dudaklarla. Sevin biranın kadında bıraktığı ekşi aromayı.
bulunulan yere ve zamana göre muhtelif şekillerde değişebiliyor etkisi. bazen bir ilk buluşmanın en cesur kahramanı olabiliyor, bazen de bir kavganın en yaman tetikleyicisi. ama yine de iyi şeyler genellikle birdenbire ve biradan sonra oluyor sanki. ürkek bakışmalar, aniden bastıran öpüşme isteğini engelleyen kalabalıklar biradan sonra yerini bambaşka mecralara ve dolayısıyla maceralara bırakabiliyor. klip tadında yaşıyoruz ya bazen hayatı, işte bira kokusu bunun en yakın yoldaşı olsun diye gezinip duruyor adeta. bitmek tükenmek bilmeyen, eğlencesi yüksek arkadaş ortamlarının da olmazsa olmazı, baş dönmelerinin de sorumlusu elbette. kokuyu içinize çekmeniz için ille de birayı içmenize gerek yok, hali hazırda kendisini içenlerin nefesinin nefesinize karışması yeterli.
alt tarafı sıradan bir içkiyken bira, kokusu nasıl oluyor da içinde bu kadar serbest çağrışımlar barındırıyor hayret doğrusu. hem mide bulandırıyor, hem özletiyor, hem sayıp sövdürüyor. insanı maddesinden yorulacak hale getiriyor, ayrıca bu kadar kelimeyi de hak ettiği söylenemez. evlerden de gönüllerden de ırak olsun en iyisi. yakşamlar.
içmediğim için kokusunu bilmiyorum ama düşününce sidikimsi bir koku geliyor aklıma çünkü çocukluğumda yol kenarında cam bira şişelerini toplar kırardık taş atardık şişelerin içinde ki rengi sidiğe benzettiğimden belki.
Sigara, Alkol ve Madde kullanmamış biri olarak mutluyum.