mor ve ötesi'nin gül kendine isimli favorim olan albümlerinden bir şarkı. ama bence sadece ''bir'' şarkı değil, daha fazlası. sizi en mutsuz zamanınızda bile gülümsetebilen, mutlu edebilen şarkı ya da herneyse. melodisi, sözleri...
bütün sayısal dizinin başlangıcıdır, ilk rakamdır. birliğin, bütünlüğün ve ilahiliğin sayısıdır. güneşle bağlantılıdır. allah sözcüğü elif harfiyle başlar. elif'in arap ve fars alfabesindeki sayısal değeri 1'dir. elif de 1 rakamı gibi dikey şeklindedir ve ebced hesabındaki değeri de 1'dir.
gerçekten çok kısa olan şu hayatı oyunla, eğlenceyle, tembellikle hasılı gafletle heba etmek akıllı bir insanın yapabileceği iş değil. ömrü bir hiç uğruna, amaçsızca, boş bir şekilde bitirmek müflislikle izah edilebilir ancak. bu muazzam sermayeyi, üzerine kar koyamadan çarçur etmek, bu sermayenin hesabının sorulmayacağını zannetmek, bütün verili kazançları bir heva uğruna sıfıra indirmek bedbahtlıktır, ahmaklıktır.
irademizin gemini elimize alamadan, nefsimiz üzerinde hakimiyet kuramadan bu dünyayı bizden istenen şekilde yaşamak mümkün değil. insanın, ademoğlunun fıtratı yani karakteristik özellikleri hakkında bilgi sahip olmadan irade hususunda harekete geçmek ancak hüsranla neticelenecektir.
allah insanı çift kutuplu yaratmıştır. aslında allah dışındaki her şeyde bir ikilik bir çift olma durumu vardır. bu durum aynen insan için de geçerlidir. insan şeytan ve melek çekim noktalarının arasında bir yaşam sürer ve bütün hayatı boyunca kah birine kah diğerine yakınlaşarak içine atıldığı imtihanı sonlandırır.
çift olma durumu imtihana tabi olmanın doğal bir sonucudur. allah bu ikilik temelinde insanları bir sınavdan geçirerek bir olma haline getirir. bir olma sonucuna varabilmenin tek yolu ikiden geçmektir. aslında herkes sonunda bire varacaktır ancak bu bir ya cennette olacaktır ya da cehennemde..yani aslolan sadece bir olmak değil istenen bir olmaktır
BiR ağaç ormanın başlangıcı olabilir.
Bir gülümseme dostluğu başlatabilir.
Bir yıldız denizde bir gemiye yön gösterebilir.
Bir mum karanlığı yırtabilir.
Bir oy, ülkenin kaderini değiştirebilir.
Margo DANIEL
hep yalnız kalmaya mahkum olan sayıdır. 2 yi bekler tereddüt edercesine ama bir türlü gelmez. gelemez çünkü 3 onu hep yarı yolda bırakacaktır. 3 dediğinde çıkıp gidecektir. ya da 3 demeden çıkıp gidecektir. bütün pisliği 2nin üzerine bırakacaktır. ne kadar temizlesen de ağzını o pislik hala gitmeyecektir. o yüzden 3 e kadar sayamaz. konuşur ağzını çalkalar, yemek yer ağzını çalkalar, müzik dinler ağzını çalkalar. o pislik hiç gitmeyecektir.
mesela bir hücre ile başlar her insan yaşama. ister dini, ister materyalist görüşü savunsun temelimiz hep “bir”e dayanır.
buna göre bir amacı olmalı insanın. bir hedefi, bir isteği, bir sevdiği. bir ailesi olmalı. gerçekleştireceği işler arasından daha önemli birisi olmalı. arkadaşları arasında birisi daha önemli olmalı.
sevdiği kadınlardan/erkeklerden birisi daha özel olmalı. içinde en azından bir duygu öne çıkmalı. bir kişilik özelliği baskın olmalı. herkes için bir kelime olmalı.
ve herkes o “bir”inin farkında olmalı. sadece bir tane ve yok benzeri. kaybedildiği anda geri gelemeyecek nitelikte şeyler çünkü. bir kere kaybeder insan amacını, sonra sorgulamadan ve mutluluğu amaçlamadan yaşar. bir kere gerçekten aşık olur ve kaybederse ondan sonrakiler sadece onun yokluğunu kısmen doldurma amaçlı olacaktır.
yokluğu hissedilen şeylerin hepsi bir tanedir. birden fazla olsalar yoklukları hissedilmezdi… kendi “bir”lerimizi tanımlamanın ve kaybetmemek için çabalamanın zamanı o vakit…