bir şuh-i sitemkâr yine saldı beni derde
koydu nitekim başımı bin türlü kederde
ağlar gezerim her gece, her vakt-i seherde
sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde
bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde
gül bülbüle aşık mı nedir, zârını bekler
pervane dahi yanmak için nârını bekler
sevdalı gönül göz yorarak yarını bekler
sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde
bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde
gecenin bi yarisi erkan üstadı özleten türkü.
kendi yada bi aracı okursa söylese de ankara da bir kez daha ağırlıyalım.
(bkz: tüylerin diken diken olması)
" bir şuh-i sitemkâr yine saldı beni derde
koydu nitekim başımı bin türlü kederde
ağlar gezerim her gece, her vakt-i seherde
sevdim seveli terk edemem hayr ile şerde
bir misl-i melek, zat-ı peri hüsn-ü beşerde"
erkan oğur'dan dinlemeye kalkışılılırsa saatler süren bir parça oluverir. bir kere dinlemek yetmez. defalarca, defalarca dilenilir. güftesi ayrı bestesi ayrı muhteşem bir parça olmasına erkan usta'nın yorumu da eklenince müzik tarihimize efsane olarak yazılacak parçalardan biri haline gelmiştir.
başka şiirlerde de varmı dır bilmiyorum ama ilk defa bülbülün güle olan aşkı yerine gülün bülbüle aşkından bahsedildiğini bu şiirde gördüm.