bir şiir

entry112 galeri1
    1.
  1. dünyanın bütün medeniyetlerini büyütüp
    beşikliğini yapan her yerde
    efes'de bağdat'da kudüs'de
    paris'de roma'da istanbul'da...
    sen varsın.
    kimi yerlere bombalar yağıyor
    kimi yerlerde şenlikler kuruluyor
    bazılarında bahar yaşanıyor
    bazılarında ölüm kanıksanıyor

    ama hepsi bendeki seni yansıtıyor.
    3 ...
  2. 2.
  3. yeni bir şiirdir.

    güzellikler acıyla yoğrulmuş
    babil;
    mistik çağlara beşiklik etmiş
    zindanlarında işkenceyi eğitmiştir.
    istanbul;
    dünyanın başkentiydi
    yedikule zindanları kanla beslendi.
    roma;
    yeni çağı başlattı
    engizizasyonla nice canlar aldı.
    ...
    ve sen;
    gönül bahçemin nadide gülüydün
    yüreğimin kabuksuz yarasısın şimdi.
    0 ...
  4. 3.
  5. üzerinde biraz çalışılsa güzel olabilecek şiiridir.
    1 ...
  6. 4.
  7. yeni bir şiirdir.

    hergün bu vakitlerde
    gök kubbede yıldızlar belirdiği zaman
    bilincim hayaller alemine dalar.

    bazen bir ressamım
    mutluluğun resmini çizen
    bazen bir şair
    yüreğini dizelere sığdıran

    an gelir eski çağlara gider
    özgürlük tanrısı olurum
    an gelir bir cellat olup
    keserim başını ölümün
    1 ...
  8. 5.
  9. deniz güneşi içine alıp
    yıldızları yaktığında,
    çiçekler yolunup
    bahar solduğunda düşün beni

    düşün ki
    içine bir güneş gibi doğup
    baharı yeniden getireyim
    çiçekler solmasın...
    2 ...
  10. 6.
  11. sen yeryüzünün tanrısıydın
    bense gökyüzünün
    sen bana
    yağmur kokulu topraklar getirirdin
    bense
    dünyalarca yıldız yağdırırdım saçlarına
    sen
    yeryüzünde ulaşılmaz dağlar yaratırdın
    ben
    güneş olup ilk önce sna doğardım.

    ta ki
    tanrılar ölüp
    tek tanrılı sistem
    gelinceye dek.
    1 ...
  12. 7.
  13. altı ay oldu
    kadınım demeyeli sana
    yanaklarında sakladığın
    gözyaşlarından öpmeyeli
    tam altı ay
    bunca zamandır duymadım nefesini
    sesine katamadım sesimi

    oysa hep biriktirdim
    o öldürmeyen hasretini.
    2 ...
  14. 8.
  15. dört tarafım duvar
    yosun tutmuş, taşdan duvar
    kapım demir
    kurşun işlemez
    top atsan yıkılmaz
    tavanım koyu beton grisi
    başka renk kabul etmez

    yani diyorum ki
    zindanda olsam
    ve görmesem maviyi, güneşi, denizi...
    çizerim kafama resmini
    maviyi bulutlarıyla
    güneşi sıcaklığıyla
    ve hayatı tüm renkleriyle

    olur ya
    birgün göremezsem seni
    şimdiden çiziyorum yüreğime resmini
    yürek kör olmaz
    görmemek imkansız seni.
    2 ...
  16. 9.
  17. anlatmaya başladığımda kor olmaya başlar yürek
    gece vakti tik taklar sarar evin sessiz koridolarını
    aklımın içinde dolaşan iki heceyken sen
    anlamlı cümleler kurma yetimden uzaklaştım.

    arkadaş sohbetlerini beğenmez, etrafı seyrederdim
    ve hiç bir nesne sana ulaşmamın aracı değildi
    bu şehrin küf kokan sokaklarında yalnızım ve isyan ediyorum:
    sensiz gecelerin acısını çıkarmanın vakti ne zaman gelecek?
    1 ...
  18. 10.
  19. güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum
    şimdi...
    cümlelerimiz öznesiz...umursayan yok,
    kanlıca'daki yoğurdu...

    ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir
    aşkın mührüdür artık...

    yılmaz erdoğan
    0 ...
  20. 11.
  21. bekarlara ev vermiyorlar, doğru;
    evlilere kız vermedikleri de doğru,
    bu yüzden bir gün seni bırakırım ya,
    tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu.

    evet, gün geliyor bıkıyorum senden
    ama istanbul'dan bıkmak gibi bir şey bu...''

    (bkz: ( cemal süreya))
    2 ...
  22. 12.
  23. tedavülü çoktan kalkmış bir ömrün
    peyderpey yeniden yaşatılması değil bizim sevdamız.
    bitkisel hayatta yaşayan bir bedene
    yeniden ömür biçmek degil yaşadıklarımız..
    ayrı gökyüzüne aynı gözle bakan bir sevdanın en yalın haliyiz..
    tümceleri sevda ile nakşedilmiş cümlenin içinde
    yüreği cennet kokan bir özneyle ile bir yüklemiz..
    ...
    sen ve ben ..
    sen ve ben hep biziz..
    biz ki; bir elif miktarı huzuruz yetim ceylanlara hediye edilen...
    biz ki; iki gonca gülüz
    nadasa bırakılmış topraklarda yeniden yeşeren...
    ve biz ki,
    birbirimizin kaderine yazılmış
    bir ömürlük sevdayız yıllarca kıyıda köşede delice beklenilen...
    2 ...
  24. 13.
  25. "seni unutarak baktığımda bile
    dünyanın her yerlerinden geçiyorsun..."
    1 ...
  26. 14.
  27. ayrılık masanın üstündeydi kahve bardağınla limonatamın arasında
    onu oraya sen koydun
    bir taş kuyunun dibindeki suydu
    bakıyorum eğilip
    bir kocakişi gülümsüyor bir buluta belli belirsiz
    sesleniyorum
    seni yitirmiş geri dönüyor sesimin yankıları
    ayrılık masamın üstündeydi cıgara paketinde
    gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
    kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
    cigaranın ucunda senin
    ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
    ayrılık masanın üstünde dirseğini dayadığın yerdeydi
    aklından geçenlerdeydi ayrılık
    benden gizlediklerinde gizlemediklerinde
    ayrılık rahatlığındaydı senin
    senin güvenindeydi bana
    büyük korkundaydı ayrılık
    birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
    oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
    ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
    ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
    vakit hızla ilerliyor gece yarıları yaklaşıyor bize
    yürüdük yıldızlara değen ortaçağ duvarlarının karanlığında
    vakit hızla akıyordu geriye doğru...

    nazım hikmet ran
    1 ...
  28. 15.
  29. oysa,şimdi
    kalbindeki ateşi
    söndür öldür
    unut gitsin diyorsun

    o kadar kolay olsa
    unuturdum biliyorsun

    (bkz: fikret kızılok)
    1 ...
  30. 16.
  31. gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
    ...
    1 ...
  32. 17.
  33. "sen bu şiiri okurken
    ben belki başka bir şehirde
    ölürüm"

    her okuduğumda düğümleniyorum.
    1 ...
  34. 18.
  35. 'Nazlan
    Sitem et
    Kırıl bana
    Beni geç vakit
    Tek başıma suya yolla
    Bahçede yüzünü öteye çevir
    Güle hayret ediyormuş gibi yap
    Gülümseyerek konuş da başkalarıyla
    Somurt, avluda sadece ikimiz kalınca
    Kızıp en evecen adımlarınla üst kata çık
    En sevdiğim çiçeğin saksısı kaysın elinden
    Derinleşsin ben içerledikçe ruhumdaki sakarlık.

    Yamru bastım iş değildi hâke çakılmak bayırdan
    Dağ sıradağdı hangi haşin belden yol veresi
    Gece hep süzüldü yukardan lâkayt Kehkeşân
    Altımda hep beni yutmaya çağladı nehir
    Yetişir hecelemen sök beni bir kere
    En zoruma gideni yap hengâme getir
    Çel beni tökezlet tuttur çitlere
    Ahla istida edecek ahvâl değil
    Kim bana kıymazsan bilebilir
    Dünya dedikleri samut küp
    Acılar tınladıkça bende
    Hep seni seslendirir.'
    1 ...
  36. 19.
  37. ağlar mı gece dersin,
    ağlamaz be...
    ne şiirlerde kaç gece ağladı.
    benimki sana ağlamayacak işte.

    bir öpüşle aşka davet edilip,
    bir sevişe bedenimi sunacağım.
    kanıp rüyaya boşlukta kendimi boğacağım.
    sonra an gelicek başka zevke dalacağım.
    ve bir hayal bitecek
    gitti yine diye ağlayacağım
    ama herkes gibi
    yenisini bulacağım
    gelip güldürecek ve
    binlerce yedi tad verecek
    ve her şey biter ya
    o da gidecek.

    bir hayatı yazacaktım,
    izin verseydi kağıt...
    daha binlerce dilek tutacaktım,
    affetseydi zaman...
    bir çocuk gibi ağlayacaktım
    yaşlanmasaydı gözlerim...
    ve dünya masal olacaktı,
    sevseydin denizin tuzu sevdiği gibi sen beni.
    1 ...
  38. 20.
  39. bir gün gelir; sessizlikle boğuştuğun günler için ağlarsın
    bir gün gelir; karanlıktaki ışığın seni aydınlattığını görürsün
    o gün yalnızlığındaki, sessizliğindeki ve karanlığındaki titreyişin gelir aklına.

    yarım kavuşmalardaki sevinçler avutur senin yalnızlığını
    yarım hayaller ulaştırır seni hedeflerine ve arzuladıklarına
    o gün umutsuzluğundaki, ümitsizliğindeki ve yaralı zihnindeki düşüncelerin gelir aklına.

    her gün gittiğin o sokak köşesindeki ağlayışındır senin hüznün
    koyu kahverengi gözlerinden akan bir iki damla kandır senin yaran
    o gün o loş ışıklı evdeki, karanlık sokak köşesindeki ve yıkık deniz kenarındaki hırçınlığın gelir aklına.

    kalbindeki parçalanmış ve yok olmuş sevginle ayakta kalmaya çalışırsın
    yorgunluğundaki, ruhunun sıkkınlığıyla ve bedeninin yığınıyla kalırsın tek başına
    o gün küçücük çocukken saf ve temiz bir o kadar da masum olan kalbin gelir aklına.

    bu şehirde bıraktığın sevdiklerinin özlemiyle yanarsın, üzülürsün ve ölürsün!
    dev yalnızlığını barındırdığın bu şehirle birlikte yıkılırsın ve kaybolursun.
    o gün şehrin gizemiyle birlikte kendi ruhunu hapsettiğin hapishane olan bedenin gelir aklına.

    yaşadığın bu hayatın çetrefilli yalnızlığıyla gidersin bilmediğin diyarlara
    ölümün getirdiği en güzel sevgiliyi arzularsın bıkmadan ve usanmadan
    o gün ölürken bıraktığın, üzdüğün ama üzdüğünü sanmadığın o insanlar gelir aklına.

    ve ölüm! senin sıcaklığın beni sardığı gün ben işte o gün doğdum
    yeni bir hayatı büyük bir şuh içinde karşılıyorum ve ona kucak açıyorum
    ve yaşam! öldüğüm gün senin soğukluğun, sahtekarlığın, ıztırabın ve zulmün gelir aklıma...

    (ece kscg)
    0 ...
  40. 21.
  41. dar bu mezar
    ruhları bedenlerinden kovuyor azar azar
    kabul etse beni koynuna
    nasıl mutlu olurum bu oyununa
    uzanırım korkak cesedinin yanına
    yalnız kalmam hiç değilse bu boktan dünyada.
    1 ...
  42. 22.
  43. gece kadar karanlıkmış gözleri
    sessizce bakıyormuş o saf meleğinin gözlerine
    o mavi gözlerine
    yaşam kadar değerliymiş
    ölüm kadar gizemliymiş
    ve o tekmiş
    sessiz, çaresiz ve melankolikmiş
    yarım kalmış hayalleriyle yola çıkıyormuş
    ve hayata karşı tek başınaymış
    ve bir de meleğiyle... (ece kscgk)
    0 ...
  44. 23.
  45. SINIR

    Biraz daha koy üstüne
    Ya da uzan yanıma
    Düz mantık sözcüklerin sinsi akıllardaki cezbeden saflığı
    Davetkar şehir ışıklarının sahtekarlığı
    Uykusuz gecelerine karışan alkol
    Yok edecek yorgunluğu uyuşturarak sınırları

    Hadi biraz daha koy üstüne
    Ya da karışsın kanına zehir
    Buz gibi duvarların sonsuzluğu
    Sert duyguların kalbini sürükleyişi
    Alt üst dünyanın fedakarlığı
    Herşey bir yana bu böyle olmamalı..

    Güneşin batıdan doğacakmış gibi tersine koşar dünya
    Ellerini karnında bastır ama hemen dinmez acı
    Çok uzakta değil sanki aradığın kapı
    işte orada oda
    Ama unuttuğun bir şey var..
    Bulamıyorsun anahtarları..
    Oracıkta kazacaksın mezarını..
    Sahte bir ölüm kurtuluş olacak sözlüğünde..
    Herşey bir yana bu böyle olmamalı..

    Şimdi biraz daha koy üstüne
    Ya da uzan yanıma..

    samuelenko
    1 ...
  46. 24.
  47. 25.
  48. Anılarda eskirmiş hayat
    tarihten, aynalardan ve yarınlardan habersiz
    bir söz söyle sen yine de
    yan yana durmasa da adımız
    susma
    ki bileyim hangi mevsimlerde asılı kalmış hayallerimiz.
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük