yazmak istenir. kalem ele alınır yada klavye başına geçilir. tam başlarken hiç birşey yazılmaz. sadece bakılır. herşey düşünülmüştür tasarlanmıştır ancak düşünceler kafadan çıkmak istemez.
o kadar yoğun duygular içinde olmak ki, hangi birinden başlayacağını, neyi nasıl en iyi şekilde anlatacağını, aktarabileceğini bilemememek. ve hissettiğini yazıya dökememekten, dökerken de hissettiğinin hissettiğinden çok daha küçük bir şey gibi yansımasından çekinmek.
"Ah, neler hissediyorum da tahlil edemiyorum. Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum ama bir kere ne yazmak istediğimi tayin edebilsem. Şurada -beynini gösteriyordu- bir şey var, bir şey duyuyorum ama rüyalarda tutulamayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor.
Bilir misin, nasıl bir şey?
Bak şu semaya, ne görüyorsun, mailiklerden mürekkep bir derya..." *
an itibariyle içinde bulunduğum ruh hali. uzun süre sözlükten uzak kalmanın bir sonucu olabilir. insana yazma yeteneğini kaybettiği hissi veren bir durum. *
yazarın anlam ve anlatım üzerine eser vermek amacıyla, kararsızlık ve öfke nöbetinde kendini paralayarak, anlam ve ifade aramasını anlatandır. o vakit bilgisayarı kapattıran, hayal dolu uykulara ya da sessiz boş sokaklara vurdurandır. yazarı en çok üzendir, çünkü o üretendir.