Hayattaki zorlukların üstesinden korkusuzca gelen zamana muhtaç olmaktır. Hiç kıpırdamadan günlerin geçmesini bekler, ve acının dinmesini umarsınız. Bazı şeyleri deneyerek üstesinden gelememişsinizdir o sorunun. Tekrar tekrar istemeseniz de onun rüzgarına kaptırmışsnızdır kendinizi. Bu sefer kesin ve kararlı konuşmaktan çekinirsiniz çünkü hiçbir zaman başarılı olamamışsınızdır. Tek çare zamanın akıp gitmesini beklemektir. Ne zamana kadar sürebilir ki bir sorun? Sonunun geleceğini bilirsiniz ama sonu göremezsiniz. Sadece sizi rahatlatır cunku siz ''sorun'' farkında olmasa da onun üstesinden gelmek için bir girişimde bulunuyorsunuzdur. Çaktırmadan vurmak gibidir.
zamana bırakmak kendini korumaktır, alıstırmaktır. tum agırlıgı kaldıramıyacagınızı hisettiginiz zaman geri cekilmektir. zamanla ilk anda agır gelen "o bitis" hafifliyecektir, koca cınar ın ıcını kemıren kurtlar gibi ıcınızdeki acıyı bitiricek ve hersey bir anda olup biticektir en onemlisi siz buna hazır olucaksınızdır.
asıl mesele siz bu bitise hazırlanırken, hazır olmayanların yasayacaklarıdır.
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan
Önemli olan zamana bırakmak değil, zamanla bırakmamaktır.
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
hiçbir düsmana gerek yok en büyük düsman zamandir.
evet yeterince bekleyen ve sabredenler emellerine ulasirlar.
hayat kısa ve pahalı oldugundan ve insan oglunun emellerine ulasabilmesi için ömrünün fevkalade kısıtlı oldugundan dolayi ne yazık ki bu formulun pek işlerliği yoktur.
unutmanin sevkatli kollarini siğinmak ancak zamanla mumkun olur.
fakat basta da dediğimiz gibi ömür kısa ve pahalıdır.
bu suretle zamani hizla gecirebilmek bir anda bir asir geçmiş gibi farz edebilme melekesini geliştirmek sarttir.
bu suretle yapilacak en temiz is unutmak, unutmak ve mechul denilen kayanin tepesinde ikamet etmektir.
iradeyle bitirilemeyen şeyler için en doğrusudur. olaylar, öyle bir gelişir ki, hadisenin tüm kötü yönleri, çirkinlikleri önünüze serilir. işte o zaman, iradeye gerek kalmaz. gönüllü olarak ve son derece kararlı bir şekilde bitirilir.
sonradan oluşacak suçluluk hissine karşı önlem almaktır. bu sayede, ortaya çıkan sonuç için aranan sorumlu bulunmuş olur ve o kesinlikle zaman olmalıdır. hep ve her şey için sorumlu birilerini ararız ve bunun geri dönüşü en az zarar verebilecek şey ya da kişi olmasını sağlarız. işte zaman da en az zarar verecek şey olduğu düşünülür ve tüm sorumluluk/suçluluk zamana yıkılır. zaman, en iyi emanetçidir ve ona bıraktıklarınızı er ya da geç size geri verir. kötü şeyler yaşayan insanlar kendilerine hep şu soruyu sorarlar, "ben ne günah işledim?". zaman günahları/hataları/sonları bıraktığınızı gibi size geri verecektir. şimdi, bu gerçekten zamanın mı yoksa sizin suçunuz mu?
"zaman her şeyin ilacıdır.", "zamana bırak." gibi sözler eşliğinde yapılan eylem.
yapılan ne kadar doğrudur bilinmez ama insan birşeyler için çaba göstermedikten sonra zaman ne yapsın?