insan oğlunun yaşama sebebinin tıkanması durumu. insanlar hedef ve hayalleri için yaşar çabalar. elde edilinceye kadarki o heves ve inancın yerini hiçbir şey tutmaz.
insanoğlunun aç gözlü olmasından kaynaklanan bir dürtünün sonucudur. insanoğlu kendisine her zaman bir hedef seçmek ve o hedefe varmak için çabalar, hedefine vardığında da yeni hedefler peşinde koşar. elde edilemeyen her zaman kıymetli olur, misinayı kopartıp kaçan balığın eşsiz olması gibi.
sahip olana kadar kafayı yersin ama sahip olduktan sonra sanki birşeyler eksikmiş gibi düşünürsün. belki istediğin zaman sahip olamamışsındır. insan birşeye istediği an sahip olunca daha çok mutluluk ve sevinç duyuyor. ama o sahip olma ve istek duygusunun üstünden çok zaman geçtikten sonra, pek bi sikinde olmuyor insanın sahip olmuşum ya da olmamışım diye.
önemli olanın o şeyin senin olması değil o yolda senin o şey için sergilediğin gayret ve yol olduğunun göstergesidir. ne kadar antipatik ve kötü bir olaymış gibi görünüp soğuk gelsede yapacak birşey yoktur.
(bkz: evrensel gerçekler)
genelde herkes icin, bir esya olsun bir kisi oldun bu durum gecerlidir.
yani sahip olununca bir esya yada kisiye hemen sogumasanız bile elbet soguyor ilk gunki gibi olmuyor.
ornegin bir cep telefonu ele alalım hep dandirik bir telefon kullanmıssınızdır son teknoloji birseyi aldınız diyelim.ilk gunler cok heyecanlı olup onla vakit gecirirsiniz fakat belli bir yerden sonra insan sogur, sogumakta sıkılmayı getirir.
bu hayatta insanoglu sahip olduklarından elbet sıkılır.insanoglunun fırsatı olsa herseyi degistirir sahip oldugu.
ama dogustan sahip oldugu ailesinden gecerli sebepler olmadıgı taktirde soguyamaz sonradan sahip olunan seyler sogubulan, sıkılınılan seylerdir.