Bu başlığı gören yazarlar a evet diyecektir. Bu hataya zaman zaman hepimiz düşüyoruz. Bunun nedeni de genellikle karşıdakini anlamak için değil de cevap vermek/konuşmak için dinliyoruz.
olay şöyle gerçekleşiyor; iki kişi karşılıklı sohbet ediyorlar. Bu kişilerdne biri kendi derdini ya da bir olayı anlatıyor, karşıdaki arkadaşımız da arkadaşını dinleyip, onun yaşadığı olaylar üzerinden konuyu ilerletmek ya da konuyu anlamak yerine alakasız bir şekilde benzer ya da benzer olmayan kendi başından geçen/kendi yaşadığı olayı anlatmaya başlıyor. yani derdini anlatan asıl kişi dert dinler hale geliyor.
bazen de kişi derdini anlatan kişiye bir şeyler söylemek zorunluluğu hissediyor. Sadece dinleyip yorumda bulunmayınca ona iyi gelmediğini de düşünebiliyor. Nasıl destek olacağını da bilemediği için kendinden örneklerle iyi bir şey yaptığını sanabiliyor. bkz. kaş yapayım derken göz çıkarmak