söz konusu şehrin en işlek caddesinde 5-10 dk yürüyün ve bu yürüyüşünüz esnasında en az 20-25 tane dünya markasının dükkanını(yetkili bayi olarak tabii) görürseniz o şehir türkiye şartlarına göre gelişmişlik sınırında demektir. yani 20 taneden aşağı ise o şehre gelişmiş demek yanlış olur. burada ki 20 sınırlamasının mantığı ise şudur;
-yalnızca 5-10 dk civarı sürecek yürüyüş esnasında 20 tane mağazayı peşpeşe sık aralıklarla konumlanmış şekilde görmek o şehrin işlek bir caddesi ile belli bir nüfusunun olduğunu ve o nüfusa eşdeğer alım gücü ile yapılaştığını haber verir. tabii ki gelişmemiş şehirlerde de 20 tane dünya markası bulabilirsiniz. ancak bu markaların biri anyada diğeri konyada olur genelde. (tamamen gözlemlere dayalıdır.)
benden önceki yazarların tespitlerine bakarak ülkemizde şehir olmadığı kanısına vardım. ama bir yere şehir diyecekseniz her anlamıyla kendi kendine yetebilmeli.
en gösterişli yerinde bulunan fıskiye şehrin aslında bi bok olmadığını böğüre böğüre anlatır. bu belediyeler fıskiyeyi 20.yy başından son 50 yıla kadar olan öneminde sanmaktadırlar ve ilk işleri o fıskiye olur.istisnalar var tabi.
bir sehir ki sagla bir yola, ve buna bagli olarak saglam bir altyapiya sahipse( kanalizasyon, yollarin durumuu, elektrik su dogalgaz vb sistemlerin konuslanmasi) ve mevkiye bagli olarak belirlenmis olcudeki yollara sahipse o sehir gelisme yolunda olan bir sehirdir.
ayni sekilde bir sehrin en az bir tane temiz, duzenli ve hareketli sehir merkezine sahip olmasi da gelismislik gostergesidir. bu meydan ve cevresinde sosyo-kulturel, sosyo ekonomik etkinlikler ve olusumlarin bulunmasi da burada bir gelismyee isaret eder.
yollarin temizligi, meydanlarin duzenliligi sehrin genel goruntusu hakkinda guzel ornekler teskil eder ve buna bagli olarak bu sehirdekilerin yapacagi faaliyetler(ekonomik, kulturel, bireysel) gelisme kateder.
tiyatro salon kapasitesi 1000 kişiye bir koltuktan az ise...
opera binası yok ise,
kitapçı sayısı 10.000 kişiye bir dükkandan az ise,
spor kulübü oranı 2000 kişiye 1'den az ise,
spor sahaları oranı 500 kişiye 1'den az ise (her spor, açık sahalar, kortlar, havuzlar)
gece kadınlı erkekli gidilebilecek eğlence yerleri yok veya bir elin parmakları kadar ise...
daha uzar gider bu...
diyeceksiniz ki türkiye'de şehir kalmadı...
ben de onu diyorum zaten.
bunlar olmadımı istediğin kadar asfalt döşe, bina dik... orası köydür. nüfusu kalabalık bir köy...
genç cumhuriyet neden her kasabaya bir halkevi açıp tiyatro, müzik, sinema götürmeye çalışıyordu bir düşünün...
o imkansızlığın içinde neden?
kalkınmayı sadece asfalt olarak gören kafadır zaten bizi buraya getiren, sözlükte de örneğini pek çok gördüğümüz yabanilerle uğraşmak zorunda bırakan...