sevgilinizin oralı olması ya da herhangi bi sebepten ötürü o şehirle bağlantısı olması yeterlidir bence. bunun haricinde denizi varsa o da geçerli bir sebep olabilir pekala.
uzaktayken özlenilenlerin, yanında olma isteği bir şehri sevme nedenidir genellikle. insan havadan, işten, eğitimden önce başı sıkışınca sorgusuz sualsiz yardımına koşacak, hasta olunca gelip bir çorba yapacak insana ihtiyaç duyar. o yüzden bir şehri sevme sebebi insandır.*
okulunun olduğu şehri önce sevmek zorunda kalırsın yapamam dersin. sonra alışır kendi memleketin gibi olur. bir şehri sevmenin en büyük nedeni ne bir cami, ne bir saray, ne deşehrin gösterimi değildir. nerde doyarsan oralısın derler ya, öyle birşey işte bu. şehri sevmen için şehrinde seni kabullenmesi gerekir bir nevi.
şehir istanbul ise ve siz orda yaşamak için bir bedel ödediyseniz aşkınızı her dakika hissedersiniz. ne bir sevgili, ne bir arkadaş, ne başka bir şey. istanbul hepsine yeter hatta artar bile. tribünlerden yükselen naralı bir bkz;
(bkz: içimdeki istanbul aşkı bambaşka)
yaşanmışlıklar bir şehri sevmenin en büyük nedenidir. kazandığın dostlar, geçirdiğin güzel günler, ordaki resimlerine bakınca gülümsemen nedenlerdendir. (bkz: antalya)
bazen de sadece o şehrin ismidir sevginin nedeni, ismi bile yeter insanı aşık etmeye kendine. (bkz: istanbul)
cevaplanması beklenmeyen soru cümlesi. edebi bi yönü var yani evet... çünkü o şehrin adı istanbul'dur büyük ihtimalle o yüzden sever diye yine de cevap vermek düşer bize.
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
istanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
hele birde Cem karaca'dan dinlenildi mi bu siir..bir kez daha asik olunur istanbul'a.