bir şehre kar yağarken ve el cepte yürürken yarım bir cümle düşer akla bir şehre kar yağarken diye. bir şehre kar yağarken güzellikten en nasipsiz şehir bile güzelleşir. belki gelinliğin beyaz oluşu bundandır.bir şehre kar yağarken akla kefen gelir, kapanır yollar ölümle kapandığı gibi yolların. bir şehre kar yağarken saçların tel tel ağarışının tasviridir. bir şehre kar yağarken burna karın kokusu gelir. br şehre kar yağarken müstakbel bir güftenin ik dizesidir.
sokaktakileri düşünürüm ben ister istemez
onların yaşadıklarını ve bu sogukta nasıl yaşayacaklarını
hiç sevinmem kar yagarken veya eski aşklarım aklıma gelmez belki
o kardan adam yapışlarım, küçükken kartopu oynayışlarım
hüzünlenirim birazda belki de ama küçüklügüme değil.
o sokaktaki küçüklügünde mutlu ama büyüdügünde tek kalmış insanlara.
gölgesizliğine aşık olurum ağaçların,
gülümsemek gelir içimden kar tanelerine
beyazlığında ağlayasım gelir bu mavi akşamların,
düşmek gelir içimden ayazın ellerine.
dün gece aşık olasım geldi
hafif yağan kar altında dolaşırken ,
ilk defa kışı bu kadar tebessümle karşıladım bu şehirde
kış elveda demek için beyaz örtü çekerken..
(the same)
onu düşünürüm istisnasız.
isyan edesim gelir yine.
ama yapamam.
burkulur içim.
bakamam karın yağışına.
bakarsam o gelir yine aklıma.
nasıl karların içinde onu bıraktığım.