peder bey: oğlum ne evi ya? daha kafadan eve çıkılır mı mal mısın sen! hele bir sene geçsin şehre alış, sonra yurttan kafana uyan adamlar bulup eve çıkarsınız.
klişesinden de anlaşılacağı üzere, yozgata da gitseniz istanbulda da yaşasanız (hande yener falan dinlediğim yok sikerim ağzını yüzünü) alışma süreniz aynıdır: 1 sene.
aynı baba, ev arkadaşlarınızla anlaşamayıp ev kirası takviyeli gelince:
- seni eşoğlu eşek. bir senede insan mı tanınırmış lan! ne bok acelen vardı hemen merhaba dediğin adamlarla eve çıktın ibnenin oğlu. ne bok yersen ye, fazladan para falan göndermiyorum
klişesiyle de şahane tezatlara imza atmaktadır ayrıca.
alışılmak zorunda olunan şehir güzelse çok büyük bir sorun teşkil etmemektedir. sürekli eskiyi özleyen biriyseniz tartışılabilir bir konudur aynı zamanda.
Evet, yeterli bir süre alışmak için. ama o şehri sevmiyorsan, kendini oraya ait hissetmiyorsan şehrin senin için anlamı; alışkanlık duygusu içinde savrulup gittiğin bir yerden öteye gidemez.
istanbul'dan farklı bir şehre gidiliyorsa eğer yeni şehre alışmaya 1 yıl bile yetmeyecektir. Çünkü hiç bir şehir burası kadar hareketli ve yorucu değildir.