Sessizce onu izledim.
Dudaklarında yanan külü, gözlerindeki ruhsuz bakışı, kaygısız dokunuşları...
Beyaz papatyalar solmuş yapraklarını yere doğru uzatıyordu.
Bir anne ağlıyordu.
Kaybolduğu sokaklarda, elbisesinde, ellerinde bilmediği insanların kanı vardı.
Arka fonda tanklar, tüfekler, çocuk çığlıkları ve lacrimosa çalıyordu.
Bütün şehir düşüyordu.
Beyaz elbisen ve uzun saçlarınla bir tek sen ayaktaydın.
Sessizliğin gökgürültüsünü bastırıyordu.