uzun zamandır acaba neyi kötüleyeyim diye kara kara düşünürken imdadıma yetişmiş rezil programdır kendileri. küçüklüğümde barış manço yarıştırırdı çocukları, şimdide bunlar. nereden nereye.. hele gözlüklü bi kız var, ulan el kadar yavrucaktan nefret ettirdiniz beni be, yazıklar olsundu.
Oyun çağındaki çocukları o güzel dünyalarından koparıp yaşına uygun olmayan kılıflara bürüyerek, o masum yüzlere hiç de yakışık almayan boyalar sürüp abiyeler,smokiler giydirilip gravatlar takılarak birer küçük ibo,küçük emrah,küçük ceylan,küçük mustafa,küçük ayşe... sıfatlarıyla nitelendirip o henüz içine zehirin akmadığı pak kanı zehirletip medya maymunu haline getiren bir programdır.Hatırlatırım ki o progam dediğimiz kavram öyle cins bir kavram değildir.Yapımcısı insanlardır,yazıktır.
toplumsal ve kültürel olarak hangi noktadayız? değerlerimizi daha ne kadar ayaklar altına alacağız? rekabet, insanları birbirine kırdırmayı şimdi de küçük yaşta öğretmeye başladık. bu yarışmaya ilk rastladığımda yaşadığım şok medyanın aşıladığı binlerce rezilliği düşünmem sonrasında aslında çok da şaşırtılacak bir durum değildi.
hiç bir şekilde çocukcağızların yarıştırılmadığı program. sadece show yapıyorlar, eski şarkıları söylüyorlar ve gece sonunda en iyi kim denildiğinde hepsi seçiliyor!
bu nedenle bu cevherlerin gün yüzüne çıkması iyi olur. piyasada o kadar çirkin ses üzerine dinlediğimiz bu çocuklar türkiye'nin gururudur. kaldı ki bir adet şebnem var yarışmada. gerçekten süperler!
çocukcağızların psikolojisini, bu yarışmanın sebep olacağı ve ilerede kendini gösterecek olan obsesif kompülsif bozuklukları, depresyonları, tüketecekleri antidepresanları, önerdiğim antidepresanları ve minimum doçentlik mertebesine ulaşmış psikiyatristlerden oluşan tavsiye listesini, reyting manyaklığını, televizyon kültürünü, popüler kültürü, fayt kılabı, taylır dördın ı, bir anda konunun derininin derinine inebilitede über yazarları falan bi kenara bırakacak olursak -ki bırakmak bana çok zor geliyor öyle de entelektüel bi insanım hah hah hah - çocukların o sesleri nerelerinden çıkardıklarını merak ediyorum. hayvan mısınız lan oha.
bacak kadar çocukların çeşitli hareket ve nağmelerle büyük insan taklidi yaptıkları, bünyemin kaldırmakta zorlandığı yarışma programı. bu çocuklar büyük ihtimalle evde saç fıçası veya mikrofana benzettikleri her nesneyi alıp ayna karşısında şarkı söyleyen, bir kaç hafta içinde birbirlerini tekmeleyen televole sanatçılarına dönecek çocuklardır.
ya bari çocuk şarkıları söyletseydiniz sübyanlara dedirten bir yarışmadır. çocuklar güzel söylemiyor demiyorum; oradaki teyze ve amcalarından daha iyi söylüyorlar kesinlikle ama o tripler yok mu?
çocuk masumiyetini bırakmamış triplere bürünen, büyükler gibi hareketler yapıp büyükler gibi efkarlanmaları içime darlık getirmiştir.
bacak kadar kıza iç çektirmek, göbek attırmak umarım hüseyin üzmez leri daha bir harekete geçirmez...
bir çocuk eğlencesi olacak şarkı söyleme aktivitesini, onlar için hırsa rekabete belki de hırsın yaratacağı kişilik bozukluklarına döndürmenin ne alemi vardı bilmiyorum.
çocuk zaten öğrenim hayatı ve iş hayatı boyunca bu duyguları çeşitli sınavlarla doya doya yaşayacaktır. bırakın da çocuklar sokakta, evde, tuvalette vs eğlenmek için şarkı söylesin!...
(bkz: kayıp nesil)
(bkz: mutasyona uğramış çocuklar)
hiçbir şekilde programın gerekliliği ya da gereksizliği konusunda tartışma yapmama kalmadan; beni ekrana yapıştırmış yarışma programı. ulan 10 yaşında kız sahnede; gören der ki senelerdir orda takılıyor. urfalı olduğunu düşündüğüm bir aslan parçası var ki; yeri göğü inletiyor. şu saatten sonra favori programımdır.
el kadar çocukları nasıl bir hazırlanma sürecinden geçirdilerse konuşmaları bile koca koca insanların ki gibi olmuş. selam durmalar, hocalara teşekkür etmeler falan... yazık... çocuklar çocukluğunu bilmeden , manasını idrak edemediği şarkıları söylüyorlar.
güzel sesli çocukların, reyting uğruna pişkince pazarlandığı onların büyük beklentiler içine sokulmasına, muhtemelen ilerde psikolojik sorunlar yaşmasına vesile olacak, el kadar sahibilerin bir basamak olarak kullanıldığı kaşarlanmış yarışma.
anne babalara yeni hedefler gösteren yarışmadır. çocukların cüsselerini aşan tavırlarını görmezden gelirsek, duyduğumuz sesler bizi şaşkınlıkla karışık bir hayranlık içinde bırakır.
umarım bu çocuklar olayın sadece bir eğlence olduğu fikrinden uzaklaşmazlar.
küçücük çocuklar ayrılık duygusunu katarak nasıl söylüyorlar o şarkıları, nerden biliyorlar ayrılık acısını gibi büyük soru işaretleri oluştururken kafamda hayran kalmaktan da kendimi alamadığım program. ama yazık ya daha ruj nedir yeni öğrenmişken rimeli bile sürmüşler kızanın incecik minnacık kirpiklerine.
denk geldim, izlemeye başladım.
bazen çok güldüm; bazen hayranlıkla dinledim o çocukları.
ama rahatsız olduklarım da oldu;
12 yaşında bir kız çocuğu, aman allah' ım o nasıl bir makyaj; 30 yaşında gibi durmuş.
takım elbise giymiş, çocuklar.
küçük olmalarına rağmen "büyük" gösterilmeye çalışılan çocuklar.
bilmiyorum, neden böyle bir program yapıldı.
oysa ki biz barış abimizde "adam olacak çocuk" programında ne kadar eğleniyorduk...
bir şarkısın sen, ömrumun sonuna kadar bıkmadan söyliyebileceğim, umutsun sen hiç tukenmeyen, sabahları alınan taze ekmek gibi sıcacık, çayın dumanı gibi koku burnuna geldikçe iştah açan, anne azarı gibi kaş çatışların şefkatli ve korkudolu. Baba kadar güçlu ellerin, sımsıkı tutan her şeyden koruyan gibi.
bir şarkısın sen, hiç bıkmadan yıllarca söylenebilicek kadar ezberimde, bir şarkısın sen bende başka hiç kimsenin bilmediği bilsede söylenemeyeceği gibi.