yıllar önceydi,
puslu bir eylül sabahı... (kurt puslu havayı sever)
kampus kantininde tanışmıştkk onunla... (fix mekan kantin)
daha dün gibi hatırlıyorum...
gözleri kömür karası,
sözleri gönül yarasıydı...
vurulmustum... (öyle gözüküyor)
koç gibi delikanlı derler ya, (ee?)
işte tam öyleydi... (haaa!)
özü sözü birdi, mertti, sertti, erkekti... (haşin erkeğim benim)
aşik olmuştum, (belli)
platonikte olsa o benim aşkımdı,
seviyordum...
göz göze gelince boğazıma bir şeyler düğümlenir, (sigarayi azalt)
kekeler konuşamazdım...
ağzım kururdu, titrerdim...
o ise öylece bakar susardı... (mal oldugundan olmasin?)
aynı okuldaydık... (tahmin ettik)
benimle ilgilendiğini hissederdim... (normal)
konuşmazdı... (erkek adam konuşmaz tabi)
yan yana gelirsek, lafı ben açar beklerdim... (daha çok beklersin)
o havadan sudan konuşur, araya laf karıştırır çeker giderdi... (hani sözleri gönül yarasıydı. hava su ne iş?)
bazen günlerce gözükmezdi, özlerdim... (harekata gitmistir, gelir)
beni sevdigini söylemesi icin her numarayi yapardım, (kısaca maymun oldun diyelim)
yemezdi...(yer mi anadolu erkeği)
çay içelim derdim, gelmezdi... (gelmez abi)
telefonumu verirdim, aramazdi... (az zilli degilmişsin sen de ha)
kitabını, notlarını alırdım verene kadar istemezdi... (vermezsen olmaz bu işler)
eline dokunurdum çaktırmadan çekerdi... (çekmek? ha pardon elini. tamam tamam)
yalnızca kantinde yakalardım onu, (fix mekan dedik ya. kitap kültürle işi olmaz arkadaşın)
gider otururdum yanına... (azdın sen belli)
çay alma bahanesiyle kalkardı... (mazotu çay tabi normaldir)
dönünce tam karşıma otururdu... (tabi etek giyen kiz zor bulunuyor artik)
göz göze gelirdik,
hissederdim beni sevdigini...
gözleri söylerdi o söylemezdi... (hep öyle olur zaten)
sinirlendiğini belli etmemeye çalısarak, (hani seviyordu?)
çayını yarım bırakır,
sigarasını söndürür,
kalkar giderdi, çıldırırdım... (kalkıp giden erkeklere bayılırım)
2000 içerdi... (fazla yasamaz)
o hep gitti,
ben hep bekledim... (taktik yanlış sanırım)
böyle geçti tam üç sene... (dile kolay)
okul bitmek üzereydi ve benim doğum günümdü... (evde kalma korkusu sardı tabi)
onu da çagırmıştım...
her zaman ki gibi gelmez diyordum ama geldi,
ilk defa geldi...
sevinçten uçuyordum... (sonra düğmelerimi actı... pardon bu başka hikayedeydi. devam edelim biz)
kapıda onu görunce her şeyi göze aldım...
el alemin içinde boynuna sarılıp
bağıra çagıra "seni seviyorum lan" dedim... (hah iste olayi çözdun. "lan" diceksin. "vur bana" diceksin. haşin erkeğim!)
"seni seviyorum"
rahatlamıstım... (arkadaşa sigara verin)
arkadaşlar aptallaştılar, (sonradan olduğuna emin misin bu aptallaşmanın?)
ben utançtan kıpkırmızı oldum... (ayıp tabi)
o elindeki bir tek kirmizi gülü uzattı bana,
"lanet olsun" dedi... (lanet olsuuuuuun, böyle aşkaaaaaa)
"lanet olsun, ben de seni seviyorum" (vay ..mına koyim be)
göz gözeydik, ağlıyordu... (erkekler ağlamaz)
ve acı bir gülümseme belirdi yüzünde... (reis arıyor sanırım)
içeri bile girmedi, kapıdan döndü gitti... (erkek budur be)
içimde fırtınalar koptu o gidince... (endoplazmik retikulmume kadar sallandım yani o derece)
yüreğim acıyordu...(kötü tabi)
seviyordum, (süper)
seviliyordum (iste bundan pek emin olma)
ağlıyordum,
gitmişti... (gideeen geelmiyooor)
aylar sonra gazetede gördüm resmini...
okulunu bitirmis, ögretmen olmuştu... (tezini bile kantinde yazmış)
güpegündüz, yol ortasında,
ögrencilerinin gözünün önünde vurmuşlar onu... (vay ibneler)
ülkücüymüs... (alakayı kuran beri gelsin...)
-şiir olmasının haricinde- böyle bir cümle söylerse biri ve sevdiği eğer gerçek ülkücülerden ise bu kişiye "hayatında yapabileceğin en doğru işi yapmışsın" cümlesinin söylenmesi çok yerinde ve doğru olacaktır.