yıllık enerji tüketiminin azlığı, gsyih in kıyaslaması, günlük gazete tirajının nüfusa oranı, kitap satışları gibi parametreler üzerinden incelenebilir.
en belirgin özelliği zengin ve fakir arasındaki gelir farkıdır.
her gecen gün ortada kalan insan grubunun bir kutupa özellikle fakirliğe yaklaşmasıdır.
15 sene önce öğrenciyken arabayla okula gidebiliyordum. şimdi bekarım calışıyorum arabayla işe gitmeye çekiniyorum durumudur.
Japonyada insanlar bisikletle işe giderken, new yorkta patronların bile metro kullanırken, türkiyede asgari ücret kazanan adamın bile araba kullanması bu ülkenin geri kalmışlığının göstergesidir.
günün şartlarına göre hala top-mermi ve dedemden kalma tüfekle savaşan bir orduya(asker sayısı olarak ilkler içindeymişiz, ne önemi varsa artık), açtığı 2 hastane bir iki kanunla halkın asalak sınıfını maaşsız besleyen hükümetin medyayı hizaya getirerek sürekli seçilmesi, başbakanının ticaret yaptım diyerek köşelik olması, dış desteklerin siyaseti ve kurumları bire bir yönetmesi, hala gençliğin yüzde 80 inin garson, komi, beden işçisi gibi ünvanlarla 400 450 liralara çalıştırılması vs... daha çok var ama yeterli olur sanırım.
eğitim düzeyi ile ilgili istatistikler,
kadınların okuma yazma oranı, ve üniversite bitirenlerin oranındaki düşüklük,
gelir dağılımdaki dengesizlik,
kitap okuma oranının düşüklüğü,
sanatsal etkinliklere katılım oranının düşüklüğü,
seyahat etme oranının düşüklüğü,
kadınların çalışma hayatındaki oranı ve ne tip işler yaptığı.
bundan Kadınların iş gücüne katılım oranının giderek düşmesidir.
80li yıllara göre 2000li yıllarda kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde 50 düşmüştür.yüzde 50, tekrar ediyorum yüzde 50.
Tabi bunun önemini AKP seçmenleri anlayamaz, nerden anlasınlar anlasalar AKP seçmeni olmazlardı. Ulan herkes gider mersine biz gideriz tersine yüzde 50 düşmek ne arkadaş?
başbakanı... mesela bir ülkenin başbakanı bıyıklarından köpükler saçan takunyalı bir faşistse... 16. yüzyıldaki bir medrese öğrencisi kadar eğitimli ise... akıl ile sinsiliği, kurnazlığı ayırt edemeyecek kadar aciz bir halkın başına geçmiş güdüyorsa... etrafına gazı verdiği faşistleri ve radikal dincileri toplamışsa... önündeki engelleri kaldırmak bir ülkenin canına okumak için her yolu mübah sayan bir sahtekarsa... bu yolda ona buna bir parmak özgürlük verip gerçek demokrasinin önünü açmak yerine sinsi planlarına kılıf hazırlıyorsa... o ülkenin aydın geçinen kanadı bile buna kanıp önünde domalmışsa... kendi oy kaygıları yüzünden uluslarası politikanın içine ettiyse... kısacası fırsatçı bir cahilse... hemen anlarsınız... bunun goygoycu takunyalılardan oluşan destekçileri vardır... onların popülasyonundaki artış da... içlerinde bir yerlerde bu fikri kendilerine yakın bulan, yavaş yavaş daha fazla sempati hisseden ve zamanla kralcı kesilen ılımlı köpeklerin ortalıkta gezinmeye başlaması da önemli diğer işaretlerdir... bir ülkenin geri kalmış olduğu böyle anlaşılır... malesef.
ülke yöneticilerinin ve halkının geleceğe dair planlar yapıp, uluslararası arena da birşeyler yapmaya çabalaması yerine hala geçmişiyle övünmeye devam etmesi.