1. Atatürk ilke ve inkılâplarına ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk Millîyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin millî, ahlâkî, insanî, manevî ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmek;
2. Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek;
3. ilgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
Böylece, bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadî, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yaptırmaktır."
--------
"MiLLÎ EĞiTiMiN TEMEL iLKELERi
madde 7) Atatürk inkılâp ve ilkeleri ve Atatürk Milliyetçiliği
Eğitim sistemimizin her derece ve türü ile ilgili ders programlarının hazırlanıp uygulanmasında ve her türlü eğitim faaliyetlerinde Atatürk inkılâp ve ilkeleri ve Anayasada ifadesini bulmuş olan Atatürk milliyetçiliği temel olarak alınır. Millî ahlâk ve millî kültürün bozulup yozlaşmadan kendimize has şekli ile evrensel kültür içinde korunup geliştirilmesine ve öğretilmesine önem verilir.
Millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak Türk dilinin eğitimin her kademesinde, özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan öğretilmesine önem verilir; çağdaş eğitim ve bilim dili halinde zenginleşmesine çalışır ve bu maksatla Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu ile iş birliği yapılarak Millî Eğitim Bakanlığınca gereken tedbirler alınır."
atatürk'ü tanımayan bir öğretmen bu kanun ve yönetmelik hükümlerinden bir veya birkaçını yerine getiremez buna göre;
sözde veya herhangi başka bir nedenle ne olursa olsun hiç bir şekilde adıyla ya da bahsiyle aynı ortamda Kemalist lafının birlikte geçmemesi, geçirilmemesi gereken kişi
bu öğretmen diplomalı, öğretmenliğin temelinden yoksun olan, başöğretmenini tanımayan dolayısıyla öğretmen olmayan kişiye kasaptan beyin almak için para toplayalım kampanyasının başlatılması gündeme gelmiştir. yine klasik bir dinci ve dincinin gözündeki dinsiz mustafa kemal. *
vurdumduymazlık, umursamazlık, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılık, bezmişlik konusunda zirveye oynamış bir karakter olsa gerek. Öncelikle, öğretmen olmak için geçilen 15 yıllık eğitim içinde her allahın günü atatürkle ilgili insanın gözüne sokulma derecesinde simge, yazı ve konuşmaları hafızadan silebilmek ancak bir üst insanın becerisidir.
Nasıl olur lan? Ben eğitim sırasında babamın yüzünden çok atatürk'ün büstlerini ve fotoğraflarını gördüm, yazılarını okudum.
uyanır uyanmaz sözlüğe damlamamdan dolayı büyük olasılıkla uyku sersemliğiyle yanlış okuduğum başlıktır. yoksa bir öğretmen atatürk'ü tanımayacak yok artık oha daha neler. neyse ben gidip biraz daha uyuyayım sözlük.
okula giderken , tahta evde oturan yaşlı teyzenin, güneşlensin diye camın önüne bıraktığı , sardunya saksısının kafasına düşmesi sonucu '' ben kimim '' '' bu heykel kim '' demiş , şanssız ve bahtsız bir eğitim neferidir. durum geçicidir, düzelicek ve kendine gelince günde 3 öğün gençliğe hitabe okutularak topluma kazandırılmasını umduğum öğretmen kişisi.
yurtdışında gayet normal olan durum. olay türkiye'de ise ve sözkonusu öğretmen şaka yapmıyorsa hafıza kaybı yaşayıp yaşamadığına bakılır, yaşamıyorsa elinden tutulur, okuldaki herhangi bir sınıfa götürülüp duvardaki resim gösterilir ya da bahçedeki heykelin yanına götürülür "sen bunu mahalle muhtarının resmi/heykeli mi zannettin?" denir.
utanç duyulması gereken bu kişinin mesleğinine son verilmesi dilenen durum. yeni nesili bu öğretmenlere emanet etmeyiniz derdi herhalde atam hayatta olsaydı.