öğrenci insanının en yanakları mıncırılası, en bağra basılası ve en 'ah yavrum, kıyamam' denilesi anıdır.
misal: omzunda kendinden büyük çantası, beslenmesi ve suluğuyla, mavi önlüğün ve beyaz yakanın arasında, kızarmış yanaklarından süzülen gözyaşlarını koluyla silerken...
iyimser öğrencinin, bir yandan beş zayıf beklerken, bir yandan da takdir alanların açıklanması sırasında, acaba benim de adımı okurlar mı diye heyecanlandığı andır. yaşadım, ordan biliyorum.
üstüne aldığı elektirik saati borcundan dolayı sökülüp tedaş tarafından icraya verildiği zaman gör sen masumiyeti...
3 kuşak öğrencinin kaldığı evde öedenmeyen 800 liralık su faturası yüzünden ev sahibin kilometrelerce uzaktan baskına gelip ramazan ayında evden kovmasından sonra gör sen masumiyeti...
vize notu sınıfın en yüksek notları arasında olup 20 kişilik sınıfta hocanın sözde kanaatıyla kaldığını söyledikleri zaman sen gör masumiyeti...
ev arkadışına feci şekilde dövülmüş bir şekilde hastanede bulduğu zaman gör sen masumiyeti...
ve
sözlükte 1000 inci entrye giderken tek bir zirveye katılmadığını ansımsadığında gör sen masumiyeti...
lisede sigara içerken yakalandığı an;
-off yemekten sonra ne güzelde oluyor bu sigara
-şimdi iyi derse girilir kanka haa
-hemde nasıl olm
+ne yapıyorsunuz siz burdaaaa??!!!
-ıı şey, dumanlı hava sahası oluşturuyorduk hocam
+verin bakiyim o paketleri
-hocam inanırmısınız haftalığımın son parasıyla aldım onu, bırakmak istiyorum gerçekten.. (ne biçimde yalan söylermişim)
+hadi yavrum ya vah vah..
okulun en manyak ve kimsenin dersinde konuşmayı mesaj atmayı vs götünün yemediği hocasının gözlerinin içine baka baka, ve sırıta sırıta sıranın altından mesaj yazdığı an.
komşudan makarna, tüp, soğan gibi şeyler istekenki hali ile sadece aynı sınıfda olduğunu bildiği arkadaşından sınav zamanı not isterkenki halidir. kafasını öyle önüne eğer ister, yüzüde kızarta biliyorsa ne ala.**