anca masallarda ve efsanelerde olan olgudur ömrü billah birsini sevmek. hiç bir düsmana gerek yoktur en büyük düşman elbette zaman denilen mevhumdur. mamafih insanlar bu mahi hülyaya inanip ömürlerini boka sarar.
her merhabanin bir elveda oldugu bir salincakta arkadas ömür billah tek kişiyi sevmek ha? pöh geciniz efendim geciniz, hakikat birini ömür boyu sevmek değil giden gider elde var birdir.
öyle bir insanı sevmektir ki,gözünün içine baktığında dünyanının en huzurlu anını yaşarsın.O dur çünkü gerçek o anda yalnızca sen ve o.Ve yıllar sonra bir fotosunu görürsün,ertesi gün o foto gelir aklına duran trafikte.Aptalca bir gülümse kaplar suratını, hayale dalmışsındır e-5 te arkandan çalan korna sesleriyle hayata dönersin.çünkü o yoktur senin hayatında artık,hüzünlenirsin çünkü biz olabilmeyi becerememişinizdir.
yaşın küçüktür şuursuzca ilk kez yaşanmış büyük bir aşktan başlar ve ayrılık gelir.
ertesi gün uyandığında kolların sanki bir ton dur,
günler geçer acısı hafiflemez,
aylar geçer ismi söylendiğinde karnın gıcıklanır,
yıllar olur; ismini duyunca hüzün gelir, ama karın gıcıklanması geçmiştir ,ismini duyduğunda yaşadığın yüz hatlarına asla yansıtmamaya çalıştığın çarpıntı azalmıştır biyolojin sanki uyum sağlamıştır bu duruma,
ama asla bitmez...
sonra başkalarıyla tanışırsın:
daha güzeli,
daha zekisi,
daha başarılısı,
hatta hepsi ve daha çok özellik birden.
bir çoğu gelir gider ama sarhoşluk her seferinde aynıdır
ama alınan tat aynı tat değildir;
işte bu tat hep damakta kalacaktır.
içilen şarap en baba üzümden, bin liralıklarından dahi olsa
o zaman mekan ve ruh halinda deniz kenarında içilen 7 8 liralık ekşi şarabın tadı ve ruhu her zaman
oradadır
muhtemelen zaman ve mekan problemidir tüm hissettiğin
olasılıksızlar çerçevesinde sevmeyi öğrenmişsindir,
belki de takıntıdır
olsun...
bu seni öldürmez,
büyütür,
olgunlaştırır,
güçlendirir.
yıllar geçtikçe
yaşadığın anlar kafanda destanlaşır
gece yatarken bazen ömrünün son anında ,o başkasının yanında olsa dahi, hayatının sonrasızlıklara vardığı tek anında dahi onu düşünecekmişsin gibi hayal edersin,son nefesinde onun saçındaki ten kokusunu hissetmek istersin;
bu senin içini ısıtır ama o asla bilemez.
itiraf etme şansın olsa dahi seninle gömülecektir bu hisler,
bir ömür sen onun şu anda seni düşünüyor olma ihtimalini seversin,
güzelliğide burdadır...
ve hayat sürer...
işte bu modern dünyada insanın kendisi dışında bir insanı bir ömür sevmesinin tarifidir.
olmaz ulan olmaz. olamaz böyle bir şey günümüzde. toplum bu kadar açken bilgiye, görgüye, vefa bu kadar ayağa düşmüşken, sevgi, aşk, dostluk üç kuruşa satılıyorken olmaz.
eskiden olurdu belki ama şimdi olmaz işte. televizyon var artık, herkes her boku görüyo tv'den. imrenip duruyo. sonra cinselliğin bilmem kaç dolara satıldığı diziler var artık. hatta tv geldi geleli var böyle sapkınlıklar. ne bileyim bir "cesur ve güzel" vardı. hatırlarım. brooke karısı* önce rich'le sonra rich'in kardeşiyle* sonra da babasıyla* evleniyyodu, e tüm türkiye izliyodu bu diziyi. gel de sen bunu gören toplumdan böyle kutsal bir aşk yaşayacak bir partner bekle.
tv'den sonra bir de internet çıktı ki evlere şenlik. 10 yaşında bebeler porno takılır olmuş günümüzde. chat odalarında, forumlarda, sitelerde yalandan isimlerle yalan söylemeyi öğrenmişiz. hepimiz "alev_19_f" olmuşuz yeri geldiğinde, ve hepimiz "1.85 boy sarışın mavi gözlü"lüğün çekiciliğinde.
olmaz işte ulan, olmaz 1 insanı sevebilmek. haa en kötüsü de o "1" insanı bulduğunu sanıp, ona göre beklentilere girmek.
edit: siz kötüleyin.. ne diyim.. ya inanıyosunuzdur olabileceğine -ki üzülürüm sizin için- ya da seri eksi oy veren ibnelerdensinizdir. o "1" kişiyi bulmanız içi dua edicem...
taş gibi bir güven ve sağlam bir sevda ister bu durum. aksi halde kopar ipler çok zaman geçmeden, bir ömüre yayılamaz o büyük sevgi.
hali hazırda 3 günlük ilişkilere aşk denildiğini de hesaba katınca zaten artık böyle bir sevdanın yaşanması pek muhtemel değildir. yozlaşan her değer gibi aşk da kaybetti anlamını. daha doğrusu biz kaybettirdik anlamını ona, el birliği ile.
ömürlük sevdalar kays ın ve tahir in ruhu ile kerem in dağ delip akıttığı su gibi akıp gitmiş bu dünyadan. ismini ananı, arayanı dahi olmamış ki yaşayanı olsun. böyle sevdaların canını, 2 günlük ilişkilerinin adını aşk koyanların imzaladığı idam fermanları almış ve göndermiş sonsuzluğa. yüzyıllardır, bir daha görebilene de rastlanmamıştır..