arayışı esnasında kendini kaybettiği de olur. o zaman da düşmanları "ara ara belki de bulursun, gündüz gece yalvar yakar olursun" diye dalga geçerler. "hıh!" der geçer, aramaya inanmıştır o...
gerçek tutkunun etkisi altına girmeyi hep istemiş ancak bu güne dek böylesine değer verilesi bir erkeği tanımamalarından dolayı "gerçek sevgi" nin anlamını dahi unutmuş ama bir gün karşı konulamaz tutkunun esirliğine teslim olacak kadınlardır.
hayalperest ve iflah olmaz romantik kadın. 70 li yıllarda daha çok olabilir bu kadınlardan çünkü o yıllardaki filmler, cep fotoromanları, pembeli beyazlı dizilerin kitapları insanda hiç olamayacak kadar kusursuz aşklar yaşama hissi uyandırabilir. günümüzde kadınların daha realist olduklarını zannederek sayılarının azınlıkta olduğunu düşünmek yanlış olmaz. bunlar içlerindeki polyanna'yı yaşatan kadınlardır.
aramaya inanmış kadındır akabinde ve detayında aramakla olmazki, o öyle bi anda çıkagelirki bildiğiniz ne varsa aradığınız ne varsa unutur şaşırırsınız .
zamanın içinden
zaman çıkaran kırmızı ateşin sabrını bilmeden
neden açsın ki bir diken
pür-ü tenin kanında dirilmeden
demdir. demlenmiştir. gül avucumda
ölürken ağlamasın. şafaktan geliyorum
saçlarımda gezinen elinin yorgun şevkinde
bir gökkuşağı ömrüm. ben aşkın gözlerinde büyüyorum
gönül aynam parlaktır
arsız bakışların saf yüzünde
hangi yara benden derin. sorsam kadere
şems in ışığında kalbim. kendimi özlüyorum
ismim yok. kimliğim çok. ben ahenk
teninde yatan şeb-i yelda dan geliyorum
kırılan sırrında hayatın. gözyaşıyım ol yare den
bir gülün gülüşüne sürgünüm
yurdum yok. sevdiğimin kalbi
turnaların eğricesine gidiyorum
kalan benim giden ben
çünkü sabahsızdır tüm geceler
aşk ı görmeden
neden sevsin ki tanrı bizi
yüreğimiz bir kulunu Tanrı gibi sevmeden.