-çocukken bahçede demlenen büyüklerin tek eğlencesi ortamda bulunan çocuğa rakı içirmeleriydi. bazı yörelerde sigara ve duruma göre şarapta içirebilir zavallı elemana.içirildikten sonra gözlem yapılır ne yapacak diye. şimdilerde bu gelenek rakıyı, evin muhabbet kuşu,kedisi ya da köpeğine içirmek şeklinde değişti.
-çocukken yaşanan başka bir tecrübe de ana babanın sevişmesine tanık olmaktır. bu gibi durumlarda bir kaç gün ana,babadan ayrı gezer çocuk,olayı kendince yorumlamaya çalışır,annesinden nefret etmeye kadar varır bazen bu durum.
-çocukken öğretmenine aşık olmayan kimse yoktur sanırım,diyeceksiniz de ben varım .çünkü ilkokul boyunca öğretmenlerim hep erkekti avradını ziktimin yerinde. bu durumda ben de komşu sınıfların öğretmenlerine aşık olarak bu görevimi ifa etmeye çalıştım bir nebze.
-çocukken annenin bakkaldan ekmek almak için verdiği parayı dondurmanın ya da şekerin cazibesine kapılarak bu yönde kullanmayan çocuğa ben çocuk demem valla,kusura bakmayın.eve dönüşte türlü yalanlar söylenir bu durumlarda,düşürdüm en klasik yalandır ve genelde ağız kenarındaki dondurma ya da şeker artıkları sizi ele vermekten gecikmez. ikinci yalan çocuklar çaldı dır ki bu da ikna etmeye yönelik bir hamle değildir.
-çocukken yaşanması gereken bir başka tecrübe,yatağı ıslatmadan sonra onu kurtarmaya çalışma çabalarıdır.genelde sabaha karşı yatağa işendiğinden kurutma için çok az zaman vardır.ya ütü vasıtasıyla ıslanan bölge kurutulmaya çalışılır,ya da o bölgenin üstüne yatılarak normal görünüm kazandırılmaya çalışılır..
sokakta oynanması gereken bütün oyunları oynamak,
bisikletle saatlerce aptal aptal gezmek,
mevcut bahçelerden ki bu dönemde bahçe zor bulunur meyve çalmak,
babanın traş malzemelerinin, annenin makyaj malzemelerinin içine etmek,
zamanını bilgisayar, play station gibi aletlerin başında geçirmemek *
uzatılan şeker tabağına balıklama dalmak,
çamur içinde oyunlar oynayıp, debelenmek,
tamamen çamurlu halde eve gitmek ve anneden fırça yemek
v.b. yaratıcılığını geliştirip kendine eğlence bunun neresinde dedirten anlaşılması güç oyunlar bulmak
- mahalledeki topun sahibi olan çocuk tarafından oyun içine alınmamak... dayanabiliyorsa kenardan oynayanları izlemek, aksi takdirde eve gidip annesi patates ya da soğan soyarken halıda oturup kadın programları izlemek.
*mahalle maçında dizini parçalamak.
*bisikletten düşmek.
*okuldan kaçmak.
*yalan söylemeyi başaramadığı için dayak yemek. (şimdi baba ağaç takıldı pantalonuma bende şeyederken böyle yırtık yırtık oldu.)
- sahilde çıplak dolaşmak.
öğrettikleri: özgürlük ve çığlık atmak bir numaralı ihtiyaçtır.
- taso oynarken hütülüp bütün tasoları kaybetmek
öğrettikleri: kumara heves edersen sonun çuvallamak olabilir.
- oyun oynayan abinin bilgisayarını çaktırmadan kasadan kapatmaya çalışmak.
öğrettikleri: suikastçi olacaksan önce gölgeler kadar hızlı ve sessiz olmayı öğrenmelisin.
- asansörde kalmak.
öğrettikleri: karanlık ışığın yokluğundan ibarettir ve olmayan birşeyden korkulmaz.ayrıca imdat tuşu diye birşey var asansörün kapısını zorlamana gerek yok.
- topun çarpmasıyla öten araba alarmından kaçmak.
öğrettikleri: bazen yanlış anlaşılabilirsin evlat. bu gibi durumlarda kaçıp ortalıktan toz olmasın.
- 'salak' dediği kızın babasından fırça yemek.
öğrettikleri: kızlara kibar olmasın. senden daha güçlü birilerinin olduğunu asla unutma.
2000'li yıllardan önce yaşanan çocukluğu yaşaması. eve tıkılmaması.
bunlar iin ailelerin sitelerden ev almaması gerekir.
bencillik edip "güvenli yer merak etmeyiz" diyorlar.
sokakla bir sitenin oyun alanı bir olamaz. oradan araba geçmez top oynarken.
-uğur böceğini zorla parmağına çıkartmak, çıkarttıktan sonra "uç uç böcecik, annen sana terlik pabuç alacak" demek, uçmadığını görünce de üfleyip "uçsana lan" demek.
-"ben nasıl oldum" sorusunun cevabını bilmenize rağmen anne-babaya sorup onları zor durumda bırakmak.
-komşunun bahçesinden erik yemeye çalışırken düşüp kolunuzu bacağınızı incitmek.
-kereviz yememek.
-aile bireylerinin lunaparka gitmeye ikna etmek için beyinlerini yemelerini sağlamak.
yazılan unsurların çoğu bizim çocukluğumuza ait kavramlar(tevellüt 1978), bu yüzden günümüzün çocuklarının hayatında olmadığını düşünüyorum. onlar bizim yaşımıza geldiğinde ve geçmişe baktığında, farklı yaşanmışlıkları olacak.
her türlü piçliği,afacanlığı yapması gerekir zira büyüyünce bunlara ayıracak vakti kalmayacaktır. yapmaya kalktığında ise feleğim sillesini fena şekilde yiyecektir. eğer birkaç örnek verecek olursak:
*zil basıp kaçmak *
*tarlalardan meyve v.s ödünÇALMAK
*motosiklet ve traktör * leri boşa alıp hareket ettirmek
*camlara taş atıp mahalle halkını rahatsız etmek
*muhakkak hayatında en az bir kere mahalle maçı yapmak
*sapanla kuş avlamak **
*tabi ki ateri oynamak **
*sokak köpeği yavrusuna vicdan yapıp eve almak sonucunda ev halkından sopa yemek *
*yağmurlu havalarda arkadaşlarının üzerine çamur sıçratmak
*sigara denilen mereti bu yaşlarda deneyip bir boka benzemediğini anlamak
*en önemlisi insan olduğunu ve dahada önemlisi çocuk olduğunun farkında olmak, zira yaşanan günler asla geriye gelmeyecektir dolaysıyla doyasıya yaşamalı insan. keşkeler de kalmamalı hiçbir şey.
Taso oynamak, erik çalmak, leğende banyo yapmak(soba kenarı ve annenin periyodik olarak tası kafada gümletmesi eşliğinde), dizlerde kabuk bağlayan yaralara sahip olmak, yatağı ıslatmak ve türevleri.