bir çocukluk anını anlat

entry53 galeri3
    26.
  1. Henüz 5-6 yaşlarındaydım. Mahallede arkadaşlarım beni hiç oyuna almazlardı, hep böyle kaldırımın yada evimizin bahçesinin duvarında oturur onların oyunlarını izler, kendi kendime heyecanlanırdım. Kendimi hergün birisinin yerine koyar, o kazanınca ondan daha fazla sevinir, kaybedince ondan daha fazla üzülürdüm. Empati kelimesinin anlamından habersizdim tabi o yaşlarda. Birgün herkes aniden oyunu bıraktı, birkaç bina yukarıda bulunan bir apartman boşluğunda siyah bir kediyi yavrularıyla görmüşler sanırım. tabi çocukluk işte, hepsi siyah kedilerin dini inançlarına göre uğursuz ve öldürülmesi günah olmayan varlık olarak tanımlardı. Ben yine onları sessizce duvarın üzerinden izlerken hepsi koşup kediyi ve yavrularını uzunca bir koridorun başından taşlamaya başlamıştı. Ben biraz geç anladım olayı ancak anladığım anda koştum, yazık, koşarken kedinin çığlık sesi kulağımda öyle bir yankılanıyordu ki, o an sanki çocukların değilde kedinin neler söylediğini duyuyor gibiydim. Hepsini ite ite aralarından geçip koştum ve kedinin önünde siper ettim kendimi, en az 4 tanede yavrusu vardı, garibim atılan taşlar henüz birkaç günlük yavrularına zarar vermesin diye siper etmişti o da kendisini. Bende onun önüne geçtim ve çocuklar dursun artık diye bekledim. Bekledim.. bekledim... hiç duran olmadı, babada hiç durmadan taş atmaya devam ediyorlardı, suratımı kollarımın arasına almıştım ama elim, kolum bacaklarım hep kanamaya başlamıştı bile. Dakikalar sonra mahalleden geçen yaşlı teyzeler olayı görüp çocukları dağıttılar. Ben o siyah kedi yavrularını alıp daha güvenli bir yere gidene kadar yanlarında durdum ve takip ettim. Daha sonra eve döndüm ve ailem sordu neler olduğunu. Bende herşeyi baştan sona anlattım ama inanmadılar, kavga edip yine karşı tarafın beni hırpaladığını düşündüler. Daha sonra komşulardan olayı öğrenen annem yanıma geldi ve ağlayarak bana sarıldı. An ne güzel bir yüreğe sahipsin demişti, işte o an ne olursa olsun, ne kadar zarar göreceksem göreyim bu iyi yüreği hep yaşatmalıyım diye düşündüm. O an bunu yapmasaydım içimdeki birçok duygu şuanda oluşmamış olacaktı.
    13 ...
  2. 25.
  3. Bana r harfinin telaffuzunu öğretmeye çalışan manevi halamla bir gün, ya ayı uçmaz ayı uçay diye tartışmıştım.
    2 ...
  4. 24.
  5. Hatırladıkça insanı utandıran anılardır.

    Yaşımı falan hatırlamıyorum. Büyümüş de küçülmüş, hazır cevap ve üçkağıtçı bir tipim. yaşıtlarımı çok rahat manipüle ederken büyüklerle de cinli gibi ağır ağır konuşuyorum böyle potpori bi tip işte. Hatta bir gün kar tatili dayımlara gidicem kuzenimle olduk olmadık mallıklar yapıcaz nasıl mutluyum. Hayattaki şansım çok şahsına münhasırdır, bindiğim otobüsün bagajına bile insan doldurulduğu müthiş soğuk bir günde araba gitmedi. Durdu öyle mahsur kaldık herkes mala döndü. Sonra hava düzelene kadar o yakınlardaki bi akrabaya sığındık. Bir haftam falan onlarla geçti. Bir gün annem aradı telefonu hoparlöre almışlar durdu durdu dedi ki sakın karda çok oynama sonra gece altına işersin. Ben tabii poker face. Ertesi gün oldu evin gelini dedi ki gel hadi kar topu oynayalım. Ben de "ama annem oynama dedi" diye cevap verdim atlar mıyım hemen ağırdan alıcam ya sözde. Kadın da "olsun annem burada mı sanki göremez ki" dedi aklınca beni kandıracak paçoz. Peki ben durur muyum yapıştırdım cevabı:

    "ama Allah görür..."

    Sonra tabii ki çıktık oynadık kartopu yani görse de anneme nasıl söyleyecek belki rüyasında gördürürse inkar ederim falan diyorum akla bak. Akşam komşuya gidiyoruz bu olay anlatılıyor diğer büyükler de bana Vasfiye teyze tiplemesi gibi çenesini sıkarak kafa sallıyor, büyük adam olur bu falan diyorlar ben hala anneme haber uçtu mu derdindeyim.

    Yani demem o ki böyle etkilerim var büyüklerde. Annem de müthiş gurur duyuyor tabii ki akıllı evladım diye seviyor beni. Annemin dayısı okul müdürü. Bildiğin her pazartesi ve cuma "küçükler istiklal marşını okumayacak sadece dinleyecek demiyor muyum yine karman çorman oldu" diye kızan, birinci sınıfın ilk günü sınıfta ağlayan kızı tokatla kalorifere yapıştıran müdürlerden. Yani hayatımda kaç müdürle muhatap olmuşum sanki, tüm müdürleri öyle sanıyorum. Neyse bir gün halamlara misafirliğe gittik. Tam etrafı kesiyorum oynayacak çocuk bakıyorum ki çat kapı bi adam geldi. Herkes hoşgeldin falan dedi, misafir ya buyur edildi. Annem tuttu kolumdan beni adamın karşısına dikti. "bak bu benim nuri dayım hoşgeldin de" dedi. Ben şok. Gözümün önüne suratı kalorifere yapışan Fatma geliyor. Öğretmenim mi diyeyim, merhaba mı diyeyim, müdürüm mü diyeyim diye kıvrıl kıvrıl kıvranıyorum kafamda kırk tilki. Annem dürtüyor "hoşgeldin desene evladım" diye. Ben durdum durdum tam adamın suratına bakarak

    "çak moruk" dedim.

    Annem şok, halamlar şok, herkes sustu. Ben de diyorum niye herkes sustu daha o stresle ağzımdan ne çıkmış bilmiyorum. Sonra annem kem küm etti "hep filmlerde görüyorlar dayı şaka yapıyor sana" minvalinde bir şeyler. Ben şimdi ne olacak diye beklerken adam gülmeye başladı. Ay nasıl güzel gülüyor ben de gülmeye başladım tabii. Sinirlerim boşaldı herhalde oralar Biraz flu. Büyüklere karşı aklımda kalan ilk yenilgim olabilir bu olay.

    O çocuk döven müdürün de sonradan velilerden toplanan parayla sevgilisine kolye aldığı haberleri yayılmıştı okulda, çok sürmeden gitmişti. Ulan be allah belanı versin senin, travmalara gark olasıca seni. Moruk kere moruk.
    3 ...
  6. 23.
  7. 4.5-5 yaşlarındayım yazlık bir sitede evimiz var. Heveslenmiş bizimkiler bana bisiklet sürmeyi ögretecekler.

    Hız tutkum o zamanlardan.

    Babam almış bir bisiklet gelmiş ben heyecanlandım tabi.

    Bindim bisiklete babam da arkamda seleden tutmuş ben bisikleti sürüyorum babam arkamda koşuyor.

    Bir an babamın "ne kadar da hızlı" koşabildiğini düşünüp arkama baktım.

    Önüme döndüğümde yerdeydim. Alnım, burnum, yanağım, dudağım, çenem, kolum, dizim her yerim kanıyordu.

    Babam koşmuyormuş.
    0 ...
  8. 22.
  9. Ülkede Ecevit zamanında save alan var mı anılarım yarak gibi.
    0 ...
  10. 21.
  11. Şu kapakta bedava kola olayının meşur olduğu sıralar. Ağabey ve ben balkonda kola almış içiyoruz, kapaktan bedava çıkmış, tabi kaptım hemen. Abimin ibneliği tuttu hır gür aldı kapağı benden, mübarek balkondan aşağı attı. Tabi ben heyecanla, koşa koşa merdivenlerden iniyorum (merdivende halı serili). 18 basamaklıydı üşenmedimsaydım amk olaydan sonra. Ortada halı bi kaydı bi uçmuşum ama kafan kanıyo falan. Kolumu bi baktım, dedim amk. Kol bildiğin S şeklini almış açımıyor sıcağıyla abime geldi arkamdan mal mal bakıyorum ona. Bi gülme tuttu onu yavşak binayı inletti haykırıyor. Ben başladım ağlamaya, 13 sene oldu hala taşağını geçer vede kolum hala çatlak, tam anlamıyla kaynamazmış. eyvallah.
    0 ...
  12. 20.
  13. Bisikletle ön kaldırırken direksiyon kopmustu elimde kalmisti yere yapismistim tum cocuklar gulmekten altina sicmisti haha ha.
    1 ...
  14. 19.
  15. bir nisan baharı idi yaşam kendisini süslüyor iken ben pis bir duman çıkartan egzozun arkasından koşarak 8 numaralı otobüse minnak ayaklarımla yetişmeye çalışıyordum.
    0 ...
  16. 18.
  17. Kötü bi anım bakkala giderken duvarın arkasına saklanmış olan dört köpek tarafından saldırıya uğramak üzereyken kendimi yere atıp ölü taklidi yapmıştım köpeklerden en uyanık olanı gelip beni koklamıştı ve öldüğüme inanınca gitmişti.
    0 ...
  18. 17.
  19. küçüktüm henüz okula bile gitmiyordum. (evet en eski anılarımı bile hatırlarım.) balkon demirleri olur ya ben oraya kafamı sokmayı çok severdim. bir gün mahallede oynuyoruz bahçe demirlerine kafamı soktum ama bizim balkonun demirleri kadar açık değildi. tekrar kafamı çıkarmak istediğimde kulaklarım buna engel olmuştu. arkadaşlarımdan biri annemi çağırmaya gitti sonra kahramanım gelip demirlerden kafamı kurtarmıştı. başka bir anım daha var. küçükken yüksek yerlerden atlamayı çok severdim. annem hep kızardı. bir gün mahallede yine böyle yüksek bir yerin üstünden atlamıştım ve eve sekerek gelmiştim. annem ayağıma ne olduğunu anlayamadığı için hastanede götürdü röntgen odasını birbirine kattığım için ellerimi ve ayaklarımı bağlayıp öyle röntgen çekmişlerdi. hafif bir çatlak varmış neyse ki.
    5 ...
  20. 16.
  21. ufacık çocuktum ve dışarı çıkmak istedim ve çıktım. telefon yoktu evde de kimse yoktu ve ben anahtarı ayakkabılığa koydum ve kocaman a4 kağıdıyla kapıya not yapıştırdım "ben dışarı çıkıyorum merak etmeyin. anahtar ayakkabılıkta" ve ayakkabılığı işaret eden ok işareti çizdim kenara. olay sonrasında az dalga geçmediler. kapıyı açık bırakıp gitseydin daha iyiydi vs vs. saftık maldık ama mutluyduk be.

    (Başka bir başlığa yazmıştım kopyaladım yapıştırdım haberiniz olsun)
    2 ...
  22. 15.
  23. küçükken 3-4 yaş civarlarındayım ve ''r'' harfi yerine ''y'' dediğim zamanlar. kuzenimin benimle dalga geçmek için fırsat kolladığı günlerden biri.

    +nigt arı mı uçar ayı mı?
    -ayı.

    bolca kahkahalar evde gülmeler. bu durumda ara ara da olsa sürekli tekrarlanıyor. kuzenim mahalledeki çocukları topluyor oyun oynarken. aklı sıra yine bana gülecekler.

    +night, arı mı uçar ayı mı?
    -(kaşlar çatılmış ve ağlamaklı bir biçimde) kelebek.
    10 ...
  24. 14.
  25. Ben küçükken, bizim mahallede bisiklet kazaları falan olurdu. Ama sık sık olurdu. Sırf bu yüzden ailem bana bisiklet almazdı işte bana bir şey olurdu diye. Neyse o zamanlar 6 yaşındayım. Kuzenim, o gün babasına neredeyse her saat arayarak babasına bisiklet aldırdı. Mahallede havasını atıyor falan. Bende o akşam ailem bana bisiklet almadı diye protesto edip yemek yemedim.

    Sonuç : Hiçbir zaman bana bisiklet almadılar. Evet o günde aç kaldım.

    (bkz: bisikleti olmayan çocuğun dramı)
    2 ...
  26. 13.
  27. komşunun bahçesinde bir ağaç vardı ve kurumuştu, bu yüzden adamlar ağacı kesmeyi düşünmüşlerdi ama komşu amca şöyle bir yüklenince ağaç yerinden çıkmıştı. sokağa attılar o ağacı. tuttum gövdesinden bizim bahçeye götürdüm. annem ne yaptığımı sordu, dikecegimi söyledim. kurumuş ağacın yeşermeyecegini anlatmaya çalışıyor ama yaşım çilek desenli o donlarla dışarı kaçma yaşı, dinlememiştim annemi, diktim ağacı, suladım ve yeşerdi iyi ki dinlememişim, meyve bile verdi. sonra annem baktı ki bitkilerle aram iyi, beraber ağaç diktik bahçemize, ilki şeftali idi, sonra ben karpuz ektim: hayatımın en sağlam paparasını o zaman yedim: arkadaşlarla bizim evde şımarıyoruz annem bahçeye çağırdı çok sağlam kızdı, karpuzu sulamayı unutmuşum ve kurumuş. o günden sonra ektigim hiçbir çiçeği ağacı susuz bırakmadım.
    2 ...
  28. 12.
  29. Doğum günüm. 5 yaşıma giriyorum. Babaannem , dedem , halalarım , eniştelerim , kuzenlerim bizdeler.

    Bir filmden görmüş olmam lazım. Aklıma cin bir fikir geldi ama ben komik olacağını düşündüm. Evde yer kalmadığı için bazı kişiler sandalyelere oturuyordu ve sandalyede oturanlardan biri de en büyük halamdı. Ben herkes gülsün diye halamın sandalyesini çekme planı yapmaya başladım. Kalkması için fırsat kolluyorum. Kalkıp geri oturacağı anda planımı devreye sokacağım.

    Beklenen an geldi. Halam kalktı sandalyesinden ve geri girdi odaya. Hemen oradayım bekliyorum. Döndü arkasını tam oturacak çektim sandalyeyi . Halam düştü. Düştü ve kafasını duvara vurdu. Herkes bana bağırmaya başladı. "Hani ben prensestim " diye bağırasım geldi.
    Halam " tamam kıza bağırmayın , bir şeyim yok. Halacığım böyle şaka mı olur?" Vs dedi.

    Yerin dibine girip baya ağlamıştım.
    Zaten çoğ doğumgünümde ağlamıştım.
    Ağlayarak uykuya dalmıştım. Umarım çocuğum bana benzemez.
    12 ...
  30. 11.
  31. Yerde bağdaş kurmuş otururken ekmek bıçağı ayağıma yarıya kadar girmişti. Dikiş falan atmışlardı. Hâlâ durur izi. Bu işi nasıl becerdiğimse bir muamma.
    1 ...
  32. 10.
  33. 5 veya 6 yaşlarımdayken annemle birlikte komşumuza misafirliğe gitmiştik. komşunun 2 oğlu vardı, iyi anlaşırdık. eve gitme vakti geldiğinde anneme anneeee ben eve gitmek istemiyooom diye ağlayarak bir kaç saat daha oyun oynama fırsatı yakalamıştım. her neyse annem eve gitti biz hala oynuyoruz falan. cocukların babası geldi ben hala eve gitmedim. sonra yemek vakti geldi cocuklar ellerini yıkamak icin tuvalete gittiler. o sırada anneleri yere sofrayı kuruyo tencereleri falan getiriyor. Her neyse ben odada yalnızken oturdugum koltuktan ellerimi yıkamak icin kalktım. ayagım corba tenceresine girmesin mi. canım yandı bir yandan utanıyorum. kimse de görmedi ama. caktirmadan coraplarimi cikardim attim bir tarafa. sonra aile bireyleri geldi sofraya oturdu. corbayı bayıla bayıla ictiler. ben corba icmedim tabi ki. arkadan gelen biber dolmasından yedim. sofradan kalkar kalmaz da eve gittim.
    0 ...
  34. 9.
  35. 7 yaşlarım da felandım. anneannemlerin evindeydik nurlar içinde uyusun. hatırlamıyorum ama dışarı çıkacaktık. annem şunu giy dedi giymem dedim o zaman bunu giy dedi hayır dedim. böyle baya yarım saat felan iddialaştım. bulaşık yıkıyordu. sen ne istiyorsun çocuk diye beni sabunlu elleriyle evire çevire dövmüştü. ilk ve son dayağımdı. acımıştı baya bari elinde ki yüzükleri çıkarsaydı.
    7 ...
  36. 8.
  37. Çocukluk anısı demeyelim ama eski bir anımdı. Dışarıda yağmur yağıyor evin içide soğuk üşümemek için üstüme yorganımı almış pencerenin yanındaki rahat koltuğuma kurulmuş dışarıyı seyrediyorum yağmur cama vurdukça çıkan sesleri dinliyorum havada kararmak üzere neyse sütlü kahvende önümde bir dışarı bakıp bir yudumluyorum mükemmel nostajik bir atmosfer var ortamda tam o sırada odaklanıp anın içinde kaybolmuşken kuşun biri cama çarptı. Ama feci tırstım tam odaklanmış hayallere dalmış gitmişim şunun yaltığına bak lan kör müsün cama çarpıyosun kaldıki onu geçtim ev güney cepheside değil yani inadına dolanıpta benim cama niye çarparsın onca apartman varken. Bütün ortamın içine etti tabi ne keyif bıraktı ne nostaji açtım camı sövdüm kuşa takmadı bile uçtu gitti.
    4 ...
  38. 7.
  39. ilkokul sıralarında geçen yıllar yıllar öncesine ait bir anı. 2. Veya 3. Sınıf zamanlarında. Sıra arkadaşım haritaya bakıp bütün sınır ülkelerini savaşırsak yeneriz niye savaşmıyoruz baksana biz onlardan büyüğüz hepsini z.keriz diyordu. (Muhtemelen z.keriz demiyordu. Bizim zamanımızda o yaşlardaki çocuklar öyle küfürler bilmezdi bilsede söylemezdi)..

    Tabi kast ettiği büyüklük toprak büyüklüğü.
    Bende lan malmısın o haritanın devamı vardır onların toprağı daha büyük olabilir. (Baktığımız harita kitapların en arka sayfasında bulunan türkiye haritasıydı. O zamanlar bilgisayarlar yoktu öyle windows 98 çıkmamamıştı bile o yıllar yani) ...Hem o işler öyle toprak büyüklüğüyle olmaz savaş kazanmak için daha farklı şekilde güçlü olmalısın ayrıca durup dururken niye savaşıyoruz sebebi ne olacak? Hem bizden büyük ülkeler de var o zaman onlar da bizi yener diyordum.

    Arkadaşım yok mk biz onları zkeriz diyordu inatla. Bence savaşmalıyız diyordu. Gözü dönmüştü itin.
    Bende ya he mk deyip geçmiştim.

    Ne yapıyor acaba o arkadaşım. ismini bile hatırlamıyorum.

    Evet boş bir anı. O günden bu güne ilk defa aklıma geldi bu hikaye. neden bu geldi hala anlam veremiyorum.
    4 ...
  40. 6.
  41. bi gün ortaokul sekizinci sınıfta bir arkadaşımla tören esnasında sıradaydık.

    önümüzde saçları beline uzanan sırma saçlı bir kız duruyordu.

    yanımdaki arkadaş sigara içtiğinden cebinde çakmağı vardı. sıradayken sürekli çıkarıp oynuyordu.

    en sonunda bir baktım önümüzdeki hanım kızın saçları tam tutuşacak, vurduk çektik saçlarından bir şeyler yaptık olay büyümeden işi halledebildik.

    tören bittiğinde de kendimizi müdür yardımcısının odasında bulduk tabii.
    4 ...
  42. 5.
  43. Bisikletten düşüp yanağıma çakıl taşı girdiğinde "artık çirkin bir kızım" deyip aynalara küstüğümü hatırlıyorum.
    9 ...
  44. 4.
  45. Düşünüyorum. Bir çocukluk anım yok. Cidden yok. Çocukluğuma dair tek hatırladığım abim yatılı okula giderken gitmemesi için ağlamıştım. Başka hiçbir şey hatırlamıyorum.
    9 ...
  46. 5.
  47. 4.
  48. Hmmm.
    Cocukluguma donup baktigimda kavgalar disinda bi sey hatirlayamiyorum.

    Her gun birbirine giren bi anne baba surekli intihara kalkisan bi kardes.

    Bilmem ki.

    Babam 2000 yilinda araba almak icin almanyaya gitmisti. Geldiginde getirdigi scooter o kadar guzeldi ki. 16 senedir sakliyorum sapa saglam. Mat celik ustunde ingiliz ya da amerikan bayragi vardi ayak koyma yerinde. O zaman kimsede scooter yoktu herkes benden binerdi. Tekerlekleri saydam lastikti.

    Tabii buyunce ogrendim olan biteni. Hep hastalanirdim.

    Ne bileyim. Benim cocuklugum benden cok sey goturdu.
    10 ...
© 2025 uludağ sözlük