bir çocukluk anını anlat

    2.
  1. kayda değer bir anım yok. aldığım kesik nefesler, hastanedeki oksijen maskeleri, psikopat ilkokul öğretmeninin uygulamaları ve ev ödevleri, maddi sıkıntı ve evdeki anne-baba gerginliği.
    istanbul'a hiç taşınmayacaktık.
    21 ...
  2. 1.
  3. 10 yaşıma kadar köyde büyüdüğüm için ve yaşıtım olmadığı için birçok anım tek başımayken oluşmuştur. ama bu anlatıcağım anı okuldan dönerken olmuştu yolda gelirken 10 kişilik grupla geliyorduk en önden kızlar gidiyordu biz bir kaç erkekte arkadan geliyorduk yavaş yavaş taş filan fırlatıyorduk etrafa sonra bir tane daha fırlattım önden giden kızın kafasını yarmıştı sonra hiç bişey olmadı kız ağlayarak evine gitti. benim yaptığımı anlamadı kimse çaktırmadan eve kaçtım.
    18 ...
  4. 26.
  5. Henüz 5-6 yaşlarındaydım. Mahallede arkadaşlarım beni hiç oyuna almazlardı, hep böyle kaldırımın yada evimizin bahçesinin duvarında oturur onların oyunlarını izler, kendi kendime heyecanlanırdım. Kendimi hergün birisinin yerine koyar, o kazanınca ondan daha fazla sevinir, kaybedince ondan daha fazla üzülürdüm. Empati kelimesinin anlamından habersizdim tabi o yaşlarda. Birgün herkes aniden oyunu bıraktı, birkaç bina yukarıda bulunan bir apartman boşluğunda siyah bir kediyi yavrularıyla görmüşler sanırım. tabi çocukluk işte, hepsi siyah kedilerin dini inançlarına göre uğursuz ve öldürülmesi günah olmayan varlık olarak tanımlardı. Ben yine onları sessizce duvarın üzerinden izlerken hepsi koşup kediyi ve yavrularını uzunca bir koridorun başından taşlamaya başlamıştı. Ben biraz geç anladım olayı ancak anladığım anda koştum, yazık, koşarken kedinin çığlık sesi kulağımda öyle bir yankılanıyordu ki, o an sanki çocukların değilde kedinin neler söylediğini duyuyor gibiydim. Hepsini ite ite aralarından geçip koştum ve kedinin önünde siper ettim kendimi, en az 4 tanede yavrusu vardı, garibim atılan taşlar henüz birkaç günlük yavrularına zarar vermesin diye siper etmişti o da kendisini. Bende onun önüne geçtim ve çocuklar dursun artık diye bekledim. Bekledim.. bekledim... hiç duran olmadı, babada hiç durmadan taş atmaya devam ediyorlardı, suratımı kollarımın arasına almıştım ama elim, kolum bacaklarım hep kanamaya başlamıştı bile. Dakikalar sonra mahalleden geçen yaşlı teyzeler olayı görüp çocukları dağıttılar. Ben o siyah kedi yavrularını alıp daha güvenli bir yere gidene kadar yanlarında durdum ve takip ettim. Daha sonra eve döndüm ve ailem sordu neler olduğunu. Bende herşeyi baştan sona anlattım ama inanmadılar, kavga edip yine karşı tarafın beni hırpaladığını düşündüler. Daha sonra komşulardan olayı öğrenen annem yanıma geldi ve ağlayarak bana sarıldı. An ne güzel bir yüreğe sahipsin demişti, işte o an ne olursa olsun, ne kadar zarar göreceksem göreyim bu iyi yüreği hep yaşatmalıyım diye düşündüm. O an bunu yapmasaydım içimdeki birçok duygu şuanda oluşmamış olacaktı.
    13 ...
  6. 5.
  7. 12.
  8. Doğum günüm. 5 yaşıma giriyorum. Babaannem , dedem , halalarım , eniştelerim , kuzenlerim bizdeler.

    Bir filmden görmüş olmam lazım. Aklıma cin bir fikir geldi ama ben komik olacağını düşündüm. Evde yer kalmadığı için bazı kişiler sandalyelere oturuyordu ve sandalyede oturanlardan biri de en büyük halamdı. Ben herkes gülsün diye halamın sandalyesini çekme planı yapmaya başladım. Kalkması için fırsat kolluyorum. Kalkıp geri oturacağı anda planımı devreye sokacağım.

    Beklenen an geldi. Halam kalktı sandalyesinden ve geri girdi odaya. Hemen oradayım bekliyorum. Döndü arkasını tam oturacak çektim sandalyeyi . Halam düştü. Düştü ve kafasını duvara vurdu. Herkes bana bağırmaya başladı. "Hani ben prensestim " diye bağırasım geldi.
    Halam " tamam kıza bağırmayın , bir şeyim yok. Halacığım böyle şaka mı olur?" Vs dedi.

    Yerin dibine girip baya ağlamıştım.
    Zaten çoğ doğumgünümde ağlamıştım.
    Ağlayarak uykuya dalmıştım. Umarım çocuğum bana benzemez.
    12 ...
  9. 4.
  10. Hmmm.
    Cocukluguma donup baktigimda kavgalar disinda bi sey hatirlayamiyorum.

    Her gun birbirine giren bi anne baba surekli intihara kalkisan bi kardes.

    Bilmem ki.

    Babam 2000 yilinda araba almak icin almanyaya gitmisti. Geldiginde getirdigi scooter o kadar guzeldi ki. 16 senedir sakliyorum sapa saglam. Mat celik ustunde ingiliz ya da amerikan bayragi vardi ayak koyma yerinde. O zaman kimsede scooter yoktu herkes benden binerdi. Tekerlekleri saydam lastikti.

    Tabii buyunce ogrendim olan biteni. Hep hastalanirdim.

    Ne bileyim. Benim cocuklugum benden cok sey goturdu.
    10 ...
  11. 15.
  12. küçükken 3-4 yaş civarlarındayım ve ''r'' harfi yerine ''y'' dediğim zamanlar. kuzenimin benimle dalga geçmek için fırsat kolladığı günlerden biri.

    +nigt arı mı uçar ayı mı?
    -ayı.

    bolca kahkahalar evde gülmeler. bu durumda ara ara da olsa sürekli tekrarlanıyor. kuzenim mahalledeki çocukları topluyor oyun oynarken. aklı sıra yine bana gülecekler.

    +night, arı mı uçar ayı mı?
    -(kaşlar çatılmış ve ağlamaklı bir biçimde) kelebek.
    10 ...
  13. 5.
  14. Bisikletten düşüp yanağıma çakıl taşı girdiğinde "artık çirkin bir kızım" deyip aynalara küstüğümü hatırlıyorum.
    9 ...
  15. 4.
  16. Düşünüyorum. Bir çocukluk anım yok. Cidden yok. Çocukluğuma dair tek hatırladığım abim yatılı okula giderken gitmemesi için ağlamıştım. Başka hiçbir şey hatırlamıyorum.
    9 ...
  17. 9.
  18. 7 yaşlarım da felandım. anneannemlerin evindeydik nurlar içinde uyusun. hatırlamıyorum ama dışarı çıkacaktık. annem şunu giy dedi giymem dedim o zaman bunu giy dedi hayır dedim. böyle baya yarım saat felan iddialaştım. bulaşık yıkıyordu. sen ne istiyorsun çocuk diye beni sabunlu elleriyle evire çevire dövmüştü. ilk ve son dayağımdı. acımıştı baya bari elinde ki yüzükleri çıkarsaydı.
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük