bir kadın sevdim;
saçlarına ak düşmüştü,
alnına çizgiler,
geçmişinde kederin izleri...
bir kadın sevdim;
kadın ama çocuktu,
ruhu delişmen,
bedeni kıpır kıpır,
sözü, düşüncesi oynuyor,
bir çocuk sevdim;
benden hayli büyüktü,
yani kadın;
dışı daldan düştü düşecek,
içi bildiğin çocuk,
tir tir titrerdi,
dal gibi,
ayazda yavru kedi gibi.
bir çocuk sevdim,
görsen, anan mı derdiniz,
salla beni,
daha hızlı,
uçmak istiyorum derdi,
bilmezdiniz.
elele görseniz gülerdiniz,
içine bakabilseniz, burnunu silerdiniz,
öyle haylaz, öyle uçarı,
sevdim,
çocuk oluverdim,
evet,
bir çocuk sevdim.
bu dizi yürür o kadar diyorum. ferihada neymiş salla ya. çetin tekindor döktürüyor. karakterler hoş hikaye güzel bülent inal yerine başkası olsaymış daha iyiymiş ama neyse artık.
çetin tekindor'u harcıcak olan dizidir, eğer projede bülent inal varsa balık baştan kokar.
mahalle baskısı, tutucu baba, oynak kız, liseli muhabbetleri filan dizide gırla gitti ve şimdi böyle dizilerin çevrilip önümüze konması abesle iştigal olmakla beraber günümüzdeki kızların 100de 80'i o dizideki gibi hamile değil mi? şaşırtıcı ve yeni olan ne? elde var sıfır.
hatta dahada garip olanını paylaşiyim sözlük ahalisi arkadaşım anlatırken yuh dedim ya, sanaldan başkasınla takılıp, gerçekte başkasından hamile olup sanaldaki çıktığına çocuk aldıran kızlar biliyorum, arkadaşımın başına gelmiş al koy çek dizisini entrikanın kralı etrafınızda dönüyor, böyle klişe dizilerde değil.
kanal d yayın politikasını hiç anlamıyorum böyle dizi için üsküdara giderken kurban edilmez, düpedüz körlük.
2011 yılında, 1950 yeşilçam filmlerinden kalma bir replikle;
mine nin hamileliğini ailesine, en gerizekalı cümlelerle bildiren dr. sahnesi ile dizinin süper bir senaristi olduğu da anlaşılmıştır.. *
ayrıca kaçıranlar için peşpeşe beş defa da takrarı verilecektir. bu sezon yeni dizi tekrar trendi budur.
baba baba reklamlar verip, en marka oyuncularla çalışıyoruz diye hava yapıyorlar; sonra fos çıkıyor.
sihirli annemi seyretmek daha mantıklı..hiç değilse saçma sapan fantastik çakması olduğunu biliyorsun.
yine orta gelirli bi ailenin kızının önce zengin sevgili daha sonra zengin koca bulacağı dizi,merak ediyorum nasıl oluyor acaba bide nerdeyse her dizide..
klişeler üstüne inşa edilmiş bir dizi daha.
zaten böyle giderse cuma günü tümden "aptal genç kızların kaşarlaşma süreci" üzerinden gidecek.
1-adını feriha koydum
2-bir çocuk sevdim
3-diğer kanalda bişi görmüştüm ama adını hatırlayamadım şimdi.
dizide ilk bölümden liseli(ohşş) kızın yollu olduğunu ortaya koyması güzeldir.
ama baba şöyle elinin tersiyle bir tane vuramadı. anlaşılan bu dominant ana karakteri paso kılçıklık yapıp zevkimizi baltalayacak.
o kızın hiç dayaktan kaçışı yoktu. zira olması gerekende budur.
kız o durumda telefonun üzerine atlayacak , baba onun kafasını ezmeyecek öylemi?
anlaşıldığı üzere kaşar kızımızın yaptığı kaşarlık , dizi tarafından vaftiz edilip namusluluk şeklinde yutturulmaya çalışılacaktır.
ne olacağınıda söyleyeyim. bu kız önümüzdeki bölüm evden kaçar , tecavüze uğramak üzereykende yeni karşımıza çıkacak olan "gerçek aşkı" sayesinde kurtulur.
birde kız , arkadaşının evine gidicek. lavaboya geçtiği sırada erkeğin babası kızın arkasından "nerde buldun böylesini , varoşlardan kız alıp gelmişsin , ben bunların niyetini anlarım" edebiyatı yapacak...
yalvarırım artık şu sahneyi kullanmayın. yeter lan yeter... kaç oldu? 10? 15? yeter artık? hani aynı şeyi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorsunuz da sıktı artık.
yokmu şöyle gerçekçi takılıcak delikanlı bir yönetmen?
al sana senaryo. liseli kız , sevgilisiyle ilişkiye girer.
sevgilisi bunun görüntülerini çekip kızı tehtit eder ve satmaya başlar.
al sana en hardcore undan bir senaryo. istersen bu kıza lisede aşık olmuş bir velet de ekleyebilirsin. ama yok kız bu bataktan kurtulmamalı. teslimiyetçi olmalıdır.
%100 orjinal senaryo sana . fatmagüle nal toplatırsın.
oldukça doğal ve gerçekçi bir dizi.
klişe mlişe ama ne bekliyoruz ki? hani hata bende farklı yapımlar ile kıyaslıyorum. şu an ki türk dizi endüstrisine göre müthiş bir dizidir. en başta fatmagülü kim şeyaptı? dizisinden daha iyidir orası kesin.
evet daha sakin kafa ile tekrar izleyince farkediyoruz ki
-lise de "arabalı çocuk" diye veren az kız yok. sevgi mevgi diyorda geçiniz.
-ablası kese atmaya geldi. çok doğaldı lan. ailemizden biri gibi sanki.
-o çocuğun düşmesi lazım. bismillah daha ilk bölümden çocuk mu çakacaksınız diziye?
hayır bir de türk dizisine çocuk girdimi o bebe dizinin yarısını yer. halbuki bak weeds e bebek varmı yokmu belli değil. mis..
-helikopterden atlayan sevgiliye kızma kısmı çok gerçekçiydi.
-teyze ile liseli kızın konuştuğu kısımda kızımınız dağlar kadar denizler kadar demesi tebessüm oluşturdu yüzlerimizde.
dizinin ilk bölümünde baba, kızının karnındaki bebek için: "kimmiinn, bu piiççç?" diye bağırmıştı kızına. yemin ediyorum kulaklarımın pası silindi. deriiin bir oh çektim. o kelime beynimin içinde yankılandı durdu. "piiiçç, piiiç, piiiççç!"
uzun süre sansürsüz bir kelime duymamış kulaklarım, rahatladı sanki. ne güzel bir duygu?
neyse, konumuza dönelim, tespit yapıyorduk. kanal d, ilk bölümünde piç kelimesini sansürsüz yayınladı. lakin daha sonra, hemen ilk bölümün ardından dizi baştan sona tekrar yayınlandı kanal d'de. fakat 2. tekrarda piç kelimesi sansürlüydü. daha sonraki günler bir kez daha gösterildi, ama yine sansürlendi.
gerçi ne bekliyorduk ki. lan kelimesini bile sansürleyen bir rtük'ümüz var. kim tutar bizi?