bir çiçek sergicisi der ki

entry4 galeri0
    1.
  1. ben ruhi bey nasılım'dan, bir edip cansever eseri:

    Bin dokuzyüz on iki miydi, bin dokuz yüz elli iki miydi
    Güneşli bir öğle miydi, çiçekler gölgesiz miydi
    Ellerim kirli miydi
    Neydi
    Çiçeklere su mu serpiyordum, bir karanfil çok mu uzaklardan gelmişti
    Bilmem ki
    Benim bütün yaşamımda hep karanfiller olmuştur
    Her zaman hatırlarım
    Sanki bir karanfilden sürekli doğmuşumdur
    Bin dokuz yüz on iki doğumlu bir karanfili
    Karım göğsüme takmıştı. Şimdi ben çok yaşlıyım
    Şimdi ben nedense çok yaşlıyım
    Herkesi ayrı ayrı tanımam
    Ruhi Bey'i içerenköy'den tanırım
    içerenköy'ü iyi bilirim de ondan
    Kaç yıl önceydi, şimdi unuttum
    Babasını da tanırım
    Kaç yıl önceydi, bilemem
    Üryani eriği gibi gözleri vardı
    Çizmeleri, kamçısı
    Ruhi Bey, benden çiçek alırdı
    O zamanlar sokak sokak dolaşırdım
    Çiçek alanları iyi bilirdim
    Ruhi Bey de çiçek alırdı
    Nedense benden alırdı. Çünkü ben çiçekleri çok biçimli tutarım
    Kuşkonmazları sevmem, kullanmam
    Çiçeklerin aralıklarına bakarım
    Sanki ben onları hep yeniden yaratırım, yontarım
    Bin dokuz yüz kırk üçde biri öldü
    Boynu değil, bir karanfilin sapıydı, yana düştü
    Düşünce öldü
    Bir ölülük sindi ellerime
    Bir ölülük bana sindi
    Ona sergimde her zaman bir yer ayırırım
    Kimseler bilmez
    Ben işte gizli gizli onu sularım
    Karanlık bir karanfilliği
    Yoklukta bir karanfilliği
    O gün bugündür bütün çiçekler
    Karanfildir benim için.

    Bir gün de bir demet karanfilim yandı
    Bir demet karanfilin penceresi, kapısı
    Nedense yandı
    Önce giyinik bir ev görünümündeydi, öyleydi
    Takındı kırmızılarını sonra
    Süslendi
    Bir boşluk edindi orda kendine
    Hemen oracıkta bir boşluk
    Açtı şemsiyesini ve gitti.

    Ben şimdi oğlumun yanında kalırım
    Onun kırmızı yapraklardan yapılmış
    Bir zamandışılığı vardır
    Beni anlamaz
    Anlamaz, niye anlasın
    Anlaşılmak -değil mi ama- sanki kimsenin olamaz

    Ben kendime bir karanfil mezarı satın aldım
    Beni oraya gömecekler
    Ruhi Bey cenazeme gelecek
    Ama hangi Ruhi Bey
    Doğrusu biraz şaşırdım
    içerenköy'deki Ruhi Bey gelmez
    Osadece karanfil satın alır
    Ölümü pek beğenmez
    Şimdiki Ruhi Bey ölümedaha yatkındır
    Yaşamaya da
    Ölümle yaşam arasında bunalır bunalır
    Ben bu kadarını anlarım
    O gelir beni kaldırır
    Bir karanfil kalabalığına arrtık katılır
    Geçen gün gördüm
    Acımayı unuttum
    Sevinmeyi unuttum
    Ben her şeyi artık unutuyorum
    Ama ogeçerken ne yalan söyleyeyim şuramda birağrı duydum
    Ağrı da değildi belki, hani, nasıl
    Gövdemi yeniden buldum
    Acılar acılara eklenince ağırlaşıyor
    Gövdem de ağırlaşıyor
    Ruhi Beyle kocaman bir demet karanfil oluyoruz
    Şu üstümdeki boşluk kadar
    Bir demet
    Yok artık pek konuşmuyoruz
    Benim sözlerim eskidi
    Onunki de eskidi
    Zaten kelimeler sonludur
    Öyledeğil mi
    Donuk donuk bakışıyoruz
    Ben ölüme iyice yakın
    O yaşamaktan uzak
    Öyle bir gök içinde durmuş gibiyiz
    Karanfiller ölürken
    Karanfillerden bir deniz.
    2 ...
  2. 2.
  3. Çiçek sergicisinin ruhi beyi de unutturduğu bölüm.

    "o gün bugündür bütün çiçekler
    Karanfildir benim için"
    5 ...
  4. 3.
  5. 'abe güzel kızımıza almaz mısın bi çiçek be abi'.

    iliğimizi kemiğimizi kuruttunuz amk!
    4 ...
  6. 4.
  7. "Çiçeklerde bir telaş var, yağmur gecikti."
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük