içimin yağlarını eriten sokak savaşıydı aslında. bir yandan da bazı şeyler garibime gitti ve içten içe uyuz oldum ama.
nedenlerini anlatayım merak edenler de okusun olmazsa..
bizim işyeri bahçesi ve çayırı çimeni olan hoş bir yer, hiçbir şekilde çit filan yok. yani kaldırımdan adımını atsan bahçedesin, o derece.
birkaç senedir iki tane sokak köpeği burayı yurdu belledi ve bütün gün bahçedeler, resmen sahiplendiler burayı ve kovsam da üzerlerine su da döksem yine de gitmiyor ibneler.
bunları kovmamın sebebi de köpekleri sevmemem falan değil yanlış anlaşılmasın, aksine hayvan dostuyum fakat ''kimseye zarar vermemek'' şartıyla..
bu ipneleri sevmeye bile yaklaşsan, hadi siyah olanı ''ehh hadi gel sev bari'' diyor da kahverengi olanı direk diş gösteriyor. 3-5 ay önce görme engelli bir çocuk kaldırımda yürürken elindeki yön bulma çubuğuna kıllanıp baldırından ısırıldı bu itler tarafından. korkudan ne yapacağını şaşırdı çocukçağız.
düşünsenize görmeyip de biri tarafından ısırıldığınızı. kaçacak yer bile yok lan.
taşı soktum birinin kafasına ama neye yarar, 2 gün sonra curcunaya devam.
insanlar kaldırımda köpeğini gezdiremez oldu, hepsinin en az bir tane kötü tecrübesi var aga. köpeğini kucağında kaçıranlar mı dersin, kendilerini ilk bulduğu dükkana atanlar mı dersin. ne dersen de. hem ne baloncu ne bayrakçı ne bisiklet ne motosiklet. gelene geçene atarları var piçlerin.
belediyeyi aradım ilkin, burasını özet geçeyim ilgilenmedi götoşlar; yok dediler kanun bu şekilde, zart zurt! ulan dedim zarar veriyorlar insanlara, kanun insanları korumak için değil midir? cevap veremedi lavuk. zehirliycem en son ipneleri dedim, vicdanınız elveriyorsa yapın dedi. yok böyle birşey yahu, göte bak bana vicdanımı sorgulatıyor.
velhasılı kelam hiçbir şey yapılmadan öylece kaldı ve düne kadar da devam ediyordu bu büyük problem.
bu kadar gevezelendikten sonra asıl bombayı anlatacağım ki allah'ın sopası yok tabiri ne kadar da geçerli be moruk; bunlara öyle bir ceza verdi ki içimin yağları eridi yemin ediyorum.
olay dün öğle saatlerinde oldu.kapının hemen önündeki trafik ışıklarında, siyah, üstü açık, spor bir araba durdu. içinde, güneş gözlüklü, boynunda kocaman zincirli bir kolye olan, kel bir adam ve arka koltukta da 2 tane devasa rotweiler oturuyordu. hayvanlar gayet sakin etrafa bakınırken bizim itler arabanın dibine kadar gidip havladı, sataştı ve inanılmaz tahrik etti. küçük kardeşiniz içinden dua ediyordu ne olur atlayın ve sikin şu ibnetorları diye.
zaten olacakların akibeti çok belliydi ki önce şoförün arkasında oturan atlatı aşağı, bagajın üstün çıkıp 1 saniyede uçtu lavukların üzerine, diğeri hemen arkasından direk aşağıdaydı. olayla anlık gelişti. adam köpeklerin atladığına inanamadı şoktaydı. hayvanların maşallahı vardı ikisi de besili ve tosun gibiydi.
bizim itoğlu itleri bir geberttiler aga görmeniz lazımdı. rotların altında kötü kedi şerafettin'in damlarda siktiği kediler gibi ciyak ciyak inledi ipneler. trafik ışıkları yeşile dönmesine rağmen aracın sahibi el frenine asılıp hemen indi aşağıya.
köpekleri çekip alabilmesi 4 dakika kadar filan sürdü ama o süre bizim itlerin amı götü dağıtması için yeterli bir süre oldu.
sahibi ikisini de arka koltuğa oturturken bizim itler göt korkusundan kaçıp uzaklaştı haliyle. trafik yoğunlaştı herkes kornalara basıyordu haliyle.
en uyuz olduğum bölüm ise ben rotweiler'lerin tarafını tutarken birden hiç beklemediğim birşey oldu; aracın sahibi en son aracına binerken benim de içinde bulunduğum izleyici kitleye doğru seslenelerek ''eyle gurusıhı artizlih yaparlarsa görirler günlerini'' dedi o an rotweiler' lere olan sempatim de bitti..
plakasına baktım yabancı plakaydı ve d harfi vardı. amına kodumu alman kırosu dedim kendi kendime.
dayak yiyen itler araç gittikten hemen sonra dayağı yedikleri olay mahaline doğru kör topal gelip yeri kokladılar. hav huv sağa sola havlayıp bir ton artistlik yaptılar yine. baktım birinin arka bacağı yere basamıyor, diğerinin boynu ve kulağı kanıyor seslendim ikisine de ''nasıl siktiler ama ebenizi''.
ikisi de mahzunlaştı, inanın dediğimi anladı ve utandılar. bakışlarını yere doğrulttular.
ve bugün; uzun zamandır hergün kapının önünden ayrılmayan o itler, bu saate kadar hala ortalıkta görünmediler. herhalde gururları kırıldı ibnetorların. gelsinler yine vurucam yüzlerine aga.
neresinden bakarsan bak her turlu suc.
1) basibos ve hatta bir insani isirmis bir kopegin serbet kalmasi ve ilgili birimlerce yakalanarak gerekli siginaklara goturulmemesi: gorevi kotuye kullanmak savsaklamak
2) tasmasiz ve agizliksiz olarak insanlara zarar verebilecek sekilde kopek ile dolasmak. ayri bir suc.
bir ulkenin medeniyetinin gostergelerinden biride sokaklarinda ki basi bos kopekler ve sahipli kopeklerin nasil dolastirildigidir. bu konuda malesef cok geriyiz cok..
