ey dünyaya savaşmayı öğretmiş kavimin torunları! biliyorum unuttunuz savaşmayı. kardeş dediniz bir kısmınız çöldeki çapulculara, kaşını ayıramayanlara. yankeelerin, salon veletlerinin, temiz yüzlü avrupa çocuklarının gazına geldiniz, "dünya barışı, dostluk, kardeşlik" laflarını ağzınızdan düşürmez oldunuz. her fırsatta kaçma planları yaptınız o soyu belirsiz, duygusu belirsiz, şerefi belirsiz temiz yüzlü avrupa çocuklarının yanına. giyindiniz onlar gibi, giydirdiler bizi onlar gibi. her şeylerini soktular içimize, katlettiler bu şanlı milletin yüce kültürünü...
bugün güya hepimiz kan ağlıyoruz, güya hepimiz üzgünüz ya. yas tutuyor değil mi şimdi bu ülke o saçma sapan yarışma programlarının başında!
şöyle kısa süreli bir üzüntü kapladı içinizi haber bültenlerinin sürdüğü kadar. uzun sürer mi hiç? alıştı vücut, koyar mı bu saatten sonra 'insana'?
ey dünyaya savaşmayı öğretmiş kavimin torunları! daha iki gün oldu gerçek kardeşlerinizin hunharca, kalleşçe, gaddarca katledilmesinin üstünden. ama nerede şimdi o berkinciler? hedepeyi vatan haini olarak görmeyen küçük hainler? neden bugün de ağlamadılar? neden bugün de karıştırmadılar ortalığı? peki ya bizler neden sormadık onlardan bunun hesabını? çünkü gerek yok. unuttuk biz savaşmayı, bir kısmımız çapulcu olmaya çalıştı, diğer kısmımız yankee. ama öyle olmayı bile beceremedik. en son olan bize oldu. dalga geçer oldu mazisi bile olmayan fasulyeden ırkın insanları. unuttuk savaşmayı, unuttuk ecdadı, kim olduğumuzu unuttuk bizler.
hatırlamak lazım, hatırlatmak lazım. yoksa bizler daha çok 'güven'park göreceğiz...